Bir bakarım перевод на французский
1,619 параллельный перевод
- Bir bakarım. - Tamam.
- J'y jetterai un oeil.
Bu akşam kasabada işlerim olduğundan meşgulüm....... ama sabah ne yapabilirim bir bakarım.
Je suis occupé ce soir, j'ai des trucs à faire en ville mais demain matin, je verrais ce que je peux faire.
Bir bakarım.
- Bon, je verrai ça.
Diğer bütün medikal problemlerinin çaresine bakıldı, ne yapabilirim bir bakarım.
Maintenant que nous nous sommes occupés de ses problèmes de santé, je vais voir ce que je peux faire.
Pekala, ne yapabilirim bir bakarım.
- Elle sera d'accord. Très bien, je dois voir ce que j'ai à faire.
Evet, onlara bir bakarım.
J'aimerais y jeter un coup d'oeil.
Yarın işten sonra gelip sana bir bakarım. Güvende olduğundan emin olmak için.
Je viendrai m'assurer que tu vas bien en sortant du travail.
Peki, tamam internetten Noel baba ruhları ve yılbaşı başlıklarına bir bakarım.
D'accord, je vais chercher les fantômes du père Noël et les articles de Noël sur l'ordi.
- Cildine bir bakar mısın?
- Regarde ta peau. Philadelphie, PA Je la regarde.
Şefin dosyasına bir bakar mısın?
S'il te plais vérifie les dossiers du chef pour moi.
Bayan Yabe, bir saniye bakar mısınız?
Mlle Yabe, venez.
Bana bir gün ver, yeter. İcabına bakarım.
Et qu'est-ce que ma brigade va penser de moi?
Eğer bir sorun varsa ben icabına bakarım.
S'il y a un problème, je le réparerai.
Bir dakika, şu adrese bakar mısın?
Oh dis donc, attend une minute. T'as vu cette adresse?
Acaba bu kelimeler sana bir kişi ya da bir yer adı çağrıştırıyor mu diye bakar mısın?
Regardez si vous reconnaissez un de ces mots... Des noms locaux, des lieux, des choses comme ça.
- Ama neler yapabileceğime bir bakarım. - Tamam...
- Mais je verrai ce que je peux faire.
Ooh, yarın bana bir iyilik yapar mısın? Yarın dikkana gidip Delia'ya bir bakar mısın?
Peux tu me rendre un service demain et le déposer à Delia au magasin?
Baksana siteme bir şeyler yollamak istersen seve seve bakarım.
Bien vu.
Ben olsam belli bir zaman aralığına bakarım.
Tu sais, moi, je les trierais par heure.
Şuna bakar mısınız, ne kadar tatlı bir hanımefendi bu.
Elle est absolument adorable.
Zero bir saniye bakar mısın?
La classe!
O turuncu çocukların gözlerine bir daha nasıl bakarım?
Comment je fais pour regarder ces enfants orange dans les yeux?
- Hayatım. Bir dakika bakar mısın?
Bébé, je peux te parler une seconde?
Bir bakar mısın?
Tu veux bien regarder?
Oh, Tom şunda işimize yarayacak birşey var mı bir bakar mısın? Yaramazsa yeniden yaz. - Kim yazdı bunu?
Tom, on peut se servir de ça?
Mitch, şuna bir bakar mısın?
Mitch, vérifie ça pour moi.
Bir çaresine bakarım.
Je vais y réfléchir.
Bir Wiggles konserine gidip, sonra benim beşiğimde biraz mama atıştıralım, sonrasına bakarız, ne dersin?
T'en dis quoi de se pointer à un concert des Wiggles puis de traîner dans mon berceau en se décapsulant des bouteilles de lait maternisé?
Üzerinde biraz uğraşır, bir şey bulabilir miyim diye bakarım.
Je vais retravailler quelques pixels, voir ce qui en sortira.
Öyle bir şey olursa ben icabına bakarım.
Si ça arrive, j'arrangerai tout.
Şöyle bir şehire bakarım.
Voir la ville.
Bir dahakine telefona bakarım.
La prochaine fois, je vérifierai mon téléphone.
- Bir bakar mısın?
Eh bien, tu pourrais vérifier?
Bir daha bakarım.
Je vais encore le chercher.
Bir lafına bakar, hemen siparişten kaldırırım.
Je le retire du marché, si tu veux.
Bilerek yapmadım ki. - Bir lafına bakar, hemen siparişten kaldırırım.
Je peux retirer le livre du marché, si tu veux.
Şuna bir bakar mısın?
Vous avez vu ça?
Şuna bir bakar mısın?
- Regarde-moi ça.
Fred, bir dakikalığına kasaya bakar mısın?
Fred, peux tu t'occuper de la caisse un instant?
Bakar mısınız? Bir resmimizi çeker misiniz?
Pardon, vous pourriez nous prendre en photo?
- Bakar mısınız, bir votka daha alayım. - Hemen getiriyorum.
Excusez-moi, une autre vodka.
Bakar mısınız? Bir şey rica edebilir miyim?
Excusez-moi, vous pouvez me rendre service?
Kayıp çocukların bir listesini çıkarıp buna benzeyen var mı bakarım.
J'ai une liste d'enfants disparus, il est peut-être dessus.
Bu yüzden yukarı gelip bir bakar mısınız?
Tu peux venir jeter un coup d'oeil?
izci yemini. Hayır, hayır, bir dosyada toparla. Döndüğümde bakarım.
Non, non, sortez-moi juste le dossier, je le prendrai en revenant.
Şuna bir bakar mısın?
Ouah. Regardez un peu ça.
Şuna bir bakar mısın?
Tu peux jeter un oeil?
Sadece bir bakar mısın şuna?
Voulez-vous bien regarder ça?
Hey, bir gelir misin? Bir şeye bakar mısın?
Tu veux bien venir voir une minute?
Anla işte, bir çaresine bakarım diye düşünmüştüm ama...
Vous savez, je pensais J'allais être capable de se débrouiller, mais...
Bakar mısın, bir bira alabilir miyim?
Excusez-moi, puis-je obtenir une bière?
bakarım 81
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bak bakalım 22
bir bakıma evet 17
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bak bakalım 22
bir bakıma evet 17
bir bira ister misin 16
bir bakıma öyle 27
bir bakın 70
bir b 23
bir bakayım 536
bir bira daha 17
bir balık 18
bir bomba 28
bir bana 21
bir biraya ne dersin 20
bir bakıma öyle 27
bir bakın 70
bir b 23
bir bakayım 536
bir bira daha 17
bir balık 18
bir bomba 28
bir bana 21
bir biraya ne dersin 20