Eğer isterseniz перевод на французский
996 параллельный перевод
Eğer isterseniz Mary, büyük bir oyuncu olursunuz.
Vous avez l'étoffe d'une grande actrice, Mary.
Eğer isterseniz kapağa bile adınızı koyarım.
Je Ie mettrai sur Ia couverture.
Eğer isterseniz gelirsiniz, Bayan Gracie.
Si vous y tenez, vous pouvez y aller.
- Eğer isterseniz.
- Si tu le souhaites.
Ya da eğer isterseniz...
- Ou si vous préférez celle-là...
Evet, eğer isterseniz..
Si vous le désirez.
Eğer isterseniz The Banner'da parlak bir geleceğiniz olabilir.
Vous pourriez faire carrière au Banner si vous me le demandiez.
Eğer isterseniz bir çiğnemelik alabilirim efendim.
Je prendrai une chique si vous voulez bien.
- Efendim eğer isterseniz tabii ama...
- Si vous le souhaitez, mais...
- Eğer isterseniz. - Yok.
- "l'attention de l'Amirauté..."
Eğer isterseniz sizinle kalacağım. Bu benim diplomam.
Je veux rester avec vous, voici mon diplôme,
Eğer isterseniz, siz de gelebilirsiniz.
Vous pouvez venir aussi, si vous le désirez.
Eğer isterseniz sizi ona götürebilirim.
Si vous désirez le voir...
Eğer isterseniz, bir yerlerde oturup sigara içebiliriz. Ne dersiniz?
Si ça vous tente, on peut se fumer une cigarette.
Eğer isterseniz kahve de yapabilirim.
Preferez-vous du cafe?
Ve eğer isterseniz gidip Birleşik Devletler başkanını arayabilirsiniz.
Avisez le Président des Etats-Unis si vous voulez!
Eğer isterseniz, ikiniz birden saldırabilirsiniz.
Vous pouvez m'attaquer ensemble.
Eğer isterseniz, bir uzman getirtip el yazınızı da teşhis ettirebilirim.
Voulez-vous qu'un expert identifie votre écriture?
Eğer bir şeyin temizlenmesini isterseniz, bana seslenin yeter.
Si vous avez besoin que je nettoie quelque chose, faites-moi signe, ok?
Eğer bilmek isterseniz oğlum Charlie şuanda orayı satın alıyor.
Quand partez-vous? Ne craignez rien!
Eğer fikrinizi değiştirirseniz ve üçüncü davetimi kabul ederek geleneklerimizi öğrenmek isterseniz saat sekizde akşam yemeğimiz var.
Si jamais vous changez d'avis, si vous acceptez ma troisième invitation, le diner sera servi à 8 h.
Eğer Bay Bissonette'i ziyaret etmek isterseniz, herhangi bir sabah 10 gibi gelin.
Si un jour vous souhaitez rendre visite à M. Bissonette, passez vers 10 h 00.
Eğer dördünüz briç oynamak isterseniz bana aldırmayın, oynayın.
Si vous voulez jouer au bridge, allez-y.
Neden? - Eğer New York'ta oynamak isterseniz.
Vous me plaisez beaucoup.
Eğer böyle isterseniz...
Si t'en veux- -
- Gitsen iyi olacak, Nick. - Eğer isterseniz.
Tu devrais y aller.
Eğer bir teklif yapmak isterseniz, yine de yapın tabii ki.
Si vous voulez faire une offre, n'hésitez pas!
Eğer başka bir şey isterseniz bana nasıl ulaşacağınızı biliyorsunuz.
Vous savez ou me trouver.
Bi konser vericek, eğer gelmek isterseniz - teşekkürler. gelmicem.
Si vous voulez... Non, merci.
- Eğer gelmek isterseniz...
- Si vous voulez...
Eğer yine Piskopos'u görmek isterseniz...
Et si vous voulez vraiment voir l'évêque après ça...
Eğer durumu kötüleştirmek isterseniz, karşı çıkmam.
Vous voulez faire de ce cours un calvaire. Soit!
- Eğer bir içki içmek isterseniz...
- Si vous voulez boire quelque chose...
Eğer kullanmak isterseniz onlar da daire ile veriliyor.
Vous pourrez les récupérer si vous voulez.
Eğer yanıma gelmek isterseniz... bu beni çok mutlu eder.
Je serais heureux si vous emménagiez avec moi.
Eğer bir şey isterseniz zile basın yeter.
Si vous voulez quelque chose, appuyez sur la sonnette.
- Eğer bulmamı isterseniz... - Hayır.
- Je peux avoir ses coordonnées si...
Eğer, eğer burada kalmak isterseniz kalabilirsiniz ama hoşlanmadığım, hoşlanmadığım 3 şey var.
Vous pourrez rester ici, mais je hais trois choses : le bruit, les disputes et le vol.
Eğer tabi Meksika'ya gitmek isterseniz.
Mais Mel en a pour aller au Mexique.
Tabii eğer şuraya oturmak isterseniz...
- C'est trop près de l'orchestre.
Eğer eğlenmek isterseniz Tijuana'daki tüm yerleri bilirim.
Si vous voulez vous amuser, je connais tous les coins de Tijuana.
Eğer isterseniz bir yerde buluşalım.
Où êtes-vous?
Çünkü eğer isterseniz, bu Cuma günü öğleden sonra oraya gidiyorum.
Si vous voulez, j'y vais vendredi après-midi.
Eğer iki şilte isterseniz...
- Non, ça va.
Uh, eğer siz de gelmek isterseniz, Miss Williams...
Si vous voulez venir aussi, Mlle Williams...
Eğer kullanmak isterseniz bir açıklama kaydı aldım.
J'ai enregistré des explications, si ça peut vous servir.
Sizin düşüncenizi sormaya karar verdik... servisten ayrılmamızı isterseniz eğer.
Eh bien? Nous voudrions votre avis sur une éventuelle démission.
Ama bu... bu bir ay daha ister, eğer bu koruma sistemine böyle bir yere koymak isterseniz.
- Oui... Si vous voulez qu'on réalise ces modifications sur le dispositif de sécurité, ce sera...
Bu genç bayana dışarıya çıkmayı teklif ettim. Eğer bir akşam beraber dışarı çıkmak isterseniz...
La demoiselle devait vous demander si nous pouvions sortir.
Misafirhaneyi bozmak zorunda değiliz, eğer hepiniz burada kalmak isterseniz.
Il y a un pavillon libre, ici. Si vous vous y installiez?
Martini içmek isterseniz eğer vermut alt katta.
Si vous voulez un martini, c'est l'étagère du bas.
isterseniz 150
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer olursa 24
eğer o olmasaydı 23
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer olursa 24
eğer o olmasaydı 23