Bilmelisin перевод на французский
1,961 параллельный перевод
Yapabileceğimi bilmelisin.
Je veux que tu le saches.
Bilmelisin ki bu işlerde olmaman gerektiğini düşünüyorum.
Je veux que vous sachiez que vous n'avez pas votre place dans le cinéma.
Mesele ben değilim, bilmelisin.
Il ne s'agit pas de moi.
Chester. Bütün ülkenin seni desteklediğini bilmelisin.
Chester, sachez que votre pays tout entier est derrière vous.
Chloe, bilmelisin,... Başkan'ı kurtarmak için kendini feda etti.
Chloé, sache que Bill s'est sacrifié pour sauver la Présidente.
Seni bağışladığımı bilmelisin.
Sachez que je vous pardonne.
Bunların olmasına asla izin vermeyeceğimi bilmelisin.
Et il faut que tu saches que je laisserai jamais faire ça.
Kararını vermeden önce şunu bilmelisin.
Avant de prendre votre décision, sachez une chose.
Bayan Fahringer'in oksijen desteğini kestiğini iddia eden resmi bir şikayet dilekçesi yazıldığını bilmelisin.
Je voudrais vous informer qu'une plainte a été déposée. Vous auriez coupé l'oxygène de Mme Fahringer.
Aradaki farkı hiç olmazsa sen bilmelisin.
Vous, en particulier, devriez saisir la différence.
Bak, şunu bilmelisin David : Bu gece bir anlaşma yaptım senin yaşamına karşı benimkisi.
Vous devez savoir, David, que ce soir, j'ai donné... ma vie pour la vôtre.
Bilmelisin ki, verdiği mesajı konuşmama dahil edeceğim.
Je vais glisser cette formule dans mon discours.
Tamam mı? Ama şunu bilmelisin bu herif Bush'a oy verdi.
C'est reparti... "J'ai un cancer!" Au moins, tu sais ce que tu as.
Ayrıca şunu bilmelisin ki Zooey. Peter, cinsel olarak çok erken yaşlarda olgunlaştı.
Tu dois comprendre, Zooey, que Peter était très précoce sur le plan sexuel.
Dağın uzak ucu tarafından başka bir giriş daha var. Sadece nereye bakacağını bilmelisin, ki ben bunu biliyorum.
- Par une autre entrée, de l'autre côté de la montagne, il suffit de regarder au bon endroit.
Kadınlar hakkındaki böyle şeyleri bilmelisin.
Tu connais mal les femmes.
Şunu bilmelisin ki ; düşündüğüm şeyler her zaman asıl düşündüğüm şeyler değildi.
Il faut que tu saches que ce que je pensais n'était pas forcément ce que je pensais.
- Asil bir prenses olduğumu bilmelisin.
- et que je suis une princesse royale.
O pisliği senin yaptığını bildiğimi bilmelisin.
Alors sache que je sais que c'est toi qui as fait ce coup-là.
Ama hayallerinin peşine düşmenin utanılacak yanı olmadığını bilmelisin.
Mais tu sais, il n'y a aucune honte à poursuivre ses rêves.
Bilmelisin ki, o buralarda bir efsanedir.
Tu devrais savoir, que c'est une légende ici.
O anların değerini bilmelisin.
Il faut que tu voies ces moments comme quelque chose de spécial.
Bunu bilmelisin.
Il faut que tu le saches.
Aşağıda olan şeyler hakkında seninle konuşamayacağımı bilmelisin. Tamam.
Je ne peux rien dire sur ce qui se passe là-bas.
Jack, şebekeyi kapatmadan bazı riskler olduğunu bilmelisin.
Jack, couper le réseau comporte des risques.
Bak, bilmelisin ki, bunu bir kadın için yapıyorum.
Je fais ça pour une femme.
Ve bence nedenini bilmelisin.
Et vous devriez savoir pourquoi.
Oraya girdiğinde, ne aradığını tam olarak bilmelisin.
On doit déterminer ce qu'on veut savoir avec précision, avant d'entrer.
