Bir kadına перевод на французский
5,668 параллельный перевод
Hasta ve yaşlı bir kadına onun sevdiği doktorun öldüğünümü söyleyeceksin?
Ça serait une bonne idée?
Bir kadına asla tecâvüz etmedim.
Je ne violerai jamais une femme.
Tabi şimdi bir kadına vuramam, ama, bunun olmasını sağlayabilirim.
Je ne vais pas frapper une femme mais, je peux faire en sorte que ça arrive.
Biliyorsun, senin yaşındaki bir kadına göre oyuncak bir zürafa için saplantılı olmak biraz gereksiz ve çocukça duruyor.
Vous savez, pour une dame de votre âge, ça parait un peu mesquin et puéril de faire une fixette sur une girafe en peluche.
Dinle, bir kadına ihtiyacım var şu an.
Ecoute, j'ai besoin d'une femme.
Dün beni arayıp masum bir kadına zarar verdiğine inanmamı sağladığını inkar mı ediyorsun?
Vous niez m'avoir appelé hier, et m'avoir fait croire que vous aviez blessé une femme?
Bu kadar mütevazı olma. Hem ailesine bakıp hem de tam zamanlı çalışan bir kadına saygı duyarım.
Ne sois pas si modeste, j'ai beaucoup de respect pour celles qui allient famille et travail.
Bilirsin işte, içine gelen iyi bir kadına sarılma isteği.
Je veux seulement un câlin avec une gentille fille.
Bayan Keane. Aklı başında ve gayet zeki bir kadına benziyorsunuz.
Mme Keane, vous semblez être une femme lucide et relativement intelligente.
Buna inanamıyorum " ... insan bir kadına böyle şeyleri nasıl söyleye bilir.
Je n'arrive pas à croire qu'une homme puisse rabaisser une femme à ce point.
Yanlış anlamayın fakat birazdan konuşulacak konuların bir kadına göre uygun olacağını zannetmiyorum,
Sauf ton respect, je crains que cette tâche ne convienne pas à une femme.
- Bir kadına ne yapacağını iyi biliyordu.
- Mort connaissait les femmes.
Tüm endişem yalnızca kendini entellektüel bir kadına dönüştürüyor olman.
Je crains seulement que que tu ne te transformes en femme savante.
Onun bir kadına dönüşmesini mi istedin yoksa öyle görünmesini mi?
- Vous vouliez qu'elle devienne une femme ou seulement qu'elle en paraisse une?
Tanrım, nasıl bir kadına böyle bir duruma düştüğü için...
Viens. Comment définir "Embrassée par l'ombre"?
Nazik bir kadına benziyordu. Konuşacağımız için heyecanlıydım.
Elle semblait délicieuse, j'étais impatiente.
Sonraki hastama "Az önce çıkan adam Sarı Çubuk diye bir kadına takmış, sapık bir manyak," desem hoşuna gider miydi?
Vous aimeriez que je raconte que vous êtes un cinglé déviant, obsédé par une dénommée Glo Stick?
Tekrar soruyorum sana etrafındakilerinin onu yok edeceği korkusu yüreğini dolduran, son derece nezaketli ve zarif olan bir kadına ne tür bir tedavi yöntemi uygulardın?
Donc, je vous repose la question une nouvelle fois, je vous présente une femme infiniment gracieuse et raffinée... qui irradie d'une telle passion... qu'elle redoute qu'elle la détruise, quel traitement recommanderiez-vous?
Dostum, bu tıpkı kadınlara bağımlı olmak gibi tek farkı sen özellikle tek bir kadına bağımlısın.
C'est pas juste une meuf, c'est une meuf particulière!
- Çılgın bir kadına asla kafa tutmayın.
Il ne faut pas lancer de défi à une cinglée.
Bir kadına böyle davranamazsın!
On ne traite pas une femme comme ça!
Şem'in bir kadına ihtiyacı var.
Sem a besoin d'une femme.
Gerçek bir kadına.
D'une vraie femme.
Ama adamın şüpheliyi hatırlama sebebi minibüsü kendisine bilet verdiği için park memuruna belalar okuyan bir kadının arabasının arkasına park etmiş olması.
Mais la raison pour laquelle il se souvient de notre homme c'est parce que sa camionnette était garée derrière une femme qui maudissait un agent de stationnement. qui lui mettait une contravention.
Bir kadın için şehvetle yanıp tutuşan bir erkekle yemek yemekten daha zor tek şey aşkına özlem duyan bir erkekle yemek yemektir.
Il n'y a qu'une seule chose plus déchirante pour une femme qu'un dîner avec un homme qui transpire de désir, c'est un dîner avec un homme qui se languit de son amour.
Bir kadının görevinin elinden alınmasına ne diyorsun? Deneyimli, her niteliğiyle kaliteli bir kadının erkeklerin dünyasında yaşıyoruz diye saf dışı kalmasına?
Que pensez-vous d'une femme privée de son poste, une femme d'expérience, une femme pleine de qualités, chassée parce que nous vivons dans un monde d'homme?
Eğer bir kadın karar verdiği kişi olabilirse eğer bir kadın istediği hayallerinin peşinden giderse o zaman kendi hayatına yol verebilir.
Si une femme peut être ce qu'elle décide d'être, une femme peut aimer et suivre sa propre vocation, puis décider de sa propre vie.
Kadın kadına bir gece geçiriyoruz.
