Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / De olacağım

De olacağım перевод на французский

10,545 параллельный перевод
Ben de olacağım.
Moi aussi.
Hazır olduğunda Deluxe Otel'de olacağım.
Quand tu seras prête, je serais à l'hotel Deluxe.
Ölü insanları duyduğunu ve kötü şeyler olacağını mı?
Que quelque chose de mauvais arrive?
Konuşmak istersen her zaman burada olacağım.
Si tu as besoin de parler, je serais toujours là.
Aklımda hep hayatımın nasıl olacağı vardı.
J'avais cette idée générale de ce à quoi ma vie allait ressembler.
Eğer burada herhangi biri boşanacaksa veya zincir marketlerden birinde kayıp düştüyse toplantıdan sonra kurabiyelerin orada olacağım.
Si quelqu'un ici traverse actuellement un divorce, ou a fait une chute dans une grande enseigne de magasins, Vous me trouverez en train de finir les cookies après la réunion.
Arka koltuğa atlayalım ve neler olacağına bakalım ne dersin?
Maintenant que dirais-tu de sauter sur la banquette arrière et de voir ce qu'il se passe
Güncel seyahat hesaplarımıza göre yaklaşık olarak 11 saat 23 dakika sonra gideceğimiz yere varmış olacağız.
Au rythme actuel de voyage, nous devrions arriver dans environ onze heure et vingt-trois minutes.
Ben de yüzleşeceğin sonuçların ne olacağını anladığını sanmıştım.
Et j'étais là, pensant que vous compreniez quelles seraient les conséquences.
- Hayır. Bu sabaha kadar, içimden hâlâ bir yerler 9-9'a tekrar Başkomiser olacağımı söylüyordu.
Jusqu'à ce matin, une petite partie de moi croyait encore que j'étais le Capitaine du 99.
Tutuklama raporunda adlarımız yan yana olacağını için onur duydum.
Je suis honoré que nos noms soient l'un à côté de l'autre sur le rapport d'arrestation.
Çünkü havalı olacağını düşündüm öylece oturup sağdan sola ayların isimlerini sayacağımı düşündüm "Zorp," "Bong," "Dingo" gibi "Etcetera" gibi.
Je croyais que ce serait cool, d'être là, assisse, à choisir des noms de lunes, genre "Zorp", "Bong", "Dingo".
Ama o zaman sana hediye almamış olacağım.
Mais je n'aurais pas de cadeaux pou toi.
Birazdan tekrar sizinle olacağım millet.
Je reviens tout de suite, les gens.
Brad'e ikinci şans vereceğinden emin olana kadar Tad olacağım.
Je dois rester Tad assez pour la convaincre de laisser une autre chance à Brad.
Tamir etmeye filan pek yardımı... olacağını sanmıyorum.
Je ne pense pas qu'elle soit d'une grande aide pour les réparations ou ce genre de choses.
Birileri hafızalarımızı sildi, muhtemelen bizimle... baş etmenin daha kolay olacağını düşündüler.
Quelqu'un a effacé nos mémoires, probablement parce qu'il pensait que ce serait plus facile ainsi de nous maîtriser.
Bir keresinde Android bana yakalandığımızda şanslı olanın ben olacağımı, çünkü asıl ekibin bir parçası olmadığımı söylemişti.
Tu sais, l'androïde m'a dit une fois que quand tout ceci nous rattraperait que je serais chanceuse, car je ne faisais pas partie de l'équipe à l'origine.
Ama bunun olacağını görecek pozisyondaydım.
Mais j'étais en parfaite position de le voir venir.
Eğer ben de Kappa'ya katılırsam onun izinden gidiyor olacağımı düşünüyorum.
J'ai juste l'impression que si je rejoins les Kappa, ça sera comme si je suivais ses traces.
- Günah keçisi ben olacağım.
Je serai leur mangeur de péchés.
- Ben de öyle olacağım.
- Et bien.
Pekala, tavuktan buz sarkıtları arasında bile, senin yanında olacağım.
Bien, je reste près de toi Meme àvec des esquimaux de poulet.
Kimlerden üstün olacağım bu arada?
Qui voudrait me faire des courbettes, de toute façon? Comtesse?
Normal bir hayata sahip olacağımı düşünmek... Çok saçma.
Qu'il est ridicule pour moi de croire que... je peux avoir une vie normale.
Yarın ziyafetten önce dönmüş olacağım.
Je serai de retour demain avant le banquet.
Sizin için iyi bir rehber olacağımı sanmıyorum, özellikle nahoş bir şöhretiniz olduğundan, Majesteleri.
Je ne pense pas être la meilleure guide pour vous, au vue de votre réputation, votre Majesté.
İkiniz için de farklı olacağını mı sanıyorsunuz?
Vous pensez que se sera différent pour vous deux?
Bu bilgileri seninle paylaşmanın, işimi yapmama nasıl yardımcı olacağını söyler misin?
Est ce que ça m'aurait aidé à faire mon travail de t'informer de cette information?
Daniel Grayson Vakfı'nın oğlumun adını temizlediğinden emin olacağım.