"Buna her baktığında seni düşünüp, sevdiğimi bilmelisin" demiştim.
Je lui ai dit que... chaque fois qu'elle le regarderait, elle saurait qu'à cet instant précis, je pensais à elle, et l'aimais.
Ama şunu bilmelisin, profesyonel tartışmalar böyle durumlarda hesaba katılmaz.
Mais vous savez que les disputes professionnelles ne comptent pas dans ce genre de situation.
Olanları bilmelisin.
C'est toi, qui dois le savoir.
Ama bilmelisin, ilk 10 atlayış her zaman bir eğitmen eşliğinde yaptırılır. Eğer herhangi bir sebepten paraşütün açılmazsa, Eğitmen açacaktır.
Mais sachez que les 10 premiers sauts sont toujours accompagnés, donc si votre parachute ne s'ouvre pas, votre instructeur le fera.
Bilmelisin, Melinda'nın kocası... arkadaşlarımdan biriydi.
C'était un de mes amis.
- Cesur olup ne zaman blöf yapacağını bilmelisin.
Quoi? C'est juste qu'il faut avoir le truc, dur se montrer, le bluff utiliser.
Bunu bilmelisin.
Il faut que vous le sachiez.
Herkesten önce sen bilmelisin ki Charlie, dehası heba olmadan fazla vakit kaybetmemeli.
Et vous devez savoir mieux que quiconque que le génie de Charlie est précieux.
Neyse, bilmelisin ki sen benim için her şeysin ve ne pahasına olursa olsun bunu çözmek için her şeyi yapacağım.
Je veux que tu saches que tu représentes tout pour moi, et que je ferai mon possible pour qu'on s'entende.
Kim, lütfen, senden bana güvenmeni bekleyemem, fakat seni hiç bir zaman incitmeyeceğimi bilmelisin.
Kim, s'il te plaît, je ne m'attend pas a ce que tu me crois, Mais tu doit savoir que te blesser
Ve şunu da bilmelisin ki, benim sağlık bilgilerimin kampanyada olumlu etkisi olacak.
Et durant une campagne, mon dossier serait rendu public.
Ama, bunun, senin için yapacağım son tamirat olduğunu bilmelisin.
Mais attention, c'est ma dernière réparation. Je prends ma retraite. - Quoi?
Ama insanlar seni işte bu yüzden soğuk buluyor, bunu bilmelisin.
Mais c'est pour ça que les gens te trouvent coincée.
Ama oldukça zor zamanlar yaşamış olduğunu bilmelisin. Ve senin anlayamayacağın şeyler var.
Mais vous devriez savoir qu'il a eu une vie très rude, et qu'il y a des choses sur lui qui vous échappent.
Onun yaptığı her şeyi savunmuyorum, Travers. Ama seni, tahmin ettiğinden çok daha fazla sevdiğini bilmelisin.
Je ne défends pas ce qu'elle a fait, mais il faut que tu saches qu'elle t'aimait.
Ama ben böyle biri değilim, üzgün olduğumu bilmelisin, bu tekrar olmayacak.
Ce n'est pas le genre de femme que je suis et je suis désolée.
O yüzden, Edie'nin ölümünün, korkunç bir trajedi olduğunu bilmelisin. O, senin hatan değildi.
Et je veux que tu comprennes que la mort d'Edie est une tragédie abominable dont tu n'es pas responsable.
Giderek büyüdüğünü bilmelisin.
J'avoue que tu prends du galon.
Ve şunu.. bilmeni istiyorum ki.. .. Tanrım, benim de seni çok sevdiğimi bilmelisin.
Je veux que tu saches que je t'aime, moi aussi.
O zaman, benim gözümdeki değerini bilmelisin.
Alors, tu ne sais pas combien je tiens à toi.
Ama yine de şunu bilmelisin konuşmalar iyidir.
J'ai pensé que vous deviez savoir qu'on parle de vous en bien.
Şunu bilmelisin ki...
Je vous le dis.
Bir şey bilmelisin.
Tu dois savoir quelque chose.
bilmelisin ki 23
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmek ister misin 36
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmek ister misin 36