Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Devam edecek

Devam edecek перевод на французский

3,184 параллельный перевод
Devam edecek...
[Musique dramatique] A suivre.
Beni cezalandırmaya devam edecek misin?
Tu continues à me punir?
Canımı yakmaya devam edecek mi?
Est ce que ça arrête de faire mal un jour?
Biraz daha konuşmak isterseniz testlerden sonra tekrar gelin, devam edecek bir yer buluruz.
Hey, si les gars vous voulez parlez plus, vous pouvez revenir après vos tests et nous trouverons un moment pour continuer
Ama bu ev Berkeley'nin tepesinde, yani arkadaşlarına ve okuluna yakın olmaya devam edecek ve ev de caddenin hemen üstünde büyük parka da yakın, bilirsin, futbol falan...
Mais la maison est à Berkeley hills, alors il sera toujours près de ses amis, de son école et la maison est en fait au bout de la rue du grand parc avec, tu vois, le terrain...
Asla tam olarak ne anlama geldiğini düşünmemiştim. İkimizden birisi ölecek, ve diğeri bununla yaşamaya devam edecek.
Je n'ai jamais réfléchi à ce que ça voulait dire réellement, que l'un de nous va mourir, et l'autre va vivre malgré ça.
Belki öldü, ama Bombshell sonsuza dek devam edecek ve izleyiciler her gece gelip ayakta alkışlayacaklar.
Et bien peut-être, mais Bombshell ne mourra jamais, et chaque soir, les spectateurs se lèveront, dans une standing-ovation.
McClaren davası sona erdiğinde, velayet davası devam edecek,... ben de senin aleyhine tanıklık edeceğim.
Quand l'affaire McClaren sera finie, le procès pour la garde continuera, et je témoignerai contre toi.
Açıkça görülüyor ki hayatınızın bir parçası ve olmaya da devam edecek, değil mi?
Il fait partie de vos vies et continuera à en faire partie.
Halk güçleri, ülkemizin ve insanların geleceği için mücadeleye devam edecek.
Nos forces populaires continueront la lutte pour la liberté totale de notre peuple et de notre patrie.
İşler düzelene kadar da acı çekmeye devam edecek.
Il souffrira tant que ce ne sera pas réglé.
- Onu tutmaya devam edecek misin?
Tu veux le retenir?
Ohio'da işe yararsa, ulusal olarak devam edecek.
Si ça passe dans l'Ohio, ça va faire le tour du pays.
Arkadaşlarım olayı araştırmaya devam edecek ancak kanıt bulunana dek ve kurban uyanıp bir şikayet başvurusunda bulunana dek benim de elim kolum bağlı.
Ne le laissez pas l'emmener. Nous poursuivrons l'enquête, mais sans preuves, je ne peux rien faire avant le réveil de la victime.
Plânına kaçmadan önce başlamış. Ve şeytanlarından kurtulmaya yetecek kadar şey yaptığına inanana kadar da devam edecek.
Il a commencé son plan avant même qu'il ne s'évade, et il va poursuivre son plan jusqu'à ce qu'il sente qu'il a fait assez de bien pour lutter contre ses demons.
Bizi burada tutmaya devam edecek bari fidye iste.
Si tu nous garde ici encore longtemps, au moins demande une rançon.
Ördek-tif reklamlardan sonra devam edecek.
Coin-coinspecteur revient après la pub!
Sen devam edecek kadar inatçıysan ben de seninle devam edecek kadar aptalım.
Si vous faites la bourrique, je serai l'âne qui vous suit.
Yine gidip motorlarınızı sürmeye devam edecek, korunmasız seks yapıp ve bedava sağlık hizmetlerine hayır diyeceksiniz.
Vous allez juste continuer à faire de la moto, faire l'amour sans protection et voter contre la sécurité sociale gratuite.
Sonra da senin patronun olmaya devam edecek.
Puis il revient pour être ton patron.
Yani onu hangi şanslı üniversite kaparsa orada oynamaya devam edecek.
ce qui veux dire, qu'en automne elle ira jouer au basket dans n'importe quelle université assez chanceuse pour la récupérer
Şu vampir mevzusu sona erince millet dükkana doluşmaya devam edecek ya da ölmüş olacağız.
Parce qu'une fois le cas de ce vampire réglé, le gars reviendra ou nous serons morts.
Russell Edgington benim peşimden gelmeye devam edecek.
