Düzelir перевод на французский
601 параллельный перевод
Her şey düzelir.
"Tout finira par s'arranger."
Belki her şey düzelir, Joey.
Peut-être que tout ira bien, Joey.
Bir şeyler yediği zaman düzelir.
Elle ira mieux quand elle aura mangé.
Ama burada kalarak, birkaç gün içinde düzelir.
Il vaut mieux qu'il reste ici, bien soigné, il se remettra rapidement.
Ve, onu tamamen iyileşmiş görünce... moraliniz düzelir.
J'espère la voir aller mieux.
Sen çiğnemeye devam et, düzelir.
Continuez de mâcher, tout ira bien.
Düzelir.
Ça va s'arranger.
- Bahse girerimki düzelir
Je parie ma paie qu'il sera mort demain. - Je tiens le pari.
Babamın sigortasını onun üzerine geçirince her şey düzelir sanmıştım.
Elle devrait être contente de toucher l'assurance
Perdeleri asınca düzelir.
Quand j'aurai mis les rideaux, ça ira mieux.
Pasaportunuzla paranız size iade edilse, hafızanız düzelir mi?
La mémoire vous reviendrait si on vous les rendait?
Birazdan düzelir.
Ça ira mieux dans un moment.
Umarım düzelir.
Si je pouvais vieillir plus vite.
Elbet bir gün düzelir her şey.
Un espoir nous reste.
Virginia biraz bitkin düştü. Güneş altında biraz fazla kaldı sanırım. Düzelir.
Virginia est un peu étourdie, le soleil, sans doute.
Puroyu bırakırsan, Lavinia, kalbin düzelir.
Ton cœur irait mieux, Lavinia, si tu arrêtais de fumer des cigares.
- Arada oluyor işte. Düzelir. Niye dedin?
Ce n'est rien.
30 güne kadar düzelir.
Il sera guéri dans 30 jours.
Ayaklarım düzelir düzelmez ondan daha hızlı kaçacağım.
Dès que je récupère mes jambes, je le dépasse.
Belki moralim biraz düzelir.
Ça me fera du bien.
Doktor, çenesi üç ayda düzelir dedi.
En trois mois il sera guéri.
Düzelir Norma.
Norma, il s'en remettra.
Tabii, düzelir.
Lui, oui.
Ve tadı kaçacak olursa şöyle ince bir ayar çekerim ve aramız yeniden düzelir.
Si elle hausse le ton, je la règle et nous nous accordons.
Teftiş komitesi gelince bir şeyler düzelir sanıyordum.
Les inspecteurs n'ont rien changé.
- Gerdanın da düzelir.
Et aussi les poches...
Yakında her şey düzelir.
Ce n'est qu'un moment. Ce sera bientôt passé.
Dilerim her şey düzelir.
Espérons que ça ne durera pas.
Sence acemilikten sonra halimiz düzelir mi?
Ce sera moins dur aprčs la premičre épreuve?
Yakında düzelir ama Mary için yapabileceğim bir şeylerin olmasını isterim.
Je suis sûr qu'elle va aller mieux.
Bu gürültü patırdı neydi sanıyorsunuz? Hepsi dikkat çekmek için tezgah. Bir kişi oltaya gelse bile, kızın durumu bir anda düzelir.
C'est une façon de se faire remarquer, le client mord à l'hameçon.
Unutma, her şey zamanla düzelir.
Courage! L'aube vient après la nuit.
Daha önce de böyle olmuştu. Bir iki güne düzelir.
D'ici un jour ou deux, il retrouvera ses esprits.
Geçen sene durumu biraz düzelir gibi oldu ama sonrasında gene eski haline döndü.
Il allait mieux l'an dernier, mais il est tombé dans l'escalier, depuis il est alité.
Birazdan düzelir.
Tout ira bien dans un instant.
Bu böyle gitmez. Kendi kendine düzelir efendim.
Les choses vont s'arranger monsieur.
Çekemeyiz. Düzelir hanımefendi.
Ça va aller madame, j'en suis certaine.
Umarım bu, askeri mahkeme olmadan düzelir General.
Sans Cour martiale?
Düzelir.
Ça va aller.
Birkaç saate düzelir.
Il sera bientôt sur pied.
- Düzelir.
- Ça va.
Kahvaltıdan sonra düzelir.
Ça ira mieux après le déjeuner.
Ben araya girmeseydim, ilişkiniz düzelir miydi sence?
Sans moi, ça aurait collé entre vous?
Her şey düzelir dostum. - İç.
Ca va surement s'arranger.
O kaledeki asma köprüyü onarırız ve görüşün düzelir.
Nous retournerons... au pont-levis de ce château haut perché, et peut-être que ta vision s'améliorera. Et peut-être que ta vision s'améliorera.
- Programlama işinden kurtulmuş oluruz. - Beyin tedavisinden sonra düzelir.
Une reprogrammation en moins.
Kendi üzerinizde çalışmaya devam ederseniz, daha da düzelir zihinsel çalkalanmalarınızdan da kurtulursunuz.
Continuez ce travail sur vous-même, vous irez mieux. Et vos troubles mentaux seront oubliés.
Kısa zamanda düzelir.
Elle se remettra vite.
Birazdan düzelir.
Ça va aller.
Umarım düzelir.
Maintenant, le mal est fait.
Merak etme, her şey düzelir.
Aie confiance, tu verras.