Konuşuyorsun перевод на французский
7,238 параллельный перевод
- Ne var? - Sağcılar gibi konuşuyorsun.
- Tu parles comme un putain d'intégriste?
Delirmiş gibi konuşuyorsun. Şu an kesinlikle böyle olmuyor.
Alors j'aurais essayé de la faire taire pour que tu n'ailles pas en prison, non?
Niye benimle her daim yumurtalarını çakıllara saklayan, sonra da geri denize doğru yüzen bir somonmuşum gibi konuşuyorsun?
Pourquoi toujours parler de moi comme si j'étais un saumon ayant pondu ses oeufs dans la rivière avant de repartir vers l'océan?
- Sen kendi kendine mi konuşuyorsun?
- Tu te parle tout seul?
Madem havadan sudan konuşuyorsun biraz da bana göndermeye ne dersin?
Si tu papotes, autant papoter avec toi.
Neden benimle konuşuyorsun?
Pourquoi tu me parles?
Ben mi ayılamadım yoksa sen mi aptalca konuşuyorsun?
C'est moi ou tu parles comme un Muppet?
Aklına gelebilecek her şeyde homoerotik altmetin bulabilen, bu konuda tartışmasız bir uzmanla konuşuyorsun.
Tu parles à l'expert incontesté de l'art de trouver un subtext homoérotique dans n'importe quoi.
- Bak, hâlâ "cinsel" konuşuyorsun.
Bon, tu y mets toujours trop de sexe.
Kiminle konuşuyorsun?
À qui tu parles? - À moi.
- Kiminle konuşuyorsun?
A qui es-ce que tu parles? - À moi.
Benimle gayet güzel konuşuyorsun.
Tu te débrouilles bien avec moi.
Beni gönderdikleri deli doktoru gibi konuşuyorsun.
On dirait le psy qu'ils m'ont envoyé voir.
Çok konuşuyorsun ama arkası boş çıkmasın.
Ce sont des paroles en l'air, t'es prêt à me le prouver?
- Jake gibi konuşuyorsun.
Tu parles comme Jake.
- Denk gelmişsin gibi konuşuyorsun.
On dirait que tu as déjà vécu ça.
- Leia gibi konuşuyorsun.
On croirait entendre Leia.
- Kiminle konuşuyorsun?
À qui tu parles?
Çok konuşuyorsun doktor.
Trop de question Doc.
Çok fazla konuşuyorsun.
Trop de questions.
Bazen garip konuşuyorsun.
Tu parles bizarrement parfois.
Kimler gibi konuşuyorsun biliyor musun?
Tu sais à qui tu ressembles?
Şimdiden politika konuşuyorsun.
Vous parlez déjà politique.
Kiminle konuşuyorsun?
À qui parlez-vous?
Eğer gelecek zarardan endişeleniyorsan yanlış tarafla konuşuyorsun. Çünkü eski karın en sonunda dibi boyladığında seni de kendiyle birlikte batırmanın yolunu bulacak.
Si tu t'inquiètes des dommages collatéraux, tu t'adresses à la mauvaise personne, parce que, lorsque ton ex-femme finira par tomber, elle trouvera un moyen de te faire tomber avec elle.
Orada oturuyorsun, şarabını içiyor, ve eski günlerden konuşuyorsun.
Tu t'assois là, à boire ton vin, à parler du bon vieux temps.
Çok konuşuyorsun ama boş konuşuyorsun.
Vous parlez tant et vous en dites si peu.
Neden muhafazakârlar gibi konuşuyorsun?
Pourquoi tu parles comme ça?
Gizli gizli etrafında dolaşıp oğluyla konuşuyorsun.
Vous trainez dans le coin? Vous parlez à son fils?
- Kiminle konuşuyorsun?
À qui parles-tu?
- Onunla konuşuyorsun.
- Vous lui avez parlé.
Seni görebilen tek insanla böyle mi konuşuyorsun?
Est-ce une façon de parler à la seule personne qui peut te voir?
- Kiminle konuşuyorsun sen?
À qui tu parles?
Kiminle konuşuyorsun sen?
Mais à qui est-ce que tu parles?
Kiminle konuşuyorsun?
A qui parlez-vous?
Çok optimistik konuşuyorsun.
Tu es très optimiste.
Neden kafan güzelmiş ve ben senin babanmışım gibi konuşuyorsun?
Pourquoi tu parles comme si tu es défoncé et que je suis ton père?
- Bir kahraman gibi konuşuyorsun.
Tu parles comme un héros.
- Kiminle konuşuyorsun? - Ben...
A qui tu parles?
Çok açık ve yüksek sesle konuşuyorsun ve bebek pudrası gibi kokuyorsun.
Tu parles clairement et fort, et tu sens le talc pour bébé.
- Penguen'in ta kendisiyle konuşuyorsun.
Tu parles à moi, Le Pingouin.
Yani benden uzak durmak istiyorsun ama Emily ile konuşuyorsun?
Donc tu veux de la distance, mais... Tu parles à Emily maintenant?
Dostum. Tripp gibi konuşuyorsun.
Mec, on croirait entendre Tripp.
Kiminle konuşuyorsun?
À qui tu parles?
Babam gibi konuşuyorsun. İltifat olarak algılama.
Tu parles comme papa, et ce n'est pas un compliment.
Şu an kendisini kurda dönüştüren genlere sahip biriyle konuşuyorsun.
Tu parles à un gars qui a un gène pour le transformer en loup.
Demek artık benimle konuşuyorsun.
Donc tu me parles. C'est une bonne chose.
Hem sen neden onunla konuşuyorsun ki?
Pourquoi lui parlez-vous?
Seni geçiştiriyorum çünkü saçma konuşuyorsun.
Je te renvoie parce-que ce que tu fais n'a aucun sens.
Uykunda konusuyorsun.
Tu parlais en dormant.
- Selam. Benimle hâlâ konuşuyorsun.
Tu me parles toujours.
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyor 62
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuş benimle 497
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşuyoruz 54
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuş benimle 497
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236