Birşeyim yok перевод на французский
202 параллельный перевод
Görünüşe bakılırsa, sana büyük bir düğünden başka verecek birşeyim yok.
À part une belle noce, j'ai rien d'autre à t'offrir.
Sizin için hiç birşeyim yok.
Le dîner est prêt.
Kimseye söyleyecek birşeyim yok.
Je n'ai rien à dire à personne.
Kaybedecek birşeyim yok Bu dünyada yalnızım. Evine git.Yeteri kadar şey öğrendin Katsushiro.
Et les parents et amis sont morts depuis longtemps.
Ölmek istiyorum.Yaşamak için birşeyim yok...
J'aimerais mourir tout de suite.
- Söyleyecek başka birşeyim yok.
- Je n'ai rien de plus à ajouter.
O zaman söyleyecek birşeyim yok, biz kendi yolumuza gideriz..
Alors, je suis désolé pour toi. La loi du plus fort est la meilleure.
Birşeyim yok.
Rien.
- Sana söyleyecek hiç birşeyim yok.
- Je n'ai rien à te dire.
Benim söyleyecek birşeyim yok.
À quoi bon?
Hayır, birşeyim yok.
Non, ce n'est rien.
Yaptıklarının karşılığı değil, ama başka hiç birşeyim yok.
Ce n'est pas grand-chose par rapport à ce que tu as fait... mais c'est tout ce que j'ai.
- Birşeyim yok.
- Je vais bien.
Sana karşı kişisel birşeyim yok, fakat seni öldürmeliyim.
Je n'ai rien contre vous, mais je dois vous tuer.
- Hayır, birşeyim yok!
Mais non.
- Hayır, birşeyim yok.
Non, j'ai rien.
Bir sakız daha verebilirim. Başka birşeyim yok.
J'ai du chewing-gum, c'est tout.
- Birşeyim yok, burkuldu sadece.
- Il n'y a rien, une torsion.
Yapacak birşeyim yok.
Je n'y peux rien.
- Açıkça söylediğimi sanıyordum. Sana diyecek birşeyim yok!
Je pensais avoir été clair... je n'ai rien à vous dire.
Eğer 5 zehirler üstadı, çocukların erişte yemek istemediğini ve benim onlarla takas yapacağımı ön görebilip erişteleri zehirlediyse,... o zaman ölürken bile söyleyecek birşeyim yok bekleyin hadi yiyelim ne yapmaya çalıştığını biliyorum açlıktan ölmemizi istiyorsun böylece kolaylıkla kaçabilirsin bunu yememelisin, üstad Tian
N'importe quoi. Si Cinq-venins a été capable de deviner que les enfants n'aimeraient pas les nouilles, et qu'on ferait l'échange, je veux bien mourir empoisonné. Frères, tenez!
Sendikaya karşı birşeyim yok.
J'ai rien contre le syndicat.
Buna söyleyecek birşeyim yok.
Je ne sais que dire!
- Hayır, birşeyim yok.
- Non, ce n'est rien.
Hayır, birşeyim yok.
Pauvre Ricky...
Bundan başka giyecek birşeyim yok.
II faut que j'ai autre chose à me mettre.
Birşeyim yok, gerçekten.
Rien n'est arrivé. UNIVERSITÉ TEE WINKLE
Ona söyleyecek birşeyim yok ki.
Je n'avais rien à lui dire.
Hiç kimseden korkmuyorum, saklayacak birşeyim yok..
Je ne suis pas inquiète. Je n'ai rien à cacher.
Size ikram edebilecek birşeyim yok.
Je n'ai rien à vous proposer.
Başka söyleyecek birşeyim yok.
Je n'ai aucune raison.
Orada birşeyim yok. Ben de burada kalıyorum.
Il n'y avait rien pour moi là-bas, alors je suis resté ici.
evet iyiyim, birşeyim yok.
Ouais, je vais bien.
Sana söyleyecek birşeyim yok, Maurice.
Je n'ai rien à te dire, Maurice.
Sana söyleyecek birşeyim yok benim!
Je n'ai rien à dire.
Sana söyleyecek birşeyim yok benim.
Je n'ai rien à vous dire!
Şu anda birşeyim yok, ama 5-6 aylık ömrüm kaldı.
Rien de contagieux, mais je n'ai que 5 ou 6 mois à vivre.
Ve dedi, ki... Bununla tanrıyla görüşebilirmişim... fakat ona söyleyecek birşeyim yok.
Oui, et elle a dit, je pourrais parler à Dieu avec ça mais je n'ai pas grand chose à dire.
Şu an gerçekten söyleyecek pek birşeyim yok.
Je n'ai... pas grand-chose à dire... tout de suite.
Kendime ait birşeyim yok!
J'ai rien à moi!
Söyleyecek birşeyim yok.
Je n'ai rien d'autre à dire.
Ayaklara karşı birşeyim yok.
Je n'ai rien contre les pieds.
Bu saatten sonra yapacak birşeyim yok.
Je n'aurais pas dû m'arrêter chez le coiffeur. Désolé.
Evim harabe ve yapacak birşeyim yok...
Chez moi, c'est le chantier et je n'ai rien à faire...
Ama sana verecek birşeyim Yok.
Mais je n'ai rien à vous donner.
- Saklayacak birşeyim yok.
- Je n'ai rien à cacher.
Kaybedecek birşeyim yok.
Je n'ai rien à perdre.
Uyuyacağım, yiyeceğim ve ağırlık çalışacağım. Burada yalnızım, yapacak birşeyim yok.
Je vais dormir, je vais bouffer... lci, je suis le seul à pas en avoir fait.
Yapacak birşeyim pek yok.
Je n'ai pas vraiment d'autres choses à faire.
Önceden tasarladığım birşeyim bile yok.
Je n'avais rien prémédité.
- Birşeyim yok.
- Rien.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65