Yoksa ne перевод на французский
11,646 параллельный перевод
Yoksa ne olacak?
Ou bien quoi, exactement?
Yoksa ne?
Sinon quoi?
– Yoksa ne olur?
- Sinon quoi?
- Yoksa ne yaparsın?
Sinon quoi?
Victoria kadar ölme arzun yoksa nefesini tutup bekleme.
Ne retiens pas ton souffle, à moins que tu veuilles Un désir de mort du niveau de Victoria Grayson.
Onu seviyor mu yoksa ondan nefret mi ediyor olduğu hakkında hiçbir fikri yok.
Il ne sait pas s'il devrait l'aimer ou la détester.
Bununla ilgili sizde anlatacak bir şey yoksa bende var.
Si vous ne savez pas, je peux vous inspirer.
Yoksa genç erkek avcısı kim mi demeliydim?
Ou plutôt, qui est la cougar? Ne faites pas attention.
Hangisini daha çok beğendiğimi bilmiyorum. Kişiye özel omletleri mi yoksa hafif caz müziğini mi.
Je ne sais pas ce que j'ai préféré... les omelettes personnalisées ou la légère musique de combo jazz.
Sızlanma, yoksa bizi 4x3 formatına sokarlar.
Ne te plains pas ou ils vont nous mettre en 4 / 3.
- Biliyorum. Restore mi edeyim yoksa gözümün önünde çürüsün mü hâlâ karar veremedim.
Je ne sais pas si je dois le rénover ou le laisser tomber en ruine.
Bağırmadan şeytana ant iç yoksa seni öldürürüm.
Jure devant Satan que tu ne crieras pas, ou je te tue.
Ne oldu burada? Kaza falan mı oldu yoksa...
Que s'est-il passé?
Dostum, şansın var ki 1 seneden fazladır bira içmiyorum yoksa bana ısmarlamana hayatta izin vermezdim.
Si je n'avais pas bu de bière depuis un an je ne vous aurais pas laissé m'en payer une.
Yoksa bunu hatırlamıyor musun?
Tu ne t'en souviens pas?
Kontes gelmeden onu bulmamız gerek yoksa sonumuza imza atarız.
On doit le retrouver avant que la Comtesse ne revienne, sinon ça va saigner.
Ama ben de şu an kendimden bahsetmiyorum zaten bahsediyor muyum yoksa?
Mais je ne faisais pas référence à moi-même, n'est-ce pas?
Bana Alex'in nerede olduğunu söyle yoksa hayallerin bununla sınırlı kalır.
Dites-moi où elle est, ou votre rêve ne se réalisera pas.
Eve mi gidiyorsunuz yoksa geçerken mi uğradınız?
Vous rentrez à la maison ou vous ne faites que passer?
Bana mı öyle geliyor yoksa Liam'ın planın ikinci kısmından haberi yok mu?
C'est moi ou Liam ne connait pas la seconde partie du plan?
Yoksa gitmezdim.
Je ne veux pas partir.
- Siz mi buldunuz yoksa?
Ne me dites pas que vous l'avez trouvé.
Sakıncası yoksa Eric, Jimmy'ye dönerek başlamak istiyorum.
Si ça ne vous dérange pas, Eric, j'aimerais commencer par revenir à Jimmy.
Beni takip etmeyi bırak, yoksa seni şikayet ederim.
Ne me suis plus ou je porte plainte.
Korkmalı mıyım, yoksa gururum mu okşanmalı emin değilim.
Je ne sais pas si je dois être effrayé ou flatté.
Bir sakıncası yoksa Fransız Büyükelçiliğinin burada ne aradığını sorabilir miyim?
Si j'ose vous le demander, quel business l'ambassade française possède ici?
Yoksa konuşma mahkemede delil olarak kullanılır.
Ce sms ne fera pas bien à notre procès.
Söyle bakalım, bu sözde B613, halka duyurulduğunda kimler senin yanında olacak? Bu kemikleri birleştiren sessiz sakin paleontolog mu,... yoksa alt sokakta oturan adam mı? Kim senin fişini çekmiş olabilir?
À ton avis, qui a le plus à perdre quand ce soi-disant B613 sera rendu public... le gentil paléontologiste qui collecte des os ou l'homme au bas de la rue qui aurait pu tout arrêter mais qui ne l'a pas fait?
Şimdi bana "Tilki Kuyruğunun" ne olduğunu kendin söyler misin yoksa sana yardım edeyim mi?
Est ce que tu veux me dire de ton plein gré ce qu'est Foxtail, ou je t'aide?
Eğer sakıncası yoksa şimdi amiral gelmeden önce yapmam gereken bazı işler var.
Maintenant, si ça ne vous ennuie pas, j'ai des choses à faire avant que l'amirale arrive.
Bana aileden biri mi önerdi, yoksa ilk olarak benim aklıma mı geldi tam emin değilim. Düşüncelerini almak için Douglas ile konuşmam lazımdı.
Je ne sais pas si c'était mon idée ou si on me l'a suggérée, mais j'ai décidé de parler à Douglas pour savoir ce qu'il en pensait.
Üzerindeki "D" ne iş? , yoksa...?
- Mais c'est un "D" que je vois là.
Walter, acilen Simon'un yanına gitmen lazım. Yoksa bu adamları dışarı çıkartamam.
Walter, tu dois secouer Simon ou je ne pourrais pas faire sortir ces gens.
- Ne dersin? Pembe mi yoksa mavi mi?
Qu'en pensez-vous?
Aşık mıyım yoksa bana denileni mi yapıyorum bilmiyorum.
Je ne sais pas si je suis amoureux ou si je suis les ordres.
- Kapa çeneni seni sıçan. Yoksa Şeytan'ın kıçını öpen tek o olmayacak!
- Ferme-la, rat puant, ou elle ne sera pas seule à aller lécher le cul du Diable!
Bununla ilgili bir şey bilmediğini sanmaları gerekiyor, yoksa seni de öldürürler.
Ils doivent croire que tu ne sais rien sinon ils te tueront aussi.
- Yas tutma şeklin çok dikkat çekiyor. Dua et ben Damon değilim yoksa çoktan bir hücreyi boylamıştın.
La façon dont tu fais ton deuil attire trop l'attention, et tu as de la chance que je ne sois pas Damon parce que tu serais probablement enfermée dans une cellule en ce moment.
Hangisi daha rahatsız edici bilemiyorum, bunu yapmış olman mı yoksa soyluların bunu görmesine izin vermen mi.
Je ne sais pas ce qui est le plus dérangeant, le fait que vous l'ayez créé ou le fait que vous l'ayez laissé entre les mains des autres nobles.
Hava yoluyla yapılamaz, yoksa havasızlıktan ölürüz.
L'air ne passe pas à travers, et on aura du mal à respirer.
Bay Lyon, onay formu olmadan ilaçlarınızı veremem yoksa kovulurum.
M. Lyon, je ne peux pas vous donner vos médicaments sans une autorisation ou je serais viré.
Yapılacak bir şey yoksa, yapılacak en iyi şey hiçbir şey yapmamaktır.
C'est toujours mieux de ne rien faire quand on ne doit rien faire.
Agatha gerçekten bir gün evvel gitmeye mi karar verdi, yoksa Lutece'de bir geceye daha ödeme yapmamak mıydı tek derdin?
Agatha a vraiment décidé de rentrer un jour plus tôt, ou vous ne vouliez pas payer une nuit de plus au Lutece?
Bu işin seni sinirlendirdiğinin farkındayım ve kesinlikle konuşacağız ama ben hâlâ, teknik olarak çişimi yapmadım. Eğer sakıncası yoksa...
OK, je comprends que tu sois en colère, et on va parler, mais techniquement, je n'ai toujours pas pissé, donc si ça te ne gêne pas...
Başka biri seni öldürmeyi deneyebilir diye mi yoksa ilmekçiler hakkında gerçekten ne bildiğini görmemizi istemediğin için mi?
Parce que quelqu'un d'autre pourrait tenter de te tuer ou parce que tu ne veux pas qu'on voit ce qu'elle savait vraiment à propos du programme?
Kız güçsüz müydü yoksa bunu saklamata çok mu iyidi bilmiyorum yada üstünlük mü sağlamaya çalışıyordu.
Je ne sais pas si elle était faible et tout est très bon à cacher ou si elle a été déjoué.
Yoksa avukatlar sadece çoktan suçlu olduğuna kanaat getirdiğiniz insanlar için mi?
Ou est-ce seulement pour les personnes qui vous ne l'ont pas déjà décidé se sont rendus coupables?
Yoksa Quantico artık bunları öğretmiyor mu?
Ou est-ce que Quantico ne vous a rien appris?
Walter, ne kadar canın yanarsa yansın sabit durmak zorundasın, yoksa araba düşecek.
Walter, peu importe, à quel point ça fait mal, tu dois rester immobile ou la voiture tombera.
Constructo-Battle'da acı bir yenilginin onun için bir sakıncası yoksa, bana da yok.
Seulement si ça ne le dérange pas de se faire botter le cul dans une Constructo-Battle
Ancak gerçeklerden habersiz olmana izin veremem yoksa bunu anlamadığın bir durumda daha fazla pot kırarsın.
Cependant, je ne peux pas vous laisser dans l'ignorance, au cas où vous continuiez dans une voie que vous ne comprenez pas.
yoksa ne olur 26
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nepal 33
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139