Düşünmek перевод на французский
6,467 параллельный перевод
Bunu düşünmek için en azından bir gün ver bana...
Au moins, prend une journée pour penser à ça...
İngiltere hakkında düşünmek istemiyorum, ve ya kuzenimin, üvey kardeşimin, ve onun İskoçyayı kontrol eden Lordlarının hakkında.
Je ne veux pas penser à l'Angleterre, à ma cousine, ou à mon demi-frère et ses seigneurs qui contrôlent maintenant l'Écosse.
Ben sadece evlenmek üzere olan bir gelin gibi hissetmek istedim sürekli beni ölümüne korkutan o zindanda olduğumu düşünmek yerine saçma sepet parti malzemeleriyle ve gelinlikler giyip mutlu olmak istedim.
Je veux juste me sentir comme une future mariée, vous savez, Je veux être toute heureuse dans des robes de mariée et des stupides décorations au lieu de penser constament d'être dans ce donjon. ayant peur parce que je suis sur le point de mourir.
Aslında bir işe gitme fikri beni biraz rahatlatıyor. - Başka bir şeyi düşünmek.
En fait, l'idée d'avoir un endroit où se pointer est un soulagement, penser à autre chose que...
Düşünmek için ne kadar zamanın var?
Combien de temps vas-tu y réfléchir?
Aramayacağım demedim ama enine boyuna bir düşünmek istiyorum.
Je ne dis pas que je ne le ferai pas. Je veux y réfléchir.
Spratt'ın özel hayatının olduğunu düşünmek olasılıksız geliyor.
Cela semble si incongru que Spratt ait une vie privée.
Bay Bates Londra'da olsa bile, onun bir şey yaptığını düşünmek için...
Même si Mr Bates était à Londres, nous n'avons aucune raison de supposer
Düşünmek için fırsatın vardı Baxter ve şartını kabul ediyorum.
Vous avez eu le voyage pour réfléchir, Baxter. J'accepte votre condition. Nous avons le temps.
İnsanların 400 yıldan fazla zaman geçtikten sonra hala konuşacağı bir şey yapmış olmayı düşünmek hoşuma gidiyor.
J'aime penser que je pourrais encore faire quelque chose dont les gens parleront encore plus de 400 ans plus tard.
Sizden daha da fazla nefret ediyorum çünkü asla nedenini düşünmek durmadınız.
Je te hais d'autant plus car tu n'as jamais cherché à comprendre pourquoi.
Biraz düşünmek gerekecek.
Ça nécessite un peu de réflexion.
Kavanoz kapağını gevşetenin ben olduğumu düşünmek isterim.
J'aime penser que j'étais celui qui a desserré le bocal de cornichon.
Düşünmek için biraz zamana ihtiyacım vardı.
J'avais besoin de temps pour y réflechir.
Biz de Hanna ve o gece yaşadıkları hakkında düşünmek zorunda kalmayız.
Ainsi on n'aura pas à penser à Hanna et à ce qui lui est arrivé cette nuit-là?
Rüyaları düşünmek mi zaman kaybı?
Une perte de temps d'y repenser?
Evet, öyle düşünmek hoşuna gider değil mi?
Tu aimerais le croire, pas vrai?
Bir yılanın seni öldürmek için beklediğini düşünmek için aptal olmalısın.
Tu serais stupide de penser qu'un seul serpent t'attend.
Bütün ailesini tehlikeye atan birini görünce iyi bir nedeni olduğunu düşünmek istiyorum.
Quelqu'un met toute sa famille en danger, tu veux découvrir s'il y avait une bonne raison.
Bununla bir şey yapmadan önce biraz düşünmek isterim.
J'ai quelque chose à avoir dans tout ça.
Ivor'ı düşünmek istiyor ben.
Je veux penser à Ivor.
Okyanusun ortasında olmanı düşünmek bana iyi geldi.
J'aime l'idée de vous savoir au milieu de l'océan.
Savunma makamının ne diyeceğini düşünmek zorundayım.
Je dois prendre en compte ce que dira la défense.
Yani aksini düşünmek için hiçbir sebebiniz yok mu?
Donc, vous n'avez rien trouvé laissant penser le contraire.
Ben düşünmek geceler.
Il me faut la nuit pour aviser.
Benim rezervasyonları hakkında düşünmek ne olursa olsun, Galyalı, haysiyet olsun...
Quoi que tu me réserves, Gaulois, tu auras la dignité...
Eğer iş birliğine yanaşmayacaksan Anderson, kusurama bak ama bahçe imtiyazını tekrar düşünmek zorunda kalacağım.
Si vous ne comptez pas travailler avec moi, Anderson, je suis désolée. Je serai contrainte de reconsidérer ce privilège de jardin.
Düşünmek için zamanım yok.
Ce n'est pas le moment.
Birisinin senin evini soyacağını düşünmek çılgınca bir şey değil.
Il n'est pas insensé de penser que vous auriez pu essayer de cambrioler la maison de quelqu'un.
Mahkeme senin götünü düşünmek için 10 dakika ara veriyor
La Cour a besoin de 10 minutes pour penser à votre cul.
önünde gördüğün bu aletleri derinden düşünmek.
Sur ces instruments que tu vois devant toi.
Sizin işiniz düşünmek ve adalet sistemi tarafından talep edilen bir karara varmak.
Votre job est de délibérer, pour en venir a un consensus comme demandé par le système judiciaire.
Alison kaçırılmış. Gözleri bağlanmış. Başka neler yaşadı düşünmek bile istemiyorum.
Alison était kidnappée et avait les yeux bandés et je ne veux même pas penser à autre chose.
Anne babanın böyle bir şey yapabilmiş olacağını düşünmek.
De penser que tes parents sont capables d'une telle chose.
Bunu bir düşünmek lazım.
C'est à y réfléchir.
Şu ana kadar, yapmak istediği her şeyi yaptı. Bu durumda bir çıkış stratejisi olmadığını düşünmek hata olur.
Je dois dire, que jusque ici, il semble avoir fait tout ce qu'il voulait, et je m'inquiète de l'absence de stratégie de sortie.
Gitmeden önce teklifimi yeniden düşünmek istemediğine emin misin?
Alors, avant que vous ne partiez, vous êtes sûr de ne pas vouloir reconsidérer ma proposition?
Henry, ne yaptın... hapisteyken... düşünmek için çok zamanım oldu benim için ne gerçekten önemli.
Qu'est-ce que tu... Là-bas... j'ai eu beaucoup de temps pour réfléchir à ce qui compte à mes yeux.
Özür dilerim Daha iyisini düşünmek için yeterince zamanım yoktu.
Désolé de ne pas avoir eu le temps de penser à un meilleur plan.
Avukatın olarak, senin iyiliğini düşünmek benim işim.
En tant que votre avocate, c'est mon travail de veiller sur vos intérêts.
Seni azdırıyordu, sadece Lila'yı düşünmek bile mastürbasyon yapıyordun, o fotoğrafları çekiyordun.
Ça t'excitait, de penser à Lila... de te toucher, de prendre ces photos.
O.. Ona ne yaptıklarını düşünmek istemememiştim
Je ne voulais pas penser à ce qu'ils lui avaient fait.
- Şu an onu düşünmek bile...
- Rien que de penser à lui...
Aramama neden geri dönmedin bilmiyorum sesli mesajından bıktım, yani belki de telefonuna cevap vermeyi düşünmek istemelisin ve merhaba demelisin?
Je ne sais pas pourquoi tu ne me rappelles pas et j'en ai assez de tomber sur ton répondeur, bref, peut-être que tu pourrais songer à répondre et dire "Allô"?
Hepsinin böyle başladığını düşünmek istersin.
On aimerait penser qu'ils commencent de la même façon.
Bunu düşünmek için biraz geç değil mi?
C'est un petit peu tard pour ça, n'est-ce pas?
Onu düşünmek istemiyorum.
Je ne veux pas y penser.
Geçmişi düşünmek istemiyorum gelecek için endişelenmek de...
Je ne veux pas penser au passé, Je ne veux pas m'inquiéter du futur.
.. ama birlikte değişik şeyler düşünmek bu sefer işe yaramayacak.
Le seul changement que je veux c'est que l'on soit mari et femme.
Onca yil önce yasiyor oldugunu düsünmek çok garip.
C'est étrange de penser que tu étais en vie il y a si longtemps.
Ahlaki bir yanı da olduğunu düşünmek istiyorum.
J'aime penser qu'il y a une dimension morale. Tu tues des gens et tu pleures après?
düşünmek mi 21
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşünmüyorum 81
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmedim 36
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşünmüyorum 81
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünmeliyim 39
düşünüyorum ki 20
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünmeliyim 39
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35