Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Dinlemeyeceğim

Dinlemeyeceğim перевод на французский

315 параллельный перевод
- Seni dinlemeyeceğim!
- Ça suffit.
Dinlemeyeceğim. Çık o barın ardından.
Sortez de derrière ce bar.
İğrenç yalanlarını dinlemeyeceğim.
Je n'écouterai pas vos ignobles mensonges.
Dinlemeyeceğim! Senden hoşlanmıyorum!
- Assez, je ne veux pas t'entendre.
- dinlemeyeceğim, baba.
Je n'écoute plus.
- Dinlemeyeceğim işte.
- Je ne veux pas t'écouter.
Daha fazla aptalca ve kötü niyetli imalarınızı dinlemeyeceğim.
J'en ai assez de vos insinuations douteuses.
Burada durup bu pis yalanları dinlemeyeceğim!
Je refuse d'écouter ces mensonges!
Dinlemeyeceğim!
- Non, je ne t'écoute pas!
Ne olursa olsun seni dinlemeyeceğim.
Ce n'est pas toi que j'écouterai.
Bay Evans burada oturup sizin kanıt olmadan oğlumu suçlamanızı dinlemeyeceğim.
Je ne vous laisserai pas accuser mon fils sans preuves!
Şu kulübeye gir. Dinlemeyeceğim.
Passe ton coup de fil, je n'écouterai pas.
Kapının arkasından da sizi dinlemeyeceğim, prensiplerim vardır.
Je n'écoute pas aux portes. Je suis bien éduqué.
- Dinlemeyeceğim. Çık dışarı!
- Non, sortez de chez moi.
Seni dinlemeyeceğim.
Je refuse d'en entendre davantage.
- Seni dinlemeyeceğim.
Je ne veux pas entendre.
- Dinlemeyeceğim.
- Tais-toi.
Vaazlarını dinlemeyeceğim.
Je suis pas ici pour écouter tes sermons.
Seni dinlemeyeceğim.
Je ne t'écouterai pas.
- Seni dinlemeyeceğim.
- Je ne vous ecouterai pas!
"Sen sadece önemsiz bir bilim adamısın. Seni dinlemeyeceğim" diyeceğim.
Je dirai "Victor, vous n'êtes qu'un petit savant."
Şöyle ki kendime bir şey anlatmak istersem, uyanık olduğum zaman dinlemeyeceğim.
C'est comme si je voulais me dire quelque chose qu'au fond je ne veux pas entendre.
- Artık dinlemeyeceğim! - Mae'nin demek istediği...
Je ne lui permettrai pas d'insulter Brick!
- Sonrasını dinlemeyeceğim.
- Je ne veux pas en entendre davantage.
Hayır, deli saçmalarınızı dinlemeyeceğim.
Je n'écouterai pas une bande de fous.
Hayır, dinlemeyeceğim.
Non! Je ne t'écouterai pas!
- Çıldırmışsınız, sizi dinlemeyeceğim.
Je ne vous écouterai pas. - Si.
- O dinleyecek. Hayır, dinlemeyeceğim!
Non!
O faydasız mırıltılarını çok dinlemeyeceğim.
Nous n'avons pas de temps à perdre.
Hayır. Seni dinlemeyeceğim.
Non, je ne t'écouterai pas.
Dinlemeyeceğim. Sen beni dinle, Larry.
Non, je ne vais pas t'écouter, c'est toi qui va m'écouter, Larry.
Seni dinlemeyeceğim!
Je ne t'écouterai plus.
- Dinlemeyeceğim.
- Je n'écoute rien du tout.
Sizi daha fazla dinlemeyeceğim.
Je ne veux pas en entendre plus.
Bu konudan anlamam! - Onu dinlemeyeceğim!
- Je ne veux plus l'entendre!
- Hayır, dinlemeyeceğim!
- Y a pas de "écoute-moi".
Bunları dinlemeyeceğim.
Je ne veux rien savoir!
Artık Ahmet'in mazeretlerini dinlemeyeceğim.
Qu'Ahmed vienne. Je ne l'écouterai pas.
Cesur Robin hakkındaki şarkıları da dinlemeyeceğim.
Je n'entendrai pas les chansons á la gloire de Robin.
Bunu daha fazla dinlemeyeceğim. Bu kadarı yeter...
Je vais raccrocher, j'en ai assez.
- Artık senin yalanlarını dinlemeyeceğim! - Ana, Ana...
- Je ne veux plus t'écouter, c'est fini!
- Dinlemeyeceğim.
- J'en ai assez entendu.
Senin uyduruk, zırva, uçuk, aptalca... kuantum ve safsata dolu saçmalıklarını daha fazla dinlemeyeceğim!
Alors, je ne veux plus écouter... vos conneries cabalistiques, quantiques et obscurantistes!
- Bunu dinlemeyeceğim.
Je ne t'écoute plus!
Çünkü yoksa, oturup bunun ne kadar önemli olduğunu anlatmanızı dinlemeyeceğim.
En avez-vous? Non? Alors dispensez-vous de me faire la leçon.
Dinlemeyeceğim.
Je ne t'écouterai pas.
Burada durup bu saçmayı dinlemeyeceğim.
Je ne vais pas rester là à écouter ces fadaises!
Seni dinlemeyecegim.
Vous ne m'interdirez pas de voler.
Bunu dinlemeyeceğim.
On m'a dit que vous m'attendiez dans la sacristie, mon cher Canon.
Dinlemeyeceğim.
Je n'écouterai pas.
- Onu dinlemeyeceğim!
- Je ne veux plus l'entendre!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]