Bir kerecik перевод на французский
339 параллельный перевод
Tamam işte. Bir kerecik olsun doyacağız.
On en aura assez pour une fois.
Bir kerecik seni görmek zorunda olduğumu hissettim.
Il fallait que je te revoie une fois.
Bir kerecik senin için bir şey yapmama izin ver Julia.
Laisse-moi faire quelque chose pour toi, pour une fois. Moi, Julia.
Bu acıtacak biliyorum, Raynald ama sadece bir kerecik.
Ça fait mal, Raynald, je sais, mais encore une fois.
Şimdi bir kerecik deneyelim.
Essayons celui-ci d'abord.
Sadece bir kerecik.
Juste une fois.
Bir kerecik olsun namuslu bir para kazanma şansımız oldu- -
Nous avons la chance de faire de l'argent honnête...
Hayır, onunla bu konuyu bir kerecik bile olsun konuşmadım.
Je ne lui en ai pas parlé
Onu görmek isterdim son bir kerecik.
J'aurais aimé le voir! Rien qu'une fois
Keşke uçağa bir kerecik bile olsa bakabilsem.
Je voudrais bien voir l'avion.
Bir kerecik. Durma.
- Laissez-le-moi, rien qu'une fois.
Oraya bir kerecik gitmek isterdim.
Ce serait l'occasion.
Bir kerecik dinlenelim.
On va enfin pouvoir se reposer.
Olup bitenleri bir kerecik olsa bile biliyoruz şimdi. Hikayeyi bir defalığına daha herkesten önce öğrendik, karımın öğrenip gazetede yayınlamasından önce.
Pour une fois qu'on est aux premières loges et qu'on ne l'apprend pas par ma femme...
Para verdi mi, yoksa bir kerecik daha mı görüşmeniz gerek.
II a parlé, ou tu dois le revoir encore une fois?
- Bir kerecik birini mi görmüştünüz?
- Un? - Vous vous battiez en duel pour...
Kaç kadınla birlikte olduğun artık benim meselem değil. Ama keşke bir kerecik olsun dürüst olsaydın.
Je me moque des femmes que tu fréquentes... mais j'aimerais que tu sois honnête.
"Frankie, buradan çıktığında... bir kerecik dahi kullanırsan, tekrar müptela olursun" dedi.
"Frankie, un seul fixe, et vous êtes de nouveau accro."
Ama şu anda kullanmalıyım. Bir kerecik.
Mais là tout de suite, il me faut juste un fixe.
Bir kerecik şans dilemek için, ha?
Juste un baiser pour me souhaiter bonne chance?
Bir kerecik olsun annemi yere serecek cesareti gösterseydi... o zaman belki annem tatmin olup dır dır etmeyi keserdi.
S'il avait le cran de gifler maman une bonne fois! Peut-être qu'après elle lui ficherait la paix.
Bir kerecik olsun orada bulamasın. - O da kendine yeni bir palto alır.
- Il en achètera une autre paire.
Şu andan itibaren, senden ders alacağım... çünkü gerçekten ustasın. - Çavuş, bir kerecik...
Je veux que vous me donniez des leçons, vous êtes le meilleur.
Bir kerecik.
Un seul.
Bir kerecik.
Pour une fois.
Ona bir kerecik karşı geldim.
Je ne lui ai répliqué qu'une seule fois.
- Sadece bir kerecik.
S'il te plaît, papa.
Bir kerecik olsun, yalnızca kendimi düşünmüyorum.
Je ne pense pas qu'à moi.
Neden beni bir kerecik, kişisel nedenlerden çağırmıyorsun?
N'allez-vous jamais m'appeler pour des raisons personnelles?
Bir kerecik giyip de taburumda boy göster diye vermeyeceğim bir miktar olduğu kesin.
Je donnerais beaucoup pour t'avoir dans mon bataillon pour une journée.
- Beni bir kerecik anlamaya çalış.
- Non, Jonathan! Pourquoi tu es plus compréhensive avec lui qu'avec moi?
Bir kerecik olsun para söz konusu değilken de tatlı olabilsen.
Une fois au moins, tu pourrais être gentille sans que je paie.
Bir kerecik olsun ipleri benim elime versen, ben...
Si une seule fois, tu me laissais mener la barque.
Dök. Bir kerecik kendini benim yerime koymanı istiyorum.
Jason, je te demande de te mettre à ma place pour une fois, s'il te plaît.
Biliyorum, sana layık değilim. Ama o değerli beyaz vücuduna bir kerecik dokunmama izin ver.
Je ne suis pas assez bien pour vous, mais laissez-moi toucher votre beau corps une seule fois.
Anthony, lütfen. Beni bir kerecik öp.
Je t'en supplie, embrasse-moi!
Defterime seansı senin başlattığını yazmak isterdim. Bir kerecik olsun.
J'aimerais noter que vous avez ouvert Ia réunion... au moins une fois.
Bir kerecik daha dalsak, olmaz mı?
Histoire de voir.
- Neden ey demem gerek? - Dik otur da bir kerecik başına güzeI bir şey gelsin.
Si tu attendais tranquillement... que quelque chose de positif t'arrive, pour changer!
"... bir kerecik olsun, merhametsiz ol. "
" Soyez cruel une fois.
Bir kerecik kendimi düşünmek istiyorum. Hayatımda sadece bir kerecik.
Je voudrais être aussi gonflée, une seule fois!
Bir kerecik getirebilirsin.
Tu pourrais l'amener!
Ona düzgün bir kız göstermek istedim. - Bir kerecik görsün istedim.
Je voulais lui montrer ce que c'était, pour qu'il voie.
Şimdi, benim için bir kerecik aşağı inmelisin.
Tu vas descendre, une fois pour toutes...
Hayatında bir kerecik doğruyu söyle!
Pour une fois, dis-moi la vérité!
Al, bir kerecik dans etmez misin benimle?
Allons, Al, danse avec moi, rien qu'une fois.
Bir kerecik öp.
Embrassez-moi une fois.
Bir kerecik durmasın mı?
C'est mécanique.
- Bir kerecik daha.
Allez, encore un.
Bir kerecik daha?
Encore un?
Dostum, çıkmıştım ve altı sene sonra evde özgürdüm ve bir kerecik seni dinledim, yine içerideyim.
J'étais dehors. Et libre. Après six ans.
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kelime 22
bir kere olsun 20
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kelime 22
bir kere olsun 20