Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ H ] / Hayatıni

Hayatıni перевод на французский

369 параллельный перевод
Hayatımın geri kalanını, bir borazan sesi yerine fabrikada işe başlama ziline ayak uydurarak ya da bütün bir gün sevkıyat odasında tıkılı kalarak harcamak istemiyorum.
Je ne veux pas que le reste de ma vie soit cadencé par la cloche de l'usine au lieu du clairon, ni être enfermé dans un entrepôt toute la journée.
Ama, hayır hayatım, başarı elbisenin ya da Beddini'nin değil.
Mais ce n'est pas la robe ni Beddini.
Mandrake Falls'dan gelen tanıklar, onun hayatı boyunca yaptıklarını anlatıp deliliğinin yeni ya da geçici olmadığını kanıtlayacak.
Nous avons ici des témoins de Mandrake Falls... sa propre ville natale, qui raconteront sa conduite durant toute sa vie... démontrant que son dérangement n'est ni récent ni provisoire.
hayatın bütün zahmetleri için ve hayattaki bütün yollar için onlara yol göster ki bu sayede bu saati asla unutmasınlar ve birbirlerine verdikleri bu içten sevgiyi, senin bu kutsal bakışının içinde unutmasınlar.
Jamais ils n'oublieront ce moment présent ni cette promesse d'amour échangée sous Votre bénédiction.
Ayrıca başka bir mektubun birgün hayatını altüst edeceğinden de.
Ni comment une autre lettre, un jour, ferait de son monde un tas de ruines.
Ne yapıyorsun hayatım? ... geçen zamanla değil biliyoruz ki Tanrının bildiği zamanda kötülük iyi olan tarafından yok edilecektir.
Bien que nous ne sachions ni le jour, ni l'heure... quand il plaira à Dieu, le mal sera vaincu... par le bien!
Belki bugün değil, yarın değil ama yakında. Bütün hayatın boyunca.
Pas aujourd'hui, ni demain, mais bientôt et pour toujours.
Bayan Roy, size veya babanıza hayatımda yalan söylemedim.
Mlle Roy, je n'ai menti ni à vous, ni à votre papa de toute ma vie.
Hayat bile çok fazla sürmez.
Ni même la vie.
Hayır hayatım, hiçbiri.
Ni l'un ni l'autre.
Hayat ve acı çekmek hakkında hiçbir şey bilmiyorsun!
Vous ne savez rien de la vie ni de la souffrance.
Hayatının geri kalanında daldan dala konmanı ya da görücü usulü bir evlilik yaptığını görmeyeceğim.
Je ne veux ni mariage arrangé, ni te voir aller de mondanité en mondanité éternellement.
İşte size bir örnek : İlk filmin gala gecesini hatırlıyorum. Bırakın aşkı, erkeklere ilgi duyduğunu bile belli etmeyen, özel hayatı gerçekten özel, ama halkın gözünde, çoktan yıldız olmuş bir kadın.
Voilà une fille, le soir de la première de son film, qui ne s'intéresse ni aux hommes, ni à l'amour, dont la vie privée est vraiment privée, mais dont les gens ont déjà fait une star.
Harry, hayatın kötü senaryolar yazdığıni söylerdin.
Harry, vous disiez que la vie écrivait de piètres scénarios.
Ve de o hayatın gecesi kalmamışsa, sadece güneş battığında kararan günler halinde yaşanmışsa.
Surtout s'il n'y a ni nuits, ni jours, rien que des journées qui s'obscurcissent au crépuscule.
Ama Ned'in, Kay'in ya da başka birinin hayatımızı yönetmesine izin vermem.
Mais je ne laisserai ni tes enfants, ni personne gâcher notre vie.
Belli ki o da çok sorun yaşamış ve zorlu bir hayatı olmuş ve onun hiç bir seçkin veya garip bir tarafı yok.
elle a beaucoup de problèmes et mène une vie difficile, elle n'a rien de distingué ni d'insolite,
Şoku azaltarak ve kan kaybını önleyerek... yüzlerce hayat kurtarabiliriz.
cela sauverait des milliers de vies! plus de choc ni de perte de sang!
"Yalnız, hayatım, Arkansaslı küçük Annie'ni unutmuyorsun, değil mi?"
"Lonesome chéri, tu n'oublies pas ta petite Annie de l'Arkansas?"
Hayatımda hiç kimseyi ve hiçbir şeyi sevmedim.
Je n'ai jamais aimé avant. Ni rien ni personne.
Hayatımda hiç kimseyi ya da hiç bir şeyi sevmedim.
Je n'avais jamais aimé ni rien, ni personne, auparavant.
Kendi hayatını başkaları için feda edenler kutsaldır.
Personne autant que lui n'aimait son prochain ni la cuisine pakistanaise.
Elbette ki kişisel hayatım veya hislerim hakkında değil.
En tout cas de rien qui concerne ma vie privée ni mes sentiments personnels.
Ve şimdi düşünüyorum,... daha fazla suçsuz ve ahlaksız ruhlar için,... ölümün düşkünlüğü hayat ve vicdanlarının üstesinden geldiklerinde... ruhlar için ne saflık ne de günahkarlık vardır,... kimbilir tatlardan feragat edip etmediğini ya da ettiğini zavallı ruhlar cennetin krallığında olacak Christ dedi ;
Que se soit pour les esprits les plus immaculés ou les plus corrompus, la mort est toujours une accoutumance à la vie. C'est l'accomplissement d'une connaissance. Certaines âmes ne sont plus pures, et pas encore pécheresses, elles n'ont connu ni la renonciation ni l'offense.
Ayrı kaldığımız sürece ikimiz için de hayatın bir anlamı yok Lucila.
Nous ne pouvons ni toi ni moi vivre l'un sans l'autre.
Hayatı boyunca gerçekten bir şey hissedebileceğine... ya da gerçek bir duyguyu yakalayabileceğine inanmıyorum.
Il n'a jamais dû prendre un risque... ni éprouver une émotion véritable.
O halde size şu kadarını söyleyeyim hayatım açık bir kitap değildir... size, yada başka birine, hayatımın en küçük bir parçası bile.
J'ajouterai que ma vie n'est pas un livre ouvert, ni pour vous, ni pour moi-même.
Lüksün, süsün olmadığı bir hayat.
sans luxe, ni ornements.
Hayatımda ilk kez ne çok fazla ne de çok az konuştum.
Pour une fois, je n'en ai pas trop dit, ni trop peu.
Ama eğer içinizde yaşlı olmayan kadın olmayan varsa ve gerçekten erkek iseler hayatında en az bir kez Portekizli efendisini öldürmeyi... düşünmüş olan işte şimdi harekete geçme zamanıdır.
Mais s'il y en a qui ne sont ni vieux, ni des femmes, et sont de vrais hommes, s'il y en a qui, dans leur vie, au moins une fois, ont pensé à tuer leur maître portugais... Il est temps d'agir à présent.
Hayatımızı tehlikeye mi atacaktık?
Je ne risquerai ni ma vie ni la sienne!
" Hiçbir şey temiz ve sahici değil hayat bahçelerinde
" Dans les vergers de la vie rien n'est propre ni vrai
Hayatım boyunca ne kimseyi öldürdüm ne de soygun yaptım.
Je n'ai jamais volé ni tué de ma vie.
Cehennem Evi'ni şimdi terk edersem hayatımın hiçbir anlamı kalmaz.
Si je m'en vais maintenant... toute ma vie ne sera qu'un échec.
Hayatı çok kötüydü.
travaillant du matin au soir... sa vie n'était que peine quotidienne, sans fin ni espoir.
- Maalesef hayatım için başka planlarım var ve içinde de vurulmak ya da 25 yılını hapiste geçirmek yok.
- Mais j'ai d'autres projets... et je n'ai aucune envie de me faire tuer... ni de passer 25 ans dans une prison.
Bir adamın ölümü hayatındaki en özel şeydir.
Et ni à Dobkins. Ni au pasteur.
Kumpanyanın işte sonunda geldiler dendiği bir şehirde yaşıyoruz. Ve geldiklerinde de sadece iki gece kalıyorlar. Hayır, sen istediğin hayatı seçtin Emma.
ni vivant dans une ville où la compagnie finit par donner deux représentations.
Ama o altı insanın hayatını onun ya da bu filodaki herhangi birinin ellerine bırakamayız.
Mais on ne peut pas mettre leurs vies entre ses mains, ni celles de personne.
Çünkü benim hayatım boyunca edindiğim ne bilgilere sahip ne de deneyimlere.
Car il n'a ni la connaissance ni l'expérience acquises au cours de ma vie.
Beni, hayatımın kalanında ne eş, ne dul, ne de bekar olamamanın utancıyla bıraktı.
Il m'a laissée vivre le reste de mes jours avec... la honte d'être ni épouse, ni veuve... ni servante.
Benim de meziyetim ya da itibarım yok ama yine de farklıyım ve bu hayatımdaki en önemli şey.
Moi non plus, je n'ai pas de qualité ni de mérite, mais je suis différente et c'est ce qui est le plus important dans ma vie.
"Ne kendimin, ne de çocuklarımın hayatına, İmparatorunkine verdiğimden..." "... daha fazla değer vermeyeceğim. "
Je ne mettrais jamais ma vie, ni celle de mes enfants au-dessus de celle de l'Empereur.
Neden söz ettiğimi anladınız. Özel seks hayatınız ne beni, ne de LA Emniyetini ilgilendirir.
Votre vie sexuelle ne m'intéresse pas, ni même la police.
Kapı sürgüsüne de hayat sigortasına da ihtiyacım yok.
Ni chaîne, ni loquet, ni assurance-vie. Tu as une assurance, toi?
Sanırım, hiç bir çocuğun bu kadar mükemmel anne babası olmamıştır. Ve daha güzel bir hayatı.
Je pense... qu'aucun enfant n'a eu des parents aussi merveilleux... ni une vie aussi belle.
Jake'in hayatımdan çıkmasını istiyorum! şimdi, senin de hayatımdan çıkmanı istiyorum!
Je ne veux plus des embrouilles de Jake dans ma vie ni des vôtres.
Hayatımda daha hiç araba kırmadım, kısa devre yapmadım ve de daha hiç bir bagajı zorlamadım.
J'ai encore jamais forcé, ni court-circuité une bagnole, ni forcé un coffre de voiture.
Tüm hayatım Kral Süleyman'ın Hazineleri'ni aramakla harcandı.
J'ai passé ma vie à chercher les mines du roi salomon.
Orta yaşlı hatta daha üstü ama hayatımda hiçbir şey hiçkimse beni böyle etkilememişti. Yani senin etkilediğin gibi.
Mais rien ni personne, de ma vie, ne m'a fait l'effet que vous me faites.
Ancak, beni bekleyen maceraya hazırlıklı olmam mümkün değildi, ya da hayatımı değiştirecek olan olağanüstü kişiye.
Pourtant, rien ne me laissait présager l'étonnante aventure qui m'attendait, ni l'extraordinaire rencontre qui allait changer ma vie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]