On passe une soirée entre filles.
Herkes askeri geçmişi olmayan bir kadın Donanma Bakanı'na bakıp bunlardan herhangi birinin bir etken olup olmayacağını merak ediyor.
Tout le monde regarde la femme Secrétaire de la Marine sans passé militaire, se demandant si l'une de ces choses vont jouer un rôle.
Yani, bu bir kadını çılgına çevirebilir.
Ils rendaient les femmes folles.
Onu bulmaları için muhafızları yolladım. Eğer Simon masumsa, ve yalan sözlerinin altına imzamı attığım kadında Kral'ın bu oyununda benim kadar bir piyonmuş.
Si Simon est innocent, et que la femme qui a témoigné a menti, elle est un pion dans cette lutte de pouvoir, tout comme moi.
Bu yaratığı geri çevirmek için güçsüz olduğumu düşündüm ve bir kadının başına koyduğu ödülü kabul ettim.
Je me suis dis que j'étais incapable de refuser ce monstre Donc j'ai accepté sa prime pour chercher une femme.
Önemli değil, sana ne yapacağını söyleyeceğimden değil ama bir grup kadına "gençler" diye hitap etme.
C'est pas un gros truc, et j'essaye pas de te dire ce que tu dois faire, mais n'appelle pas un groupe de femmes "les gars". Ça me perturbe pas mal.
Bu kutunun bir zamanlar Pandora'ya, yeryüzündeki ilk kadına ait olduğu söylenir.
On dit qu'elle a appartenu à Pandore, la première femme sur Terre.
Yani sen cinse açıdan olgun bir kadınsın. Toplumsal fiziksel çekiciliğin kurallarına göre bu benim alışagelmiş bir refleksim.
Tu es une femme sexuellement mûre et du coup, j'ai le réflexe habituel de t'apprécier uniquement sur la base des normes physiques de la société.
Senin bir kadınla aynı yatağı paylaşman 13 yaşına kadar annenleydi.
La seule femme avec qui tu as partagé ton lit était ta mère, jusqu'à 13 ans.
Ve Cennet Sokağı adında bir yerde... akordeon kalpli bir adamla fırtına gibi bir kadın... yeni kızlarını bekliyordu.
Et sur la rue Heaven, un homme avec un cœur en accordéon et une femme voilée de tonnerre attendaient leur nouvelle fille.
Zeus'un oğlu bir kadının korumasına mı ihtiyaç duyuyor.
Le fils de Zeus a besoin de la protection d'une femme?
Sharon Gill kadına ve kedisine bakarken kendi kedisi Harold'un yasını tutmaktan bir hal olmuştu.
Tandis que Sharon fixait du regard cette femme et son chat, elle était rongée par le chagrin en repensant à son chat, Harold.
Bu kadına bir bebek vermelisin, acil tarafından.
Il faut que tu fécondes cette femme. Ça urge.
Salı günü Milton yakınında kimliği belirlenememiş bıçaklama kurbanı bir kadının cesedi yerel polisi seri katil avına çıkardı.
À la suite de la découverte aux alentours de Milton du corps d'une jeune femme poignardée à de nombreuses reprises, toute la police s'est lancée sur les traces d'un tueur en série.
Çünkü seni bambaşka bir şeye dönüştürdüm, kadına benzedin biraz.
- Je suis sérieuse. - Pourquoi? Parce que je t'ai transformée en une chose qui se rapproche vaguement d'une femme, c'est ça?
Margot, baş düşmanımız, baş kötü karakterimiz Başkan Heller'dan intikam alacağına yemin eden bir kadın.
Margot, notre adversaire principale, est une femme qui a juré de se venger du président Heller.
İkincisi ; sırf bir kadının evinde yatmam onunla evleneceğim manasına gelmez.
Hé! Deuxièmement, ce n'est pas parce que j'ai couché chez elle que je vais l'épouser.
Son duyduğumda kâr amacı gütmeyen bir organizasyonda çalışıyordu. Kadın hayır kurumlarına yüksek miktarda isimsiz bağış yapıyorlardı.
Aux dernières nouvelles, il travaillait pour une association qui fait des dons très généreux dédiés aux femmes.
Dostum, senin ihtiyacın olan gidip güzel bir kadınla tanışmak. Onu senin mekanına götür, boşalmasını sağla.
Il faut que tu rencontres une belle fille et que tu te la fasses!
Kadınlar o cümlelere anti-terörist saldırı takımlarına yakışan bir stratejik taktik ile bakarlar.
Les femmes appliquent une stratégie digne d'une escadre anti-terroriste.
Sen çocukları hız trenine bindirirken... beyaz bir kadın ve çöplükten bir çocuk Clemente'nin yanına gitmiş.
Pendant que t'emmenais le gamin faire du manège, une Américaine et un môme ont vu Clemente.
Bir kadında olabilecek sütten fazlasına sahibim.
Je suis plus de lait que de femme.
Genç bir adamkende genelliklere kadınları içeren... şiddet olaylarına karışmış.
Il avait déjà commis d'autres actes de violence, fréquemment en raison d'une femme.
Babam genelde yedi civarı eve gelir ama topal ve dul bir kadının yanına gittiğinden geç kalıyor.
Donc, mon père vient habituellement à la maison vers 07h00, mais il va a une fête de divorcé nulle, donc il sera en retard.
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kelime 22
bir kız vardı 25
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kelime 22
bir kız vardı 25