Bu şarkı перевод на французский
5,606 параллельный перевод
Bu şarkıya bayılıyorum.
J'adore cette chanson.
# Söyleyince bu şarkıyı #
Quand je chante ces mots
Nerede bu şarkı defteri ulan?
Où est le putain de songbook?
Ne zaman bu şarkıyı duysam önümüzdeki 160 km aklıma geliyor. - Bence...
Maintenant, j'ai cette foutu chanson coincé dans ma tête les 300 prochains kilomètres.
Bu şarkıcıların hiçbiri bir şeye benzemiyor.
Aucune prestation n'est exaltante.
Bu şarkıyı hatırlıyorum.
Je reconnais cette chanson!
Bu şarkı damarlarımızda akıyor yavrum.
On l'a dans le sang, baby.
♪ Aç kanatlarını ve uç ♪ Bu şarkıyı işitince
Ouvre tes ailes Vole dès que tu entends l'appel
17 yaşımdayken bu şarkıyı çok severdim.
Quand j'avais 17 ans... Cette chanson, j'adore cette chanson.
Hayatımda ilk defa aşık olduğumu farkettiğimde bu şarkı çalıyordu.
Je l'écoutais et je me suis rendu compte que j'étais amoureuse pour la 1re fois.
Bu şarkıya bayılırım.
J'aime cette chanson.
Bu şarkıyla çok kız tavlamışlığım vardır.
J'en ai levé des poules avec cette chanson.
Bu şarkıyı duyduklarında, içeceklerini bitirip kıyafetlerini çıkarmak zorundalar.
Quand ils entendent cette chanson, ils ont à boire leur verre et enlever leurs habits.
Neden şarkı söylüyorlar? Neden bu şarkıyı söylüyorlar?
Pourquoi elles chantent ce truc?
Bu şarkı en iyi arkadaşım, annem için.
Je dédie cette chanson à ma meilleure amie.... Ma mère.
Bu şarkı ne?
C'est quoi cette chanson?
Bu şarkıyı rüyamda duymuştum.
C'est la chanson que j'ai entendue dans mon rêve.
Bu şarkı yazarının engelli bir kız olduğunu duyduğumuzda ödülü bu okula vermekten başka çaremiz yoktu.
Quand nous avons appris que l'auteur était une fille handicapée... nous devions donner le prix à son établissement.
Bu da benim bu dünyadaki en sevdiğim şarkı.
Ça, c'est ma chanson préférée.
- En sevdiğin şarkı bu mu?
Celle-là? Non.
Bu bana sadece şarkının sözlerini söylerken etrafta hiç siyahi yokken ne kadar çok zenci dediğinizi hatırlatıyor.
Ca me fait juste penser au nombre de fois où tu dis "nigga" quand aucun Noir n'est là ce qui serait obligatoire quand tu dis justement ces paroles.
Tamam, beni dinle. Sadece doğru şarkıyı çalmamız gerek. Güven bana bu dört direkli dünyada her şey yoluna girer.
Faut lui chanter la bonne chanson, et crois-moi, après ça tout s'arrange, point barre.
Şarkımız romantik ve çok gösterişli bu yüzden... çok sayıda artistik patinaj figürü yapmamız gerek.
Notre chanson est romantique, faisons des trucs de patinage artistique.
Ve biliyorum ki eğer kocam tanımlanamayan bir anevrizmadan ölmeseydi... bu gece burda benimle olurdu. Ve şarkılar söylerdik...
Et je sais que si mon mari n'était pas mort d'un anévrisme il serait avec moi ce soir, et on chanterait...
Bu şarkı işine yeni başladım, ve ben... sen işte... Biliyorum, biliyorum.
Je sais.
bu şarkıyı söylüyorum..
à chanter cette chanson.
Benim eski şarkılarım bile bu yeni çanta gibi değildir.
Même mes vieux disques à moi n'ont pas le même son que celui-ci.
Bu şarkı...
Cette chanson...
- Bu, şarkı değil ki.
Quoi? L'essentiel n'est pas la chanson.
Anladın mı Pop? Dışarıda şarkılarımızı bu tür çıkar işleriyle çaldırabiliriz.
Voyez-vous, c'est comme ça qu'on fait jouer notre musique, sans pots-de-vin.
Elimizdeki tek şey bu silah. Şarkımı bitiriyorum yemin billah.
On a seulement un flingue.
Nick, bu gece karıma söylediğim şarkıyı beğendin mi?
Tu as aimé la chanson dédiée à ma femme?
ama bunu görmek beni mutlu ediyor. bütün bu insanlar İsa hakkında şarkılar söyleyecekler.
De voir ces gens chanter à Jesus.
