Çünkü öyle перевод на испанский
5,018 параллельный перевод
Böylece Bayan Bell bize perşembe günü matematik sınavı yapacaksa Bay Abernathy de aynı günde tarih sınavı yapmaya kalkmaz. Çünkü öyle olunca ikisine de yeterince çalışamaz insan. - Aynen öyle.
Así, si la Srta. Bell hace un examen de matemáticas el jueves el Sr. Abernathy no hará uno de historia el mismo día porque no podemos estudiar para los dos.
Tuhaf çünkü öyle hayatı olanlar sizinle yer değiştirmeyi düşlüyordur.
Es muy cómico porque la gente que tiene esa vida probablemente fantasea con cambiar lugares contigo.
Jamaika'ya dönüyorum çünkü öyle yapmam söylendi.
Vuelvo a Jamaica porque así me lo han pedido.
- Olmayacak, çünkü öyle değil.
No será así, porque lo es.
Ama bu onu benim tanıdığımdan daha fazla tanıdığınız anlamına gelmiyor.. ... ya da sizin görüşünüzün benimkinden daha değerli olduğuna çünkü öyle değil.
Pero eso no significa que sepas más de él que yo o que tú opinión sobre él sea más válida que la mía, porque no lo es.
Ama sakın bunu bir nezaket gösterisi veya çığlık atmaya bir davetiye sanma. Çünkü öyle yaparsan bu adamlar beni kesinlikle öldürür.
Pero, por favor, no tomes eso como un acto de bondad o una invitación a gritar porque si lo haces, es muy posible que estos hombres me maten.
Çünkü öyle bir tiz ile çığlık atıyorlar ki duysan ödün bokuna karışır.
Debido a sus gritos podían asustar a mis hombres.
- Çünkü öyle.
- Porque lo decimos nosotros.
Çünkü öyle yapması için ona talimatı ben verdim.
Seguía mis instrucciones.
Çünkü öyle yapmamızı istedi!
Porque ella quería que nosotros!
Çünkü öyle bir şey seziyorum.
Porque estoy teniendo esa sensación.
- Tabi ki öyle düşünüyor, çünkü öyle.
- Claro que lo piensa, porque lo es.
Çünkü öyle bir şey yok bu bir saçmalık ve sen yetişkin bir insansın.
Porque no existe, porque es una estupidez, y porque tú eres un adulto.
- Neden? - Çünkü öyle.
- Porque lo decimos nosotros.
Ve şimdi keşke öyle demeseydim diyorum çünkü oldukça havalılar.
Y ojalá no lo hubiera dicho, porque son bastante geniales.
Tamam, suçuluk duygusunu hissettik. Çünkü bir mucize günde öyle bir şey gördüm ki. Açık ve net.
Muy bien, sentimiento de culpa recibido alto y claro.
Skye'ı vurdum çünkü "Kâhin" öyle yapmamı istedi.
Disparé Skye, porque eso es lo que El clarividente me dijo que hiciera.
Çünkü, tek gördüğümüz Eagleton'dan nefret eden arkadaşınız Jeremy Jamm ile konuştuğunuz. Öyle mi?
¿ En serio?
- Tam olarak öyle sayılmaz. Çünkü beni bombadan kurtaracaksın.
- Obviamente, no realmente, porque vas a salvarme de la bomba.
Sana doğru gelen bisikletimi görünce durursun sanmıştım. - Çünkü çoğu insan öyle yapar.
Pensé que verías mi bici acercándose a ti y pararías, porque la mayoría de la gente lo hace.
- Çünkü bize öyle söylendi.
- Porque nos lo ordenaron.
Madem ki sevgili değilsiniz, benim Lucas'a çıkma teklifi etmem sorun olmaz. Çünkü gerçekten de çok tatlı. Sence de öyle değil mi?
Así que si no lo estáis, no hay problema si le pido salir a Lucas, porque es muy mono, ¿ no crees?
Çünkü ben de öyle hissediyorum.
Porque me siento exactamente igual.
Hatta bugünkü evlatlık şeyine gelebileceğini sanmıyorum..... çünkü iyi arkadaşlar içinmiş ve belli ki ben öyle biri değilim.
¿ Sabes qué? No creo que pueda ir a lo de tu adopción hoy, ya que es para buenos amigos y obviamente yo no soy un buen amigo.
Kurbanlarından biri, ona taciz ederken Tanrı'nın eli tarafından dokunulduğuna inandığını biliyorum. Çünkü ona öyle söylemiştin.
Sé que una de tus víctimas creía que estaba siendo tocado por la mano de Dios mientas abusabas de él, porque eso fue lo que le dijiste.
Öğrencileri doğal yaşam alanlarında izliyorum... çünkü onları anlayamıyorum... evet, öyle biri olmam gerekiyor.
Observo a los estudiantes en su hábitat natural porque no los entiendo, y, ya sabes, se supone que soy uno de ellos.