Je l'utiliserai pour m'assurer que la Fondation Daniel Grayson restaure le bon nom de mon garçon.
En önemlisi Bayan Jonas Jurgensen olacağım için çok heyecanlıyım.
Mais surtout, j'ai hâte de devenir Mme Jonas Jurgenson.
Ben onun yanında olacağım çünkü bugün birinin hayatını ve evliliğini mahvettim.
Je serais juste à côté d'elle, parce qu'aujourd'hui, j'ai détruis la vie et le mariage de quelqu'un.
Ben de yanında olacağım.
Et je te soutiendrai
Tabii ki orada olacağım ama umarım gündemde yardım balosu dışında da bir konu vardır.
Bien sûr que je serai là, mais j'espère qu'il y a plus à l'ordre du jour que le gala de charité.
Yeni çerçeveler aldım ve yanlarında gelen kızın Tucker'a iyi bir sevgili olacağını düşündüm.
J'ai acheté de nouveaux cadres, et je pensais que la fille qui était dessus ferait une bonne copine pour Tucker.
Aslında tüm arkadaşlarınla tanışmak ve gelecek yıl nasıl Doğu Indiana İkili'si olacağımızı söylemek isterim!
En fait, j'aimerais rencontrer tout tes amis pour leur dire qu'on sera des frangins de fac l'année prochaine!
Kullanıcılarımızın çoğu oyuncu bile değil. Ayrıca çok az personel gerektiriyor. Sana karşı dürüst olacağım.
Beaucoup de nos utilisateurs ne sont même pas des joueurs et on n'a même pas besoin de main-d'oeuvre, alors honnêtement, je pense que c'est une énorme erreur d'un point de vue commercial.
Eğer Dr. Neimann bu işin içindeyse bir daha elimizden kaçıp gitmeyeceğinden nasıl emin olacağım?
Nieman est impliquée dans ce meurtre, comment est ce que je peux être sûre qu'elle ne va pas de nouveau nous glisser entre les doigts.
Tamam, maaş çekimi alacağım. Akşamdan önce de Saginaw'da olacağım.
Je vais prendre mon chèque et je serais à Saginaw avant la tombée de la nuit.
bu departmanla kötü bir başlangıç yaptığımın farkındayım ama iyi bir aday olacağıma gerçekten inanıyorum.
Ce bureau et moi sommes partis sur de mauvaises bases. Mais je pense faire un très bon candidat.
Bilirsin, Bu işi kabul ederken, bu insanlara ihtiyaçları olan yardımı yapmanın imkansız olacağını hiç düşünmemiştim.
Je ne pensais pas, en démarrant ce travail, qu'il serait impossible de donner à ces gens l'aide dont ils ont besoin.
Sonunum onun gibi olacağından korkmasam ben de aynı şeyi yapardım.
Si je n'avais pas peur de mourir comme lui, je ferais pareil.
Beğensem de, beğenmesem de, Bu iş bitene kadar sahip olacağım arkadaşlarım sadece onlardı.
Que ça plaise ou non, ça a été mes seuls amis jusqu'à ce que tout soit fini.
Felix, Emily'in işine biraz yardımın iyi olacağını söyledi. Bunu söylerken ben de orada bulunduğum için ona katılmak zorunda kaldım.
Felix pensait que le commerce d'Emily pouvait nous servir de boost, et il l'a dit en face de moi, alors j'ai du acquiescer.
Muhafız'ımız beni kendi işlerimize bakmaktansa güçlerimizi birleştirip düşmanımızı yakalamaya çalışmanın iyi bir fırsat olacağına ikna etti.
Plutôt que de nous séparer, notre Gardien m'a convaincu que se serait l'occasion rêvée de joindre nos forces pour combattre notre ennemi.
Bay Carsen'ı ve asâyı bulacağız. Prospero'nun bana yaptığı büyüyü asâyı kullanarak bozacağız ve özgür bir adam olacağım.
Nous trouvons M. Carsen et le bâton du savoir, nous utilisons un peu de ce savoir pour briser le sortilège de Prospéro sur moi, pour me rendre libre.
İçeri girersem ben de kurtarılması gerekenlerden biri olacağım sadece.
Si j'entre, je deviendrai une personne de plus à sauver.
Bu ilişkiyi rayına oturtmalıyız. Derhâl bir bebeğe ihtiyacımız var! Sadece DNA'sından biraz alacağım ve yakında gurur duyan ebeveynler gibi olacağız.
il nous faut un bébé tout de suite. comme ceux de Ron Livingston.
Gerçi sizi ilgilendirdiğinden de değil ama kısa sürede yılda yarım milyon dolar kazanıyor olacağım.
Bien que ça ne soit pas vos affaires, mais je me ferai bientôt 1 / 2 million par an.
Hangisi olacağım sana bağlı.
À vous de décider quelle amie vous voulez que je sois.
Seni bırakmam gerektiği için çok üzgünüm ama bilmeni isterim ki, bir süreliğine ortalıkta olmasam da sana göz kulak olacağım.
Je suis désolé de devoir te quitter, mais je veux que tu saches que même si je suis parti pour un moment, je veillerai sur toi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]