# şehir ışıkları yanıyor # # özgürlük şarkısı yüksek sesle çalınıyor # # ölü adam bu sese uyanıyor # # bütün yürekler bu şarkıyı söyleyebilir. # # bütün yürekler söyleyebilir # # yolu hazırla # # yolu hazırla # # kıralın yolunu hazırla #
[City lights are burning out ] [ Freedom's song is ringing loud ] [ Dead men waking up to the sound of you]
Mooski, bu senin şarkın. Evet.
Mooski, c'est ta chanson!
Şarap içtik ve şarkı söyledik... ve biraz daha içtik... ve tek kelimeyle harikaydı.
On a bu du vin et on a chanté, et on a encore bu, et c'était tout simplement formidable.
Bu trajedinin nasıl olduğu? Ünlü şarkıcının vahşi ölümü? Bunları kim yapmış olabilir sizce?
... de la mort violente d'une célébrité à qui tout souriait.
Bu gece söylediği beşinci Bonnie de Ville şarkısı.
C'est la 5e chanson de Bonnie DeVille, ce soir.
Aynı şarkıyı bu kez tek söylüyor.
Elle fait le même duo, mais solo.
Anlamadığın şey tek sahip olduğum şey bu bir yeteneğim yok şarkı söyleyemem, dans edemem, rol kesemem, espiriler yapamam ben senin gibi Değilim Dre.
Il y a un truc que tu comprends pas, j'ai que ça. D'accord? J'ai aucun talent.
Bu gece 13 Grammy sahibi, Oscar'lı şarkı yazarı,
Ce soir, nous avons parmis nous le gagnant de 13 Grammy, compositeur oscarisé,
Evet. Bu ben miyim yoksa harika bir dans şarkısı mı?
Attends, c'est moi ou ça pourrait être une super chanson pour danser?
Geometri. Geometri. Bu bir Geometri şarkısı.
Géométrie, géométrie C'est la chanson de la géométrie
Son on yılda nasıl olduysa Carl Casper Miami'deki en sıra dışı şefken kendini, onu sevin diye sizi her gördüğünde beş dolar veren fakat sizin de bu sarkık ve nemli göğüslere bastırılıp durmaktan bunalıp daraldığınız ve bu yüzden de ondan kaçtığınız muhtaç bir teyzeye dönüştürmeyi başarmış.
"Durant la dernière décennie, " Carl Casper a trouvé le moyen de transformer " l'audacieux chef qu'il était à Miami
Hava şartlarına rağmen Brighton yuvam oldu ve bu kent beni nasıl ele geçirdiyse zorla şarkılarıma sızmayı da başardı.
Brighton, avec son temps de merde, est devenu mon pays et, quelle que soit la prise que cette ville ait sur moi,
Sorumluluk ve hesap verebilirlikle ilgili şarkılarında bu bir tema mı?
Peu importe. Est-ce un... un theme dans vos chansons : être responsable, redevable?
"Where the Wild Roses Grow" diye bir şarkı yazdım ve bu parçada onun da söylemesini istedim. Kylie'ye ulaşmanın bir yolunu arıyorduk. Menajerleri onun ve imajının üstüne titriyordu, çok korumacıydılar.
Je venais d'écrire cette chanson, "Where The Wild Roses Grow", et je voulais qu'elle chante dessus, et nous cherchions un moyen de la contacter elle avait un management qui la protegeait beaucoup et protegeait son image et tout ça.
Şarkılar insanlar hakkında. Ve şarkıları destekleyen de bu insanlar.
Les chansons ont souvent pour sujet les gens et ce sont ces gens qui soutiennent les chansons.
Çünkü seni biliyordum ve bu şarkıya olan tutkunu duymuştum.
Car je te connaissais...
Ön sıradaki kişiler arasında bir tür psikodrama cereyan ediyor ve bu, şarkının öyküsünü aktarırken çok önemli bir hale geliyor.
Pour moi, il y un genre de psychodrame qui se noue avec les individus du premier rang et qui devient très important dans dans la narration... les paroles des chansons.
Bu berbat şarkıyı dinlettiğin için.
Pour ce genre d'horreur que tu nous infliges!
şarkı 121
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkı söylüyorlar 17
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkı söylüyorlar 17
şarkıcı mı 16
şarkı söyleyin 16
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu sadece bir oyun 48
bu saçmalık 450
bu sayede 46
şarkı söyleyin 16
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu sadece bir oyun 48
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu sadece 212
bu şartlar altında 79
bu sabah geldi 27
bu sadece bir rüya 16
bu sahte 24
bu sadece bir başlangıç 18
bu saçma 71
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu sadece 212
bu şartlar altında 79
bu sabah geldi 27
bu sadece bir rüya 16
bu sahte 24
bu sadece bir başlangıç 18
bu saçma 71