Def перевод на французский
887 параллельный перевод
Def et onları.
Renvoie-les!
Def olun! Eğer birini tebrik etmeniz gerekiyorsa, gidin karımı tebrik edin!
Félicitez plutôt ma femme!
Onu def et, Willie.
Mets-le dehors d'un bon coup de pied au derrière, Willie.
Birkaç hafta önce pire yenikleriyle dolu vodvil tiyatrolarında oynuyorum. Sonra Afrika'dayım, Rommel'i def eden askerleri eğlendiriyorum.
Il y a quelques semaines, je travaillais le soir dans de petits théâtres miteux, et me voilà en Afrique pour divertir les soldats qui ont chassé Rommel.
Gazap Günü, bana merhamet et, Günahlarımı Şeytan'ın boyunduruğundan def et,
Jour de colère, regarde-les devant Son trône, tels de petits grumeaux vêtus de honte et d'une foi coupable.
Def ol Veda.
Sors d'ici.
Seni öldürmeden def ol.
Avant que je ne te tue.
- Def olun!
- Renoncez!
- Def ol! Dur, seni ısırmam.
Reste, je vais pas te manger.
Bu insanları buradan def et, yoksa kovulursun!
Chassez-les, sinon je vous sacque.
Belediye başkanını bağla.
Passez-moi le Citty Def.
- Sus ya da def ol!
Sors ou tais-toi.
Onu def et buradan.
Faites-la sortir!
Uykuyu def etmeyi öğrenmelisin.
Il faut vaincre le sommeil.
Def ol git gözüm görmesin seni! Yetti artık tamam gidiyorum işte gidiyorum!
Oui, je m'en vais!
Def ol buradan!
Fous le camp, je te dis!
Hawaice "def ol" demek.
Ça veut dire, "va au diable" en hawaiien.
Def ol git! Paşalık günlerin artık sona erdi!
Il n'aura plus rien, cet imbécile!
- Def ol başımdan.
- Fous-moi le camp.
Canımı sıkan, oğlumun şu deli kızın peşinden koşması değil. İki günde def etmesini bilirim, kafama koyarsam.
ça m'est égal s'il va avec cette folle... il la laissera tomber quand je voudrai...
Neyse ki hala ağaçlarda yaşıyorlar ve kuyruklarını yeni kaybettiler yoksa bizi çoktan def ederlerdi.
S'ils n'étaient pas si près du singe, ils nous auraient déjà chassés.
Tut onu! Def ol!
Tenez-le.
500 Kızılderiliyi sadece 9 gün içinde def ettik.
On a repoussé 500 lndiens des Plaines pendant neufjours.
Def edin şunları!
J'exige une recherche.
Bak, General Scott'un seni bu sebepten def etmesi... ve tatil yapmanı söylemesi tatil yapacağın anlamına gelmiyor.
Si Scott vous dit de prendre des vacances... ce n'est pas une raison pour croiser les bras.
"Karanlık meyhaneden dışarı adımımı attım güneşin acımasızca yaktığı sokağa ve Bent haykırdı,'Çık dışarı, Kid Shelleen seni Tombstone'dan def edip cehenneme yollayacağım!"'
"Je quittai le bar sombre... et sortis dans la rue où le soleil tapait sans pitié... et où Bent hurlait :" Sors de là, Kid Shelleen... que je t'envoie directement de Tombstone en enfer! "
Onu uzun zaman önce def etmeliydik diyorum.
Fallait la plaquer avant.
Ben ne zaman söylersem o zaman def edeceğiz diyorum.
On la plaquera quand je le dirai.
Başından def ettin demek?
Tu t'en es débarrassé?
Herkes def caddeden.
Alerte. Tout le monde quitte rue.
- Herkes def caddeden. -.. den!
Tout le monde quitte rue.
Minik Kuş'u def ettikten sonra Julia'ya yeni kıyafetler alacaktım.
Lorsque M. Ptáček aurait disparu j'achèterais des vêtements à Julia,
Zatoichi ve Shokichi'den daha yeni başımızdan def ettik.
Puisqu'on a tué Ichi et Shokichi.
İkinizin de buradan def olup gitmesini istiyorum.
- Je souhaite que vous fichiez le camp tous les deux.
Onu Kuleden def ettim
Il voulait passer la nuit ici, mais je l'en ai empêché.
Def edin onu!
Alors chasse-le!
Eğer çocuklara altınla ilgili tek kelime edersen seni bu bölükten öyle hızlı def ederim ki ne olduğunu anlamazsın.
Si tu souffles un mot de cet or à un seul de mes gars, je te fais muter en cinq sec!
Yani sakıncası yoksa bir, iki, üç, def ol!
Ecoutez : Un, deux, trois, dégagez de là!
Sadece bir doğum, bu hayaleti def edebilirdi yeni ve taze bir üçgen oluşturabilirdi.
seule une naissance pourrait dissiper ce fantôme, reconstituant non pas leur trio, mais un trio.
Merak etme, onları def edene kadar ortalıkta görünme.
Sinclair. Brett Sinclair. Enchanté.
Geliyorum oraya. İhtiyar hippi, def ol!
Je vais vous calmer!
- Def ol arabamdan. - Yağmur yağıyor.
- Vire ton cul d'ici.
Kolchak! Def ol buradan!
Sortez d'ici!
- Def ol.
Tirez-vous.
Def ol buradan!
File!
Def ol!
Décampe!
- Def ol.
- Va-t'en.
Def ol! Def ol buradan!
Allez-vous en!
Neden ikiniz de def olup, beni rahat bırakmıyorsunuz?
Oui, c'est ça, partez.
Def ol!
- Le médecin!
Def ol!
Dehors!
defiant 91
defol 1830
defol git 413
defolun 492
defol git burdan 20
defol git buradan 234
defol evimden 23
defolun buradan 157
defol buradan 447
defol dedim 24
defol 1830
defol git 413
defolun 492
defol git burdan 20
defol git buradan 234
defol evimden 23
defolun buradan 157
defol buradan 447
defol dedim 24