Amacın ne перевод на французский
1,342 параллельный перевод
Oradaki amacın ne? Yeni :
Quel est ton objectif?
Amacın ne?
Elle a perdu son petit ami.
Her ne isen. Amacın ne olursa olsun. Ben yokum.
Quoi que tu tentes ou que tu fasses, c'est fini pour moi.
Senin amacın ne?
Et votre rôle?
- Amacın ne Frank?
- Où veux-tu en venir?
Amacın ne?
Alors à quoi ça sert?
ama amacın ne?
Quel est l'intérêt?
Amacın ne?
au juste?
Medyada bu konuyla ilgilenen gazeteciler ve fotoğrafçılar kararın ne zaman açıklanacağını öğrenebilmek amacı ile mahkemenin önünde bekliyorlar.
Les reporters, photographes et médias couvrant ce procès... sont assis dans le parking du palais de justice... et attendent des nouvelles du verdict.
Ve ikinci olarak, bu bir kolye değil babam tarafımdan kim ve ne amacım olduğunu unutmaman için bana verilen bir madalyon.
Et deuxièmement, ceci n'est pas une chaîne... c'est un médaillon que j'ai reçu de mon père... pour ne pas oublier qui je suis et ce qui compte pour moi.
Yani bütün amacının merkezi kurtarmak olduğunu söyleyemezsin.
Vous ne pouvez vous limiter à sauver un centre.
Kılıç sanatının asıl amacı kılıcın, insanın ne elinde ne de kalbinde var olmasıdır. Kılıç ustası dünyanın geri kalanı ile barış içindedir.
L'enjeu ultime du chevalier est de n'avoir d'épée ni à la main ni dans le cœur.
Asıl amaç uğruna, barış uğruna hayatlarını feda edenleri unutmayın.
Ceux qui vont mourir vous prient de ne jamais oublier l'idéal ultime des chevaliers.
Doğrusunu isterseniz, bu olayda amacın soygun olduğundan emin değiliz.
Nous ne sommes pas sûrs que le vol soit le mobile.
SD-6'nın amacının ne olduğunu söylemişlerdi?
Quel était selon eux l'objectif du SD-6?
Genetik olarak olduğumu iddia ediyorum ama sanırım, DNA testinin amacı sanırım bana ait olduğuna dair bir garanti istedim. Karşıma 10 yaşında çıktın.
Je ne t'ai pas élevée.
Haydi, amacınız ne?
Terroriser?
Ama onlara işkence etmek gibi bir amacı yoktu, değil mi? - Ne demek istiyorsunuz?
Mais sa mission n'était pas de les torturer.
- Bu amaç başınızı belaya sokabilir.
Je ne voulais que le bonheur de ma soeur.
Her şeyi bilip hiç bir şey yapmamanın amacı ne?
À quoi ça sert de tout savoir et de ne jamais rien faire?
Neden buradasınız? Bana işkence etmeye mi çalışıyorsunuz? Amacınız bu mu?
Comment pouvez-vous rester là, me passer votre commande et prétendre qu'il ne s'est rien passé?
Ne gibi bir amacın olduğunu açıklığa kavuşturmadık.
Agréable oui, mais génial, non.
Bu çalışmanın amacını sorabilir misin? - Louise, ne öneriyorsun?
Demandez aux sœurs fardées quel est le but de leur exposé?
Haşlanmış yumurtaların bundan daha iyi bir amaç için kullanıldığını sanmıyorum.
- Marrant, hein? Je ne crois pas qu'il y ait eu de meilleur usage des oeufs à la diable dans l'histoire culinaire.
Başladığında köleleri özgürleştirmek amaç değildi ama savaş her şeyi...
Pourquoi ne le feraient-ils pas? Libérer les esclaves n'était pas le but initial, mais tout change.
Zaten amaç bu! Teslim olana kadar bitmeyecekti.
Ça ne s'arrête pas tant que tu n'as pas craqué.
Bunu kurcalamanın amacı ne?
Ça sert à quoi de t'en mêler?
Her şeyin yakalayanın elinde kaldığını, hiçbir amacın bulunmadığını...
Tout est à prendre, et rien ne s'explique.
Gerçek hayatta... bir erkek, cuma gecesi... topuklu giymiş bir kızla çıkıyorsa... ve o kız en yakın arkadaşını bile çağıramıyorsa, amaç bellidir.
Il n'y a qu'un monde le monde véritable et dans ce monde... si un homme sort une femme un vendredi soir dans ses talons de pute... et elle ne peut pas amener sa copine, il essaye d'avoir du cul.
Bir gelişme göstermeyince ata iflah olmaz damgası vurdular. Onu daha iyi atların eğitiminde kullanarak, başa baş yarışlarda kaybetmesi için zorladılar. Amaç diğer hayvanı cesaretlendirmekti.
Il ne s'est pas amélioré et on a décidé qu'il était incorrigible. ll est devenu partenaire d'entraînement pour améliorer les autres chevaux et on l'obligea à perdre des duels à un contre un pour donner confiance aux autres animaux.
Amacın ne, Jimmy?
Que veux-tu, Jimmy?