Neden olduğunu bilmek ister misin? Çünkü Sanderson onlardan biri, öyle olmak zorunda.
Porque Sanderson es uno de ellos, debe de serlo.
Evet, öyle yapıyorum Booth. Çünkü o eski ajanlığından eser yok şimdi.
Porque no estás actuando como el agente que eras.
Hayır, öyle deniyor çünkü biz hep geç kalıyoruz.
No, dicen que los negros siempre llegan tarde porque siempre llegamos tarde.
- Erkek olsaydı bana öyle bakmazdı çünkü.
Porque el género masculino no me mira así.
Dennis bozduğundan beri ancak öyle çalışıyor çünkü.
Esa es la única forma en la que funciona desde que Dennis la rompió.
Öyle söyledim çünkü tam da o sıra tanıştığım en berbat kişi olduğunu ve hayatımı cehenneme çevirdiğini düşünüyordum.
Esta es la misma mujer que dijiste era tan mala que no aparecía en las imágenes de tu boda. Sólo dije eso porque, en ese tiempo, pensaba que era la peor persona que hubiera conocido, e hizo de mi vida un infierno.
Umarım öyle olur, çünkü geri döneceğim.
Espero que así sea. Porque voy a volver.
Çünkü eğer öyle yapmasaydım evde tıkılı kalıp "Go Fish" oynardık.
Porque si no jugaba contigo, habría jugado al "Vamos pez" todo el rato.
Çünkü insanlara öyle yaparlar.
Porque le hacen eso a los hombres.
Açıkçası ben öyle olmasını tercih ediyorum çünkü başka şeyler dahil olmadığında seks daha iyi oluyor.
¿ Yo? Lo prefiero así porque el sexo es mejor cuando no lo complicas.
Öyle mi? Çünkü bunu bir hafta önce yazmış.
De verdad, porqué esto es de esta semana.
Evet, farkındayım ki bütün dersler öyle olmalı çünkü seni buradan ayrılırken göremiyorum hiç.
Sí, estoy al tanto, lo cuál deben ser todas las clases ya que no te he visto salir del apartamento.
Umuyorum ki hakim üzerime çok gelmez çünkü hayatımı düzenlemeye çalışıyorum. - Öyle mi?
Espero que el juez no sea tan duro conmigo porque he cambiado mi vida.
Evet öyle, çünkü yaşadığınız ev biraz küçük sayılır, Josh. Ve benim alana ihtiyacım var.
Sí, lo es, porqué, verás, el sitio donde vives es un poco pequeño, Josh, y yo necesito espacio.
Beni aramadın çünkü, bir geyşa ile özel bir odada yiyişiyordun, öyle mi?
¿ No me llamaste porque estabas en un cuarto privado besándote con una geisha?
Bulsan iyi olur çünkü son yılımı senin "öyle miyim değil miyim" diyerek somurtmanı izleyerek geçirmeyeceğim.
Bueno, pues mejor que lo averigües, porque oficialmente no voy a pasar mi último año mirando tu cara de "Estoy o no estoy".
Şu an öyle popüler biri değilim. Çünkü, bazen insanlar çok fazla konuşma eğilimimden rahatsız oluyorlar. Beni önemseyerek dinlemiyorlar.
Y ahora estoy flotando entre grupos de amigos porque... a veces, las personas tienen problemas con mi tendencia a hablar en exceso... cuando nadie me escucha.
- Hayır, bu evliliği öyle bir kenara atmana izin vermeyeceğim çünkü sana değer verdiğinden emin bile olmadığın bir adam saplanıp kalmışsın.
- ¡ No, no voy a permitir que destruyas este matrimonio porque tengas alguna noción idealizada de un hombre que ni siquiera está segura de que se preocupó por ti!
Yani ben oraya gideceğim çünkü... Öyle yapınca...
Así que creo que me voy a adelantar y hacerlo porque cuando... ya sabes, cuando lo haces...
Umarım öyle değildir çünkü artık aranızdan biriyim.
Bueno, espero que no, porque ahora soy uno de ellos.
Çünkü o dölütün benden daha iyi olduğunu düşündüm! Sen de öyle düşündün herkes de! Onu kiralamam için bana baskı yaptınız!
Porque creí que ese feto era mejor que yo y ustedes lo creyeron y todo el mundo y me presionaron y se lo permití...
Öyle dedim çünkü beni güç pozumu verirken yakaladın.
Eso es porque me pillaste en medio de mi postura de poder.
Çünkü bana öyle geliyor ki, Doyle buraya iki adam bağlamış ama onlar iplerinden kurtulmuşlar.
Porque a mí me parece que Doyle tenía a dos hombres atados aquí, pero se escaparon.
Ama yapmak zorundasın, çünkü bu iş için mekanın 70'ler gibi görünmesi gerek, tabii senin de öyle.
Debes serlo, porque para que esto funcione... este sitio debe parecer de los 70... y tú también.
Çünkü benim için artık öyle değil.
Porque yo ya no.
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öylece 26
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öylece 26
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119