Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ K ] / Konuşacağım

Konuşacağım перевод на французский

6,013 параллельный перевод
Gidip, o iyi avukatla konuşacağım.
Je vais voir cet avocat à qui je parlais.
Mümkün olan en kısa sürede bir mahkeme çağrısı için yargıçla konuşacağım.
J'appelle le juge pour avoir un mandat.
- Bize kimse konuşacağım onlar kokusu bir rozet gibi çok eğer. - Mm.
Personne ne va nous parler s'ils sentent l'odeur d'un badge.
Seninle bir Orson Lisesi öğrencisi ve bir erkek olarak konuşacağım.
Je vais te parler en tant que camarade de lycée... et en tant qu'homme.
Avukatımla konuşacağım.
Je parlerai à mon avocat.
Kiminle konuşacağımızı bilmiyorduk...
On ne savait pas à qui d'autre parler, alors...
Galiba ben Rosa'yla konuşacağım.
Je crois que je vais aller parler à Rosa.
Düşünmeden konuşacağım. Ardı ardına saydıracağım. Bilmediğiniz bazı özelliklerimi öğreneceksiniz.
Je vais juste tenter ma chance, vous balancer quelques faits sur moi que vous ne connaissez pas.
Ann taşındığında, her gün konuşacağımıza söz vermiştik ama şu an çok geride kaldık.
Quand elle a déménagé, on s'était promis de se parler tous les jours, mais nous avons vraiment pris du retard.
Seninle konuşacağım ben.
Je veux parler avec toi.
Bu konuyu konuşacağımıza emin olun.
Nous reparlerons de ça.
Telefonu bana ver! Onunla konuşacağım.
Il n'a de temps que pour son travail.
Yarın Fedotov ile konuşacağım.
J'irai voir Fedotov demain.
- Olacakları sana söyleyeyim. Gidip, o iyi avukatla konuşacağım.
Il se passera que je vais aller voir un bon avocat.
Pekâlâ. Gidip Vivian'la konuşacağım.
D'accord, Je vais aller parler à Vivi.
Eve döndüğünde Gordon'la konuşacağım ve bunu yaparken evde olmalarını istemiyorum.
Je vais parler à Gordon dès qu'il sera à la maison et je ne voudrais pas qu'elles soient là quand ça se passera.
Ben... B... Konuşacağım.
Je vais parler.
Babamla ilgili konuşacağım. Zorla Pensilvanya'dan buraya sürükletti kendini.
Il m'a obligé à le conduire ici depuis la Pennsylvanie.
Henüz değil ancak konuşacağım. Bana bir iyilik borcu var.
Non, pas encore mais je le ferai, il me doit un service.
Onunla konuşacağım, tamam.
Ok, je vais lui parler.
Sizinle konuşacağımızı söylemedim.
Je n'ai pas dit que je vous parlerai.
Annenle konuşacağım ve parti vereceğiz. Tamam mı?
Je vais parler à ta madre, et on t'organise une fête, OK?
Pekala, gidip onunla konuşacağım.
OK, je vais lui parler.
Özür dilerim ama ben gerçekten ameliyat programın hakkında konuşacağım.
Je suis désolé, mais... c'est pour votre emploi du temps.
Gidip konuşacağım.
Je lui parlerai.
Fargo'da kiminle konuşacağım?
À qui dois-je m'adresser à Fargo?
Bugün, kütüphanenin onarımınıyla ilgili konuşacağım.
Je suis ici pour parler des rénovations de la librairie.
Mark'la konuşacağım.
Je parlerai à Mark.
Kızımla nasıl konuşacağımı bilseydim sana da tavsiye verirdim.
Si je savais comment toucher ma fille, peut-être aurais-je pu vous conseiller.
Seninle konuşacağım.
J'ai besoin de te parler.
Max'ın Ev yapımı Cupcakeleri'nin sahibini bulmak için kiminle konuşacağım?
A qui dois-je m'adresser pour parler au propriétaire de Max's Homemade Cupcakes?
Geri döndüğümde seninle konuşacağım.
- Pas bien. On en parle à mon retour.
Olabildiğince direkt konuşacağım.
J'essaie d'être aussi direct que possible.
Yine de bu konuyu tekrar konuşacağımızı umuyorum.
Mais j'espère qu'on en reparlera.
Bunu annenle konuşacağım!
Je vais prendre ça avec ta mère!
- Alec'le konuşacağım.
J'en parlerai à Alec.
Trip'le konuşacağım ve ne kadar yolumuz kalmış öğreneceğim.
Je vais voir avec Trip pour savoir pour combien de temps on en a.
- Başka amirlerle de konuşacağım.
Je vais aller en parler aux chefs.
Bir gün konuşacağım.
Un jour, je le ferai.
Onunla eve dönünce konuşacağımı söyle.
Dis lui que je lui parlerais quand je rentrerais.
Bazı canımı sıkan konuşacağımız... Adamlarıyla birlikte öldüler.
Celles qui nous inquiétaient... sont mortes avec les hommes.
Gidip babamla konuşacağım.
Je vais parler à mon père.
Ben gidip Costa Rica'lı yetkililerle ve rehab merkeziyle tekrar konuşacağım, tamam mı?
Je vais vérifier une seconde fois avec les autorités du Costa Rica et le centre de désintox, d'accord?
- Evet, onunla konuşacağım.
Ouai, je vais aller lui parler.
Tamam, hemen McGee ile konuşacağım.
Super. Je vais juste demander à McGee.
Açık konuşacağım.
Je vais être bien clair.
- Erin ile konuşacağım. - Tamam.
Je vais parler à Erin.
Casey, yalnız tiplerden. Konuşacağımız bir ailesi yok.
Casey est un solitaire.
Eğer kimle konuşacağını bilseydin Intel ile toplu alım için pazarlık edebilirdin ama aynı adam IBM'in de toplu alımlarını yönetiyor, ona birkaç mesaj göndereyim.
Vous seriez capables de négocier en gros avec Intel si vous savez à qui parler, mais c'est le même type qui négocie avec IBM, alors il faut maquiller les données.
Bay Drake, ikimiz Black Eagle bira fabrikasına gideceğiz ve Bay Shipman ile konuşacağız.
M. Drake, vous et moi allons faire un tour au Black Eagle Brewery et allons parler à M. Shipman.
Bota bakacağız, Vince'le konuşacağız. Mark'ın kulübede çalışıp çalışmadığını, tasdik etmemiz lazım.
On ira voir le bateau, on parlera à Vince, et confirmer si Mark a travaillé à la cabane.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]