... Birleşmiş Milletler bu tarzda bir şeye tahammül edemezler Bugün ekonomik yaptırımlar uygulanmasını onayladılar... ve "01" in sıkıştırılması ve izolasyonu amacıyla bölge denizden ambargoya alındı.
Les nations du monde ne peuvent tolérer ce genre de supercherie des mesures de sanctions économiques sont approuvées... ainsi qu'un blocus maritime afin d'endiguer et d'isoler Zéro-Un.
Oyunculuğun amacının ne olduğunu düşünüyorsun?
Selon toi, à quoi sert toute cette histoire du théâtre?
Böylece birdenbire her tür yeni kimyasalı üretmek olanaklı oldu sentetik kimyasallara benzerleri daha önce dünyada hiç varolmayan ve her tür amaç için ve ne pahasına olursa olsun.
Il est possible de fabriquer de nouveaux produits chimiques comme il n'en avait jamais existé pour tous les usages et pour un coût dérisoire.
Ne olabilirdi diye düşündüğümde insanların bir örgütlenmesini düşünüyorum bir amaca kenetlenmiş ve amaç zarar vermemek.
On pourrait imaginer un groupe de gens qui poursuivrait un but. Ce but serait de ne pas causer de tort.
Çok iyi bir iş çıkardığımızı söyleyemem ama iyi olan, olumsuz etkenlerin üstesinden gelen şeydi amacımız.
Ce n'est pas qu'on ne faisait pas de bons trucs, Mais ces bons trucs parlaient, des aspects négatifs de ce qui arrivait après qu'on a atteint, notre but,
Bizi bu ana getiren mücadelenin tarihini de coğrafyasını da bilmiyordum, fakat bedenimiz,... onlara ait olmayan bir güç ve onların zamanının ötesinde bir amacı hatırladı.
Je ne connaissais pas l'histoire et la géographie de la lutte qui nous fit en arriver là, mais nos corps se remémorèrent une force qui ne venait pas d'eux-mêmes, et un but qui n'était pas de leur époque.
Bazı doktorlar, ağzımızdaki mikropların tek amacının, daha saldırgan mikropların ağızda barınmasına engel olmak olduğuna inanıyor, biliyor muydun?
Selon certains médecins, les bactéries orales ne sont présentes que pour empêcher d'autres bactéries de se développer dans la bouche.
Özel hayatınıza karışmak gibi bir amacım yok.
Je ne cherche pas à m'immiscer dans votre vie privée.
neticede ölüm bunu altın tabakla bana sunmuşken yaşama amacına sahip olmamak konusunda kızmak ve mızmızlanmak zor
Après tout, c'est difficile de se plaindre de ne pas avoir de but dans la vie, alors que la mort me l'a servi sur un plateau
- Kes şunu. Düzgün bir adamsın. Bu uzun sürmez ama şu anda benim amacıma uyuyor.
- Vous faites preuve d'intégrité, ça ne durera pas mais pour le moment ca sert mes affaires.
Sadece yürüme yeteneğini kaybettin diye dünyadaki amacının bittiğine inanmıyorum.
Je ne peux pas croire que tu n'as plus d'objectif dans la vie juste parce que tu as perdu la capacité de marcher.
Ayrıca, kocasının yarattığı kötü intibadan sonra, iyi bir amaç için toplanmak insanları rahatsız etmeyecektir.
Après toute la mauvaise publicité que ton mari nous a faite, ça ne fera pas de mal à la société de participer à une juste cause.
Ne yaptığının farkındayım, amacını biliyorum.
Je sais ce qu'il manigance.
Amacımız, duygularınızı kavgaya veya eroine yöneltmenizdense başka bir kanala aktarmanız, ve herkes de sahne ışıklarının önünde olmak zorunda değil.
L'idée est de vous donner l'occasion de canaliser vos émotions autrement qu'en bagarres ou dans la drogue, et tout le monde ne sera pas sur les planches.
Tanıdığım Lex başka bir amacı yoksa karşı tarafın elini sıkmaz.
Un Luthor ne sert jamais une main sans arrière pensée.
Fakat amacınız ne? Amaç, Jessica, döndüğüne, aynı değilsin.
Quand on revient de là, on n'est plus le même.
Blair'in savunduğu şey şu : bir politikacının görevi geleceğe bakabilmek ve olabilecek en kötü şeyi hesaba katmak ve sonra bunu önlemek amacıyla vaktinden önce harekete geçmek için küresel terör ağının yarattığı yeni tehditle karşı karşıya olduğumuzu bize göstermektir.
D'après M. Blair, devant cette nouvelle menace d'un réseau terroriste mondial, un politicien se devait désormais d'anticiper l'avenir, d'imaginer le pire, et d'agir avant que quoi que ce soit ne se produise.
- Hadi bana hayatımın amacının ne olduğunu sor.
Demande-moi ce qu'est mon rêve.
Bütün bunların amacı ne?
- Et ça sert à quoi?
Bu ada, ıssızlığın ortası, profesyonellerden bir ekip, amacı ne?
L'île au milieu de nulle part. Ce sont des pros, alors pourquoi?
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320