Elbette var перевод на французский
1,429 параллельный перевод
Elbette var.
Bien sûr que je sers un objectif.
Evet, elbette var. Ama hayat devam ediyor.
- Si, bien sûr, mais la vie continue.
Elbette var, çocuklar için gladyatörler yeni geldi.
Si, on a reçu les nouveaux "Gladiators" spécial enfants.
Elbette var!
Bien sûr que si!
- Elbette var.
- Oui, c'est évident.
Elbette var ya da belki vakit bulmalısın çünkü diyeceklerimi söyleyeceğim.
Bien sûr que si, vous devriez prendre le temps... parce que j'ai des choses à vous dire.
Elbette var.
Bien sûr.
Elbette var.
- Ce que je veux dire... Si, bien sûr.
- Ally, elbette var.
Bien sûr que oui.
- Elbette var. Neden olmasın?
Bien sûr, pourquoi pas?
- Elbette var. - Hayır, yok.
Tout est succulent et bien juteux.
Elbette var.
- Bien sûr.
Elbette var!
"N'existe pas"?
Elbette var!
Bien sûr, j'ai raison.
- Standartlar yok mu? - Elbette var.
- Il n'y a pas de critères?
Elbette var.
Bien sûr que si.
- Elbette bir ödevi var.
- Bien sûr que si.
Elbette T-1 yetkin de var.
Accès Internet T1, bien sûr.
Porselen çay takımı var mı? Elbette kendim için değil, kız kardeşim için.
On leur fait gagner 3 fois la somme.
Elbette alıyorsun, hatta çok düşük bir notun var.
T'as une note sur ton bulletin.
Elbette. Komedimin sınırları var..
Il y a des limites à mon humour.
Pekala, onlar hakkında bilmeniz gerekenler, elbette ki özel güçleri var.
C'est mieux. Sachez qu'ils ont des pouvoirs spéciaux, bien sûr.
Elbette var.
- Bien sûr que si!
Uçaklar. Geminin uçakları var, değil mi? Elbette.
Ce vaisseau a des planeurs, non? Bien sûr.
Burası Acil Servis, elbette yaralı var.
Forcément, on est aux urgences.
Bitişiğinde bir miktar arazi olan bir kır evim de var elbette.
Je possède une maison de campagne avec des terres autour.
Elbette ne var?
Qu'est-ce qui est évident?
Elbette bazı yatırımcılara ihtiyaç var.
Ils doivent chercher des investisseurs.
Elbette, var. Alo?
- J'en aurai besoin, là-bas.
Süitiniz var mı? Elbette.
- Vous avez des suites?
Evet, elbette benden hoşlananlar var ama bu onları şipşak yatağa attığım anlamına gelmez Lee.
C'est vrai, mais ce n'est pas pour autant que je couche avec elles.
Elbette 11 ile 3 arası dersim var, işim bitince ararım.
Je serai à l'Aide d'urgence de 1 1 h à 1 5 h. Je t'appelle quand j'ai fini.
Elbette... Hollanda'ya sınırları var.
Et, bien sûr, ils sont voisins des Hollandais.
Elbette bu, tedavi olmaya arzu duyanlar..., geleceklerine ve arzularına hükmetmek isteyenler için geçerli... normal bir yaşam sürebilmek için, Hala ortada az da olsa bir... beş ile otuz arasında bir başarı yüzdesi var... tam anlamıyla heteroseksüel değişime...
Mais pour ceux qui veulent se faire traiter... qui possèdent le désir et la volonté de mener une vie normale... il y a encore un maigre pourcentage... de réussite, entre cinq et trente-cinq pour cent... pour une conversion hétérosexuelle complète.
Oh, elbette, Sizin organizasyonunuzu duymuşluğum var.
Mais oui, je connais votre organisation.
Elbette var.
Bien sûr, mais ce sont...
Elbette, ama aynı zamanda, 0.05 desibelin üzerindeki sesleri duyan ses alıcıları da var.
Il y a aussi des détecteurs de son. Pour les sons au-dessus de 0,05 dB.
Elbette, her zamanki gibi Buffy'nin bir sorunu var.
Comme toujours, Buffy a un problème.
Elbette Johnny'nin aleyhtarları var.
Bien sûr, il a ses détracteurs.
ve tiyatroda... konuşanlara ayırdıkları katta. Elbette yapmayacağım- - Papaz, çok fesat düşüncelerin var.
Toutes les protéines, vitamines et glucides de la bonne dinde de ta grand-mère, avec de l'alcool à 15 %.
Elbette sosyal becerim var, dingil!
Je suis très sociable, gros nase.
Evet, elbette. Tabii ki var.
Oui, bien sûr.
Oh elbette. Uzaktan kuzenleri var sanırım.
Des cousins éloignés, je crois.
- Evet, elbette var.
Si, tu en as.
Elbette çizgi romanlara koymadığım şeyler de var.
J'évite d'inclure certaines choses qu'elle fait dans ma B.D.,
Konuşmak istediğim bir öfke kontrolü tekniği var. Elbette.
Y a une technique de self-control dont j'aimerais parler.
elbette patates püresi de var. ayrıca mantar sosu. kolaydır. sadece konserveyi açıyorsun.
Puis la purée, bien sûr, et la sauce aux airelles rouges, qui est facile.
Peter'ın hataları var, elbette.
Pan fait des bêtises, c'est certain...
Elbette, ama arabada zaten var.
Je t'ai déjà rechargé.
Elbette var.
Si, je l'ai.
Elbette arkadaşları var.
- Ouais, il en a.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
elbette 13408
elbet 35
elbette ki 133
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette benim 21
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette isterim 24
elbette 13408
elbet 35
elbette ki 133
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette benim 21
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette isterim 24
elbette öylesin 20
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette değilim 21
elbette hayır 359
elbette olmaz 22
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette değilim 21
elbette hayır 359
elbette olmaz 22