Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Düşün

Düşün перевод на французский

16,889 параллельный перевод
- Pekâlâ, sen bunu bir düşün bakalım.
- D'accord. Je vous laisse réfléchir.
Olumlu düşün.
Tout va bien.
Yeniden düşün.
Tu te trompes.
Ne yaptığını bir düşün.
Réfléchis.
Sadece bir düşün.
Prends le temps de réfléchir.
Bunu bir düşün.
- OK... Alors penses-y.
Üçümüzün bir yatta olduğunu düşün.
C'est comme si on était tous les trois sur un yacht.
Etrafı büyük çitlerle çevrilmiş bir üniversite gibi düşün.
C'est comme un campus universitaire avec une belle grosse clôture autour.
Bizi hor ve hakir gören, arkamızdan kötü kötü konuşan insanları düşün.
Chéri, pense à toutes les personnes qui se sont amusées à nous dénigrer toute notre vie, à dire un tas de choses méchantes à propos de nous.
Lütfen düşün, tamam mı?
Réfléchissez-y.
Düşün, Billy.
Réfléchissez-y.
Büyük Teksas eyaletini düşün, sığır, toprak, yağ bunlar bizi zengin etti.
Prenons ce bel état du Texas, bétail, terres, pétrole. Voilà qui nous enrichit.
Bence otur bunu düşün.
Et si vous restiez là, à cogiter là-dessus?
Mary, derin bir nefes al ve söylediklerini bir düşün.
Mary, prenez une grande inspiration, et songez un peu à ce que vous dites.
Bunu iyice bir düşün.
Réfléchissez bien.
Ne yapmak istediğini düşün.
Pense à ce que tu veux faire.
Yapamayacağın onca şeyi düşün.
Pense à tout ce que tu ne peux plus faire.
Bunu bir düşün.
Penses-y.
Ve bronzlaştırıcılardan tümüyle uzak durmayı bir düşün.
Et laisse tomber l'autobronzant.
Bunu iyice düşün... baba.
Alors, penses-y... Papa.
Ama şunu düşün.
Ok, voilà le truc.
Bir davetiye gibi düşün.
C'est une invitation.
Düşün bir, adamımı korkutacaksın.
Penses-y. - Tu pourrais faire peur à mon ami.
Gitmeyi düşün sende. Yapman gerekeni yap ama...
Pense à partir, fais ce que tu as à faire.
Okulu, bir iş gibi düşün, tamam mı?
On ne se complique pas la vie avec les études.
Tamam o zaman, şöyle düşün,
Réfléchis un peu.
Neler olabilirdi bir düşün.
Imagine.
Neler olduğunu düşün.
Pense à ce qui s'est passé.
Tanrım, Alfred. Ölüleri düşün.
Bon sang, compte les morts.
Watergate'i düşün.
Genre Watergate.
- Burası yepyeni bir kent. Keşfedilmemiş topraklar gibi düşün.
Tout est neuf, c'est un territoire vierge.
Çocuklarını düşün.
Pense à tes enfants.
Leo ve Evie'yi düşün.
À Leo et Evie.
Halka açık bir yerde böyle kartlardan birisini eline almanın nasıl olduğunu düşün.
- Réfléchis. Toucher une de ces cartes dans un lieu public.
Bir düşün, Quangel.
Rendez-vous compte.
Bunu bir düşün insan yavrusu.
Réfléchis, petit d'homme.
Mantıklı düşün.
Sois raisonnable!
- Düşün.
- Réfléchissez.
Düşün.
Réfléchis.
Onunla yatıyor olsaydık ne kadar para harcardım bir düşün.
Imagine ce qu'elle me coûterait si on couchait ensemble.
Birlikte yapabileceklerimizi bir düşün.
Imagine ce qu'on accomplirait ensemble.
Bunun kollarına saplandığını düşün.
Imaginez-le planté dans vos bras.
Aynısının ayaklarına da saplandığını düşün.
Et en même temps, dans vos pieds.
Kendi ağırlığının, sana durmaksızın nasıl işkenceler yaşatacağını düşün.
Quelle torture votre propre poids vous infligera-t-il?
Bir de görmeyenlerin şüphesini düşün. Onlar bununla başa çıkacak.
Imaginez ceux qui n'ont rien vu.
- İyi tart düşün diyorum.
- Observe avant de te lancer.
Boyutlararası bir zeka gibi düşün.
C'est comme réussir à évoluer dans l'interdimensionnel.
Eşini ve kızını düşün. Onlar ne isterdi?
Ta femme, ta fille, auraient voulu quoi?
Sadece sana sormak istiyorum git ve düşün. Çünkü düşünülmesi gereken çok şey var.
Tout ce que je vous demande, c'est de rentrer et de réfléchir, parce que... ça mérite une grande réflexion.
İstersen bir düşün.
Réfléchis.
- George, yapma. Bunu düşün Ruth.
Réfléchis un peu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]