Russell Edgington va venir pour moi.
Russell Edgington benim peşimden gelmeye devam edecek.
Russell Edgington va continuer à être après moi.
Burt kaybetmeye başlayacak ya da kazanmaya devam edecek ve çok zengin olacak, kendisine kumarı hakkında dır dır etmeyen yarı robot bir hatun alacak.
La bonne nouvelle c'est que Burt va commencer à perdre. Ou il continue de gagner Dans tous les cas, vous ne devriez pas avoir de problème très longtemps.
Korra, hava bükmeye devam edecek. Ama diğer elementlerle olan bağlantısı koparılmış.
Korra peut encore maîtriser l'air, mais son lien avec les autres éléments a été rompu.
Gözaltılar devam edecek mi?
D'avantage de projets?
Sen bırakana kadar, bu bokluk devam edecek. Tamam, bak kimsin bilmiyorum ama güzel bir fikrim var,... birşeyi açıklığa kavuşturalım, tamam mı?
Bon, écoutez, je ne sais pas qui diable vous êtes, mais j'ai eu une assez bonne idée de là où vous êtes, donc on va mettre les choses au point, ok?
Bu kontrat benim ve öyle kalmaya devam edecek.
Et ça va rester comme ça. Tu veux me baiser? Tu baises avec ton propre maire.
Sence devam edecek mi?
Elle peut encore le faire?
Kötü şeyler yapmaya devam edecek olan kötü insanlardı, Deb.
Il y a eu des mauvaises personnes, Deb, qui auraient continué à faire de mauvaises choses.
- Buna devam edecek misin?
Tu vas continuer à faire ça?
-... üzerinde mi devam edecek? - Böldüğüm için çok özür dilerim. ... ama bu konuyu basına açıklamak gibi bir niyetimiz yok.
Navrée de vous couper, ce procès se fera pas dans la presse.
Bu yer harika. Evet öyle ve şu şekilde öyle olmaya devam edecek :
Oui, et ça va rester comme ça.
Yarın da öyle olmaya devam edecek.
Et il sera encore là demain.
Durmadan böyle devam edecek Freddie.
Ainsi de suite cela va aller, Freddie.
Şov ne kadar devam edecek?
Combien de temps va durer cette émission?
Yarın dünya hiçbir şey olmamış gibi dönmeye devam edecek.
La vie reprendra son cours comme si rien ne s'était passé.
Beraber bir geleceğimiz olduğunu görebiliyorum ve günün birinde birlikte bira fabrikasından bozma havalı bir eve taşındığımızı filan. Tabii bira üretimi devam edecek ve...
emménager ensemble plus tard dans un endroit cool, comme une ancienne brasserie qui en est toujours une.
Moore devam edecek ve eninde sonunda Topaz'ı gönderecek.
Moore est parti devant, et a envoyé Topaz quand même.
Soruşturma sen olmadan da devam edecek.
Et l'enquête va continuer sans toi.
Tren öylesine bir nedenden dolayı durmadan devam edecek.
Ce train est express pour aucune raison [Eternuement]
Gerçek hayat Mart'ta devam edecek.
La vraie vie sera en mars.
- Gerçek hayat Mart'ta devam edecek.
La vraie vie est pour mars!
Gösteriye devam edecek miyiz?
Est-ce parti pour ce spectacle?
Herkes davalar üzerinde çalışmaya devam edecek,... ama yeni davalar kayyum tarafından incelenecek.
Tout le monde travaillera toujours sur des affaires, mais les nouvelles affaires seront soumises à l'approbation de cet administrateur.
Holly, Doktor Fincher'la terapiye devam edecek.
Holly continuera sa thérapie avec le Dr Fincher.
DEVAM EDECEK
À SUIVRE
Devam edecek.
À suivre.
Ya aramızda bir mutabakat yokmuş gibi davranıp ve bu şeye devam edersin maskaralığa, ya da şimdi Criss'le yollarını ayırır ve gidip kendine seni gerçekten mutlu edecek birisini bulursun.
Vous pouvez soit prétendre que nous n'avons pas d'accord. et continuer cette, euh... mascarade. Ou vous pouvez vous séparer de Criss maintenant et aller trouver quelqu'un qui vous rendra vraiment heureuse.
... ülkedeki para gücü.. ... insanların önyargılarına etki edilerek saltanatını devam ettirmeye gayret edecek,
et la puissance de l'argent de ce pays s'efforcera de prolonger son règne en jouant sur les préjugés des gens

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]