Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ I ] / Izin ver de

Izin ver de перевод на французский

2,269 параллельный перевод
Tamam izin ver de Galileo'yu arayıp ona yanıldığını söyleyeyim.
D'accord, ne bouge pas! J'appelle Galilée.
- Toni, izin ver de işimi yapayım.
Toni, laisse-moi bosser, s'il te plaît?
Bak Don, sen tam bir fikir adamısın ama izin ver de işin bu kısmını müşteri temsilcileri halletsin.
Don, vous êtes un homme d'idées incroyable, mais sur ce plan laissez faire les chargés d'affaire.
Şimdi izin ver de elini tutayım
Now let me hold Your hand
Tamam, o zaman, izin ver de ilkyardım ekibi içeri gelip, ona yardım etsin ne dersin?
Et si on laissait les ambulanciers rentrer, examiner Becky, être sûr qu'elle va bien?
En azından izin ver de adamı arayıp, evde mi emin olayım.
Laisse-moi au moins appeler le gars.
- Pardon kardeş, izin ver de geçeyim.
Pardon.
Cep amcığımı geri ver, ben de yaşamana izin vereyim. Evet.
Rends-moi mon vagin de poche et tu ne mourras pas.
İzin ver... İzin ver de bebeği iyi hissettireyim...
Laissez-moi... laissez-moi mettre bébé à l'aise.
Ama yine de en başından şunu söylememe izin ver. Bu iş için fazlasıyla kalifiyesin.
Je me dois de vous dire d'emblée que vous êtes trop qualifiée pour ce poste.
İzin ver de şuna bir göz atayım.
Laisse-moi regarder.
Onu görmeme izin ver.
Permettez-moi de le voir.
İzin ver bir lokma ekmek yiyeyim sonra benden çocuğun olacak mı sana söylerim, tamam mı?
Laisse-moi manger un morceau de pain, et je te dirai si tu auras mon enfant.
İşini hemen bırakmalısın sana benim bakmama izin ver.
Tu devrais arrêter de travailler. Laisse-moi m'occuper de toi.
Artık adaylıktan çekilmenin zamanı gelmedi mi sence? Bölge C halkının, yapmaları gereken ciddi tercihe odaklanmalarına izin ver.
Ne pensez-vous pas qu'il est temps de vous éclipser pour laisser les habitants du District C se concentrer sur le choix sérieux qui les attend?
Bir şeyler ödememe izin ver. Param olduğu için değil.
Non pas que j'aie de l'argent.
Haç. Ve şimdi de, izin ver Yüce İsa'nın kutsal kabrine saygıyla...
Maintenant, laissez-moi contempler là où vous reposez pour l'éter...
Sadece ilk önce şu eski banyoyu kullanmama izin ver.
Je dois juste passer par la salle de bains.
Owen, sana yardıma uğraşıyoruz, izin ver yardım edelim.
2523301. Owen, on essaie de vous aider, là. Laissez-nous vous aider.
Şimdi uykuya dalmama izin ver. Castiel'e o tüylü kıçını buraya getirmesi için dua ediyorum.
Je vais me coucher et je prie Castiel de ramener son cul d'emplumé.
Bir sandalye çekmeme izin ver de seyredeyim.
Je veux voir ça.
Jack, sek, ve şu yerel biralardan almama izin ver. Her zaman çığırtkansın.
Jack, un whisky et pour moi une de ces bières du coin dont tu raffoles.
İzin ver adamla arkadaş olalım.
Il est au bord de l'achat.
Buzu az olsun. Tamam dememe izin ver ya.
Laisse-moi le temps de dire oui.
İzin ver de masada yiyeyim o zaman.
Laisse-moi manger à table.
İzin ver bende sana güvenebileyim.
Eh bien, permettez-moi de gagner le vôtre.
Hapishane parası olan sigara ve kuru balıklardan servet yapmasına izin ver.
Laisse le s'enrichir de la monnaie de la prison, les cigarettes et le poisson séché.
Sen miydin? İzin ver de kendime geleyim.
Laisse-moi faire un brin de toilette.
Yapma, izin ver de konuşayım.
Je veux te parler.
- Kardeşim izin ver de eve götürelim seni.
- Je t'emmerde.
İkisi de galiba ama konuşmasına izin ver.
Laissez-la parler.
"Tüm yanlışları reddetsen de herkesin kardeşlerine güvenmesine izin ver"
"Donc, rejetant toute fausseté... que chacun se réjouisse dans la vérité avec ses frères."
İzin ver de kendi oğluma bakayım.
Laisse-moi m'occuper de mon garçon, d'accord?
Ben de bunu söylemeye çalışıyorum. İzin ver.
C'est ce que j'essaie de vous dire...
İzin ver de sana Ajan Bloom hakkında hatırladığım küçük bir şeyi söyleyeyim.
Permets-moi de te dire quelque chose à propos de l'agent Bloom.
Altında ısınması için tüm bu malzemelerin peynir battaniyesine sarılmasına izin ver.
Symétrie. Permettant à la garniture de se blottir et de se réchauffer sous la couverture de fromage.
İzin ver de sana bakayım.
Je veux vous regarder.
Yine de onlar adına sana bir şey söylememe izin ver.
Laisse-moi te dire ce qu'ils n'ont pas dit.
Lucas. Chapman'la benim ilgilenmeme izin ver.
Laisse-moi m'occuper de lui.
Kelly, bir saniye için kesmeme izin ver.
Excuse-moi de t'interrompre. Tu trouves pas ce questionnaire trop scientifique?
Bilirsin, ben farklı bölgelerde çalışmayı deniyorum. Ama izin ver tahmin edeyim : Senin karın diğer birkaç bin mili dert etmiyor?
Laisse-moi deviner, pour ta femme, une fois suffit pour parcourir bon nombre de kilomètres?
Zoe, Seni arabadan aramama izin ver.
Zoey, je vous rappelle de la voiture.
- İzin ver de... - Geç kaldım.
- Laisse moi...
Eski zamanların hatrına, karım ve çocuklarımla vedalaşmama izin ver, olur mu?
Au nom de notre passé, laisse-moi dire au revoir à ma femme et mes enfants, d'accord?
- Ayrılma falan yok yani. - Todd. - Lütfen izin ver bana.
Un coup de fil à ton patron et tu vends des baies merdiques à un arrêt de bus en Ouzbekistan.
Onlara biraz izin ver.
- Laisse-leur de l'espace, d'accord?
Buraya gel, seksi ünicorn'um boynuzumla dürtmeme izin ver.
Viens ici, ma licorne sexy, laisse moi te taquiner de ma corne.
lütfen bitirmeme izin ver
Sheldon m'a dit de le faire.
Açık olmama izin ver,... Dakar'daki bombalı saldırı benim nöbetimde oldu.
Je vais être clair. J'étais en poste, lors de l'attentat de Dakar.
- İzin ver de açıklayayım.
- Je voudrais t'expliquer...
İzin ver de seninle birlikte kalayım, Kenny. - Ne istersen yaparım. - Tamam, yeter.
Je t'en prie, laisse-moi rester, pour sortir de cette merde avec toi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]