Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Acelesi yok

Acelesi yok перевод на французский

227 параллельный перевод
Acelesi yok.
Il n'y a pas de hâte.
Acelesi yok.
Ça presse pas.
Ama acelesi yok, hem de hiç acelesi yok.
Nous ne sommes pas pressés.
Hayır, hiç acelesi yok.
Il n'y a pas d'urgences.
Acelesi yok.
On n'est pas pressés.
- Acelesi yok.
- Ça attendra.
Acelesi yok.
Pas la peine de se presser.
Acelesi yok, Charlie.
Quand vous pourrez.
Acelesi yok.
Il n'y a pas d'urgence.
Acelesi yok.
Il n'y a pas d'urgence pour moi.
- Bunun acelesi yok.
- Il n'y a pas de péril...
Acelesi yok.
C'est pas pressé.
- Acelesi yok zaten. - Teşekkür ederim.
Ce n'est pas urgent.
- Tabi, acelesi yok.
Prenez votre temps.
Acelesi yok, konuşsunlar. Bu önemli.
C'est important.
Acelesi yok.
Ne t'inquiète pas.
Acelesi yok Laura.
Tout à l'heure, Laura.
Acelesi yok. Jenerik saatlerce sürüyor nasılsa.
Le générique est interminable.
Acelesi yok.
Ca attendra.
Acelesi yok.
Ça peut attendre.
Acelesi yok. Bol bol vaktin var.
Patience, tu as tout ton temps.
Sheik Nuwas, onur konuğumuzun hiç de acelesi yok.
Cheik Nuwas, notre invité d'honneur, n'est pas pressé.
Acelesi yok.
Ça ne presse pas.
- Ateşiniz çok yüksek.Acelesi yok.
- Vous êtes fiévreux. Rien ne presse.
Acelesi yok azizim.
là, là! Des bas, la pauvre... Ça ne presse pas, allez.
Bu kadar küçük bir pirinç tarlasını hasat etmenin acelesi yok bence.
Tu as vu cette rizière minuscule! Pas besoin de se hâter pour finir vite!
Ama yolcularımızın bir acelesi yok.
Rien ne presse nos passagers.
Siz çobanların yemek konusunda acelesi yok, değil mi?
Vous êtes pas pressés de manger, pas vrai?
Acelesi yok. Yarını bekleyebilir.
Mais vous avez le temps, vous pouvez le faire demain.
Hiç acelesi yok.
Ne te presse pas.
İşin acelesi yok.
Rien ne presse.
Acelesi yok diye düşünüyorum.
- Il me semble que rien ne presse.
Ve bizi bir güzel halleder. Talby'nin acelesi yok.
Ne t'inquiète pas, nous le devancerons.
Onların acelesi yok. Görmüyor musunuz?
Ils ne sont pas pressés.
Çok acelesi yok.
Ce n'est pas si urgent.
Şahsen iletilmesi gerekiyor. Acelesi yok. Dağlardan İtalya'ya dönünce verirsin.
Elle doit être remise en main propre, mais ça attendra votre retour en Italie.
Acelesi yok...
- Mais vous savez, ça pouvait attendre.
Hayır, anne. Acelesi yok.
Non, maman, cela peut attendre.
- Onun acelesi yok.
- Y'a pas le feu!
Acelesi yok.
Ce n'est pas urgent.
Hiçbirinin acelesi yok.
Ils sont là, ils ne galopent nulle part.
Acelesi yok, değil mi?
Ce n'est pas pressé, non?
Tanrım, sanki hiç acelesi yok!
Il n'a pas l'air pressé...
- Acelesi yok, tamam mı?
- C'est pas pressant, hein?
Seni sıkıştırmıyorum, acelesi yok.
Ça ne presse pas.
- Bir acelesi yok. Yeter ki beş dakika içinde bak.
- Je peux attendre, tant que vous le faites dans les 5 minutes qui viennent.
Acelesi yok ki, canım.
Inutile de se presser.
Acelesi yok.
Rien ne presse.
Acelesi yok.
- Rien ne presse.
Acelesi yok.
Non.
Neyse, acelesi yok!
Y a pas de presse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]