Inanıyorum перевод на испанский
83 параллельный перевод
Önceki hayatımda yaptığım bir şey için sınanıyorum. Çünkü şimdiki hayatımda beni çitin üstünden tekrar tekrar sikmene tekrar tekrar izin verdim.
Siendo juzgado por algo que te hice en una anterior vida porque en esta vida, en la que repetidamente te he dejado que me follaras encima de una valla!
Bu akşamın da o olabileceğine ınanıyorum.
Creo que esta noche puede ser la noche.
Ücretsiz plaj ile giriş ücreti alınan bizim gittiğimiz plaj arasında bir çit vardı. - Anlıyorum.
Había una cerca entre la que era gratis y a la que íbamos, en la que se pagaba el ingreso.
Çalınan tablolar ortaya çıkana kadar hiç bir şey yapmıyorum.
Ocultaré todo esto hasta que aparezcan los cuadros robados.
Ben, Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus tüm unvanlarımla başınızı ağrıtmayayım, falan feşmekan işte bir zamanlar, ki çok önce de değil arkadaşlarım ve akrabalarım tarafından Ebleh Claudius, Şu Aptal Claudius ya da Pepe Claudius olarak tanınan ben, şu an hayatımın bu tuhaf öyküsünü yazmaya hazırlanıyorum.
Yo, Tiberio Claudio Druso Nerón Germánico... Esto, lo otro y lo de más allá. Conocido no hace mucho tiempo por amigos y parientes o el tonto de Claudio o Claudio el tartamudo.
Artık işler daha zor, ama tanınan biri olmanın kaderim olduğuna inanıyorum.
Las cosas están difíciles ahora, pero siento que mi destino es ser reconocido.
Ayrıca geçen hafta çalınan kürkün şüphelisi. Anlayamıyorum.
Y creo que también robó una estola la semana pasada.
İsmi Sonia olan ve burda çalınan bir kızı arıyorum.
- Busco a una chica llamada "Sonia".
Sadece Hamner, çalınan kurtlar ve o kıllı şey arasında bir bağlantı kurmaya çalışıyorum.
No, Alfred. Buscaba una relación entre Hamner, los lobos robados, y el loco peludo de la otra noche.
Çalınan arabanı bulduklarına inanamıyorum.
No puedo creer que hayan encontrado tu auto robado.
Fırtınanın bütün gücünü çağırıyorum!
¡ Convoco el poder total de la tormenta!
Sizin Di B olarak tanınan The Queens Boys'u tanıdığınızı sanmıyorum.
Saben, me parece que los muchachos de Queens no conocen a Di B.
Aslında çalınan bebekler veya kasabanın bir yerindeki toplu mezarlar konusunda ihbarlar almadığınızı veya bu Kara Ayinlere ait delilleriniz olmadığını sanıyorum.
¿ Ha habido algún informe sobre bebés robados? ¿ O sobre fosas comunes abiertas en algún lugar de la ciudad? ¿ O se ha encontrado algún altar o evidencia de una misa negra?
Fırtınanın ortasında bir ağaca tırmanmıyorum!
No escalare un arbol en medio de la tormenta!
Sigaranı alıyorum büyükanne.
Déjame fumar, Nan.
Katılıyorum ama komite ülke çapında tanınan... ... fon sağlayabilecek bir yıldız istiyor.
Cierto, pero el comité quiere una estrella de prestigio nacional que pueda reportarnos ayudas.
- Tanınan biri değilim. - Tiyatroda çalışıyorum.
No le sonará, hago sobre todo teatro.
- O tanınan biridir, evet tanıyorum.
Sí, recién lo conocí.
Bu fırtınanın ortasında duygularımı analiz etmekte zorlanıyorum.
Diría que no soy el único abofeteado por la tormenta puritanista.
Emily, bağırsağı alınan Cecil'miş, ben Donlin'i arıyorum.
Llamare a Donlon.
Bana tanınan oyuncu seçme hakkımı kullanıyorum.
Ud. Me dio aprobación del elenco y de este modo lo ejerzo.
Nefes alamıyorum! - Hey! Dışarıdaki fırtınanın hızı saatte 160 kilometre!
¡ La tormenta está soplando a 160 km / hora!
Kitapçıdan alınan görüntüleri bilinen tüm tetikçilerle karşılaştırıyorum.
Estoy cruzando las grabaciones de la librería con todos los mercenarios conocidos.
Fırtınanın beni buraya getirmesinden öncesini hatırlamıyorum.
No recuerdo nada antes de la tormenta que me hizo llegar aquí.
Damardan alınan uyuşturucu ve Tanrı'nın ismini zikrederken yapılan korunmasız seks dolu bir geceyi belli belirsiz hatırlıyorum.
Cielos, una confusión de abuso de drogas intravenosas y sexo sin protección mientras decíamos el nombre de Dios en vano.
Ne hissettiğini anlıyorum, ama onu Kanada'ya taşınan bir arkadaşımın ricasıyla iyilik olsun diye aldım.
Entiendo como te sientes, pero fue un favor especial hacia un amigo que se muda a Canadá.
Bakıyorum, yeni taşınan komşularla aran çok iyi.
Pareces llevarte muy bien con los nuevos vecinos.
Geçen sefer yapılanları ayrı tutuyorum ve PSO boyunca alınan onca ekstra önleme rağmen katilin nasıl bu kadar rahat hareket ettiğini anlayamıyorum.
Y no se como, pero el asesino cambio nuestra vigilancia extra a lo largo de la autopista en una ventaja, así que o es demasiado o no lo suficiente.
Paranın çoğunun Brezilya dışındaki banka hesaplarında olduğuna inanıyorum, özellikle de az vergi alınan ülkelerde.
Creo que gran parte de su dinero está en cuentas bancarias del exterior, sobre todo en los paraísos fiscales.
Masasından alınan protein çubuklarında iğne deliği izi arıyorum. Daha çıkmadı.
Aún nada.
Enseye ritüel niteliğinde kazınan işaretlerle ilgili veritabanını tekrar tekrar tarıyorum. Adresler, ulaşım araçları, aklına ne gelirse.
Estoy recorriendo cada posible base de datos de marcaje de cuello ritual direcciones, transportes, programación, tu dime.
Bu ofiste alınan kararları tek başıma almıyorum, meclis üyesi.
No tomo las decisiones de esta oficina sola, concejal.
Kuo Nan. Hatırlıyorum.
Kuo Nan, ya lo recuerdo.
Evet, çalınan FBI aracından gelen... sinyalleri tarıyorum.
Sí, rastreo transpondedores para el vehículo robado del FBI. ¿ Cuánto tiempo tomará?
Tırnak altından alınan örneklerle çalışıyorum ama seks muayenesi için alınan DNA şu anda sistemde aranıyor.
Sigo trabajando en el raspado de uñas, sin embargo el kit sexual de ADN lo está rastreando el sistema mientras hablamos.
John, sana yalvarıyorum, Tanrı aşkına, bu anlaşmayı yanlış hareketler ve acele alınan kararlarla tehlikeye atma.
John, te lo ruego, por el amor de Dios, no arriesgues este acuerdo con falsas acciones y juicios apresurados.
Bunu henüz kimseye söylememek istemeni anlıyorum, Kitty, Ama herkes çevreden alınan güçlü desteklerin, Ne kadar önemli olduğundan bahsediyor.
Se que no quieres que nadie lo sepa todavía, Kitty, pero aquí todos hablan de lo importante que es tener un sistema de apoyo fuerte.
Georg'un annesi, Bjarnfredur Geirsdottir, çok iyi tanınan kadın hakları savunucusu ve avukatı, mahkeme salonunda bulunuyordu ancak yorum yapmayı red etti.
La madre de Georg, Bjarnfredur Geirsdottir, una conocida defensora de la liberación de las mujeres estaba presente cuando la corte falló pero se negó a hacer comentarios.
Mezarlıktan taşınan cesetleri hatırlıyorum da dehşet vericiydi.
Recuerdo haber tenido que retirar los cuerpos del cementerio. Fue terrible.
Fırtınanın yaptıklarına inanamıyorum.
No puedo creer lo que hizo esa tormenta.
O e-maili senin göndermediğine inanıyorum, ama senin peşinden kampüsüme taşınan ve geldiğinden beri daha da gürültüyle artan drama dozunu görmezden gelemem.
Le creo que usted no envió el e-mail pero no puedo ignorar el nivel de drama que la ha seguido a mi campus y que ha aumentado desde que usted llegó.
- Çalınan kamyoneti hatırlıyor musun? - Hatırlıyorum.
- ¿ Te acuerdas del camion robado?
Önemli bir duyuru yapacağım. İşi bırakıyorum. Dünyaca tanınan biri olmak için Londra'ya gidiyorum.
Tengo un importante anuncio que hacer. ¡ Renuncio!
Hâlâ fırtınanın etkilerini atlatmaya çalışıyorum.
Sigo con las secuelas de la tormenta.
Fırtınanın gücünü çağırıyorum!
¡ Invoco el poder de la tempestad!
Boru hatta döşenmek üzere toprağı çalınan 3,000 çiftçiyi tazminat savaşı için çağırıyorum. Muchisimas gracias. Organizasyonunuz hakkında açıklama yapmak istemiyor musunuz?
Exigo la reparación a 3 mil granjeros a quienes les robaron sus tierras para hacer camino a los oleoductos. ¿ No desea hacer una declaración acerca de su organización?
Ben tüm parası çalınan bir hayır kurumu için çalışıyorum.
Trabajo para una organización de beneficencia a la que le han robado todo su dinero.
Bunun gibi buralara taşınan züppelerin daha sık soyulmadığına şaşıyorum ben.
Me sorprende que los yuppies se muden aquí y no les roben más seguido.
Çömelerek çalışıyorum ve bilirsin ısınan hava bütün o hava akışı muhabbeti yani, "Eureka!".
Bueno, me estaba agachando, y ya sabes como baja la temperatura y todo eso de la inversión térmica, así que... listo.
Amy Damper'in oturma odasından çalınan yüzük kutusunu düşünmeden duramıyorum.
Sigo pensando en el joyero, el que se llevó del salón de Amy Damper.
* Hem de tek bir başıma, sinirlenmişim, var mı kaşınan? * * Uğraşıyorum ruhumu kurtarmaya, Tanrım, yetiş evladının yardımına *
Una traducción de Subtitulos.es...
inanıyorum 283
inanıyorum ki 68
inanılmaz 1325
inanırım 48
inanın 122
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanın bana 383
inanıyorum ki 68
inanılmaz 1325
inanırım 48
inanın 122
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanın bana 383