Işimiz biter перевод на французский
374 параллельный перевод
Unutmayın, kaçarsa işimiz biter.
On est faits s'il s'échappe.
Bir şey yapmazsak işimiz biter.
Il faut qu'on réagisse.
Şimdi teslim olursak, işimiz biter.
Si nous nous rendons, nous sommes perdus.
Polisle işimiz biter bitmez gideriz.
Juste le temps d'en finir avec la police.
- Bir ay daha ve işimiz biter.
Voudrais-tu que je finisse aussi sur la paille?
Tekne suda hızlı gitmeli, yoksa dümeni kullanamazsınız. Akıntılı bölüme girdiğimizde motor durursa işimiz biter.
Pour manœuvrer, nous devons aller plus vite que le courant, sans moteur dans les chutes, nous serions perdus.
Buradaki işimiz biter bitmez yanına geliriz.
Dès qu'on a fini ici, on te rejoint.
Su, ana kazanları vurduğu anda işimiz biter.
Ce sera fini quand l'eau atteindra les chaudières principales.
O kapıyı açarsan işimiz biter, anladın mı!
Si vous ouvrez on y passe tous!
Bir kere atma hakkın olan bir zar ve işimiz biter.
On lance les dés une fois et après c'est terminé.
Tereddüt edersek işimiz biter!
C'est lui ou nous!
- Teorik olarak, işe yaramazsa işimiz biter.
- Sinon, théoriquement, nous serons morts.
Bizi bırakıp giderseniz, işimiz biter.
Nous serions mortes sans vous.
Yaparsa işimiz biter.
- S'en serait fini de nous.
Bütün taleplerini yerine getirmemiz gerek. Profesörü saf dışı etmezsek işimiz biter!
Soit nous leur accordons tout ce qu'ils demandent soit nous éliminons ce professeur!
Eğer ben şeytanminaresini öttürür, onlar da gelmezse, o zaman işimiz biter.
Si je souffle dans la conque, et qu'ils ne reviennent pas, alors tout est perdu...
Okul müdürüyle konuşursa işimiz biter.
Si tu y vas, tu es fichu.
Bir çek daha. Bir saat içinde burada işimiz biter.
Un autre chèque, on sera rentrés et sortis de la ville en une heure.
Bir iki güne onunla işimiz biter. Sen korkma, çocuğum.
Nous en aurons bientôt fini avec lui.
Haklısınız Bay Cooper. Ama mahzenden de kaçış yolu yok. Yani eğer oraya girerlerse, hiçbir yere kaçamayız, işimiz biter.
Voyons M. Cooper, dans la cave on est complètement coincés, il n'y a pas d'issue, s'ils entrent on est foutus.
Onlar burayı terkettiğinde işimiz biter.
S'ils partent, nous sommes foutus.
Öldürmek bizim için o kadar tiksindirici ki, sanırım direnmeden işimiz biter.
Tuer nous répugne tellement qu'on n'opposera aucune résistance.
Eğer canlı gelmezse, işimiz biter.
S'il ne revient pas vivant, plus de boulot.
Sabaha onlarla işimiz biter.
Nous les aurons demain matin.
Tarlaları nadasa bırakırsak işimiz biter.
Si les champs restent en friche, nous aurons tout perdu.
Burada olduğunu öğrenirlerse, işimiz biter.
S'ils la découvrent, nous sommes tous fichus.
Solyum hücrelerine ulaşırsa işimiz biter!
Si le feu atteint les réservoirs de solium on est tous fichus!
Herhalde yarın işimiz biter.
On aura fini demain.
Mektup ulaştığı an, işimiz biter.
Quand la lettre arrivera, tout sera fini.
Bu hiç kolay olmayacak. Hele de şu yaptığımız alan böcekleri bizi yakalarsa işimiz biter.
Si ces insectes nous attrapent, on sera finis.
- Eğer gidersen işimiz biter!
- Si tu pars, c'est fini entre nous.
Bana ültimatom verirsen işimiz biter.
Si tu me donnes un ultimatum, c'est fini.
- Toz olmadan işimiz biter.
- Sans la poudre, on est morts.
Roy, para demek. Ona bir şey olursa, işimiz biter!
Si Roy se fait mal, on se retrouve sans boulot.
Teksas'a gidersek ve yakalanırsak yine işimiz biter.
S'ils nous chopent là-bas, on est cuits.
Eğer Axis Kimyasalları'yla bağlantımızı ortaya çıkarırsa, işimiz biter.
S'il nous marie avec Axis Chemicals, on est foutus.
Yüzümüze gözümüze bulaştırırsak işimiz biter.
Si on se plante... On l'a dans l'os.
- İyi olur, yoksa işimiz biter.
Tant mieux, on n'a rien d'autre.
- Evet. Burada yakalanırsak işimiz biter.
- Si on me voit ici, je suis foutue.
Paniklersek, işimiz biter.
Si on panique, on est foutues.
O zaman işimiz biter.
Et avec ça, il nous tient. Oh!
- Bu hafta bitiririz. Cuma akşamına işimiz biter.
Tout sera terminé vendredi.
Böylece işimiz de burada biter. Artık gidebilirsiniz.
Maintenant que nous avons terminé, tu peux partir.
Açgözlülük edip yakalanacak olursak işimiz tamamen biter.
Si on est repris, cette fois, on est bons!
Hatta köşeden burnunuzu bile uzatmayın, yoksa işimiz biter! Kendi dükkanımda bana emir mi veriyorsun?
Tu veux me donner des ordres?
- İşimiz o zamana kadar biter.
- Nous aurons fini avant.
İşimiz on beş dakikaya biter.
Ça nous prendra pas plus d'un quart d'heure.
- Orada değilse işimiz çabuk biter.
S'il y était, nous n'irions pas.
İşimiz kısa sürede biter.
On aura vite fait.
Eğer bizimle açık konuşursan işimiz beş dakikada biter.
Si t'es réglo, on se tire dans 5 minutes.
Eğer bizim görgümüzü kaybettiğimizi düşünürse işimiz o zaman biter.
Il nous jettera s'il croit qu'on n'est pas civilisés.