Miş перевод на французский
46,183 параллельный перевод
CRAIG DEROCHE HAPİS YATMIŞ AKTİVİST... seleflerinin yaptıklarından daha zararlı, çünkü bugün gördüğümüz altyapıyı inşa etti,
MILITANT ET ANCIEN DÉTENU est bien plus préjudiciable que les précédentes. Il a mis en place l'infrastructure actuelle.
Siyahların yaşadığı mahalleler işgal edilmiş bölgelere dönüştü ve siyahlar düşman savaşçılar gibi görülmeye başlandı. Bu kişilerin hakları yokmuş, durdurulmaları, üstlerinin aranması, tutuklanmaları, alıkonmaları, sorgulanmaları ve öldürülmeleri cezasız kalabilirmiş gibi.
Les communautés afro-américaines étaient des territoires occupés, et les Noirs étaient vus comme des ennemis totalement privés de droits et qui pouvaient être interpellés, fouillés, arrêtés, mis en garde à vue, interrogés et tués en toute impunité.
Bana da ilk öyle gelmişti ama Harvey, Mike'ı içeri sokmaktan kendini suçlu hissediyor. - Cahill de yapmaya niyetliydi, ona hak vermiyor musun?
Ça me paraissait fou aussi au début, mais Harvey vit avec la culpabilité d'avoir mis Mike là-bas et Cahill était prêt à le faire, donc peux-tu le blâmer?
Ama bin Ladin de İkiz Kuleler saldırısını aylar sonra üstlenmişti, yani...
- Non. Mais ben Laden a mis des mois avant de revendiquer le 11 septembre...
Gönüllü olarak tutuklanma merkezli bir hareket yarattılar.
Ils ont mis ces arrestations au centre de leur mouvement.
FBI siyah militan Angela Davis'i En Çok Aranan On Kaçak listesine koydu.
Le FBI a mis la militante Angela Davis sur sa liste des dix fugitifs les plus recherchés.
Florida'da yürürlüğe giren bu yasa Trayvon Martin trajedisinde önemli bir rol oynamıştı ve bugün gördüğümüz hareketi ateşleyen de bu oldu.
Cette loi qui a été votée en Floride a joué un rôle majeur dans le drame de Trayvon Martin qui a vraiment mis le feu aux poudres.
İnsanlar kilit altında ve parmaklıklar arkasında olmak için doğmazlar.
Les êtres humains ne sont pas faits pour être enfermés et mis en cage.
Çöp çubuğu, kupalarımın burada olmasından sen mi sorumlusun?
Hé, crétin. C'est toi qui a mis mes tasses ici?
Bilmediğin şey ise beni 36 saatliğine hücre hapsine kapattıkları.
Mais ce que