Edıyorum перевод на французский
89 параллельный перевод
Ed Cantrell'ın yüzünü görmek için sabırsızlanıyorum.
J'ai hâte de voir la tête d'Ed Cantrell.
Ed Fabre'ın senin gibi tuhaf bir herifi nasıl gönderdiğini anlayamıyorum.
Je comprends mal pourquoi Ed Fabre a envoyé un type comme toi.
- Edd diye birini tanımıyorum, Edd kim?
Je ne connais pas Ed. Qui est-ce?
Edd Harrington'ı hatırlamıyorum.
Je ne connais pas Ed Harrington.
O lanet şeyleri Ed Hewitt'in Şapel Fon'una vermeye çalışıyorum...
Eh bien, j'essaie de donner tout ça aux fonds pour la chapelle de Hewitt,
Şimdi hatırlıyorum. Ed Foley'i hatırlıyorum.
Je m'en rappelle, à présent.
Zorlukları anlıyorum, Ed. Ama emniyet valilikle işbirliği yapmanı istiyor, tamam mı?
Je vous comprends... mais la police veut et doit collaborer avec le Gouverneur.
Ve sana katılıyorum, Ed yanlış izi takip ediyor.
Je suis d'accord avec toi, Ed est sur la mauvaise piste.
Sanmıyorum ki... sanmıyorum ki Ed beni hiç sevmiş olsun.
Je crois que... Je crois qu'Ed ne m'a jamais aimée.
Büyük Ed Mustafa'yı arıyorum.
Je cherche Big Ed Mustaffa.
Ed Mustafa'yı arıyorum.
Je cherche Ed Mustaffa.
Ben Ed Macias, havaalanından arıyorum.
Ici Ed Macias, je vous appelle de l'aéroport.
İnanıyorum Ed.
- Je te crois, Ed.
Ed, 88'den beri kapalı alanlarda yaşıyorum.
Ed, je suis au régime sec depuis 1988.
- Hiç sanmıyorum.
- Je ne pense pas. Ed?
Bir film yapımcısıyım ve bir bilim kurgu filmi üzerinde çalışıyorum...
Je m'appelle Ed Wood. Je suis réalisateur.
Ed Roydlick'i aramıyorum. Durumum gayet iyi.
J'ai pas besoin d'appeler Ed Roydlick.
Şu anda Jim Ed'e çalışıyorum.
Je bosse pour Jim Ed.
Ed tuvalete gidene kadar ben de gitmiyorum... böylece hiçbir şey kaçırmıyorum.
Je ne vais pas aux toilettes tant qu'Ed n'y va pas, pour ne rien rater.
Bu yüzden Big Ed'de çalışıyorum.
Du coup, je bosse pour Big Ed.
Bu yüzden Big Ed'de çalışıyorum...
Pour Big Ed!
Bebeğimiz oldu. Ed kalp krizi geçirdi. O evi aldım ve o zamandan beri orada çalışıyorum.
On a eu un bébé, Big Ed a eu sa crise, on a acheté la maison et je bosse pour lui.
Ed, dörtlü cinayet üstünde çalışıyorum. Saati fark etmedim.
Je suis sur un quadruple meurtre.
Ed Harding'e bu kadar arkadaş canlısı olacağını sanmıyorum.
Je ne pense pas que vous auriez été si aimable avec Ed Harding.
Evet şimdi Ed Sullivan ile röportaj yapıyorum.
Bien. Interview d'Ed Sullivan par moi.
İki aydır Ed'i seni yemeğe davet etmesi için ikna etmeye çalışıyorum.
Ca fait des mois que je demande à Ed de t'inviter à manger.
- Üzgünüm, Ed. Bu evi ne zaman aldıklarını hatırlıyorum.
Je me souviens quand ils ont acheté cette maison.
- Koca Ed Deline'ı arıyorum.
Je cherche Ed Deline.
Bu "tekrar aktif göreve çağrıldı" meselesini anlamıyorum.
Ed, je ne comprends pas ce truc de "rappel".
Ed, Sana açık davranıyorum.
Ed, je suis blanc comme neige dans cette affaire.
Ed, önden dolaşıyorum.
Ed, je fais le tour.
Koca Ed ile buluşmanız için sabırsızlanıyorum.
Je suis impatient que vous rencontriez Ed.
Ed Deline adında çıplaklık konusunda biraz eski kafalı biri için çalışıyorum.
Je travaille pour Ed Deline, il est vieux jeu pour ce qui est de la nudité.
Brunson'un Ed'i sıkılmamak için New York'a uçmaya zorladığına inanmıyorum.
Peux-tu croire que Brunson a fait venir Ed à New York pour lui tenir compagnie?
Ed Deline'a göre, O'nun yerine bugün ben bakıyorum. Evet.
D'après Ed Deline, je la remplace aujourd'hui.
Umursamıyorum. Ed.
Eh non.
Bütün monitörlere aktarıyorum Ed.
Faites quelque chose.
Jack, kameralara bakıyorum... ve Ed Morgan'ı görüyorum.
- Jack, je vois Ed Morgan sur mes écrans.
Kumu havada uçarken gördüm. Ed, Tanrı aşkına! Sana yalvarıyorum.
Ed, pour l'amour de Dieu, je vous en supplie, pensez à l'équipe!
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, Ed.
Je ne pense pas que ce soit une bonne idée, Ed.
Bütün bölümlerin başlarını tutmayı planlıyorum.
Je pense que je vais garder tout le département d'Ed.
Ed'i zar zor hatırlıyorum.
J'ai à peine connu Ed.
"Neden Ed Miller'a uğramıyorum?"
"Pourquoi je ferais pas un saut chez Ed Miller?"
Ed, niye bu kadar Nicole'u merak ediyor anlamıyorum.
Je ne comprends pas pourquoi Ed est si concerné par cette Nicole.
Ed, ben kendi araştırmamı kendi laboratuarımda boş zamanımda yapıyorum.
Ed, j'ai... J'ai fait mes recherches dans mon labo, sur mon temps libre.
Ed'in bunu yapmana izin verdiğine inanamıyorum.
J'arrive pas à croire que Ed te laisse faire ça.
Şaka yapmıyorum, Ed.
Hé, c'est pas une blague, Ed.
Ed'e ulaşmıyorum.
Je n'arrive pas à joindre Ed.
Bugün Ed'le tanıştıktan sonra bunu daha iyi anlıyorum.
J'en saurai plus cet après-midi après avoir vu Ed.
Vince stüdyolarla anlaşmaya çalışıyor. Ed Norton'un şirketinden gelen teklifi yükseltmeye çalışıyorum.
Vince essaie de vendre l'idée aux studios et on a une première offre de la société d'Ed Norton, mais j'aimerais qu'ils payent plus.
Boşanıyorum, Ed. Biliyorsun.
Je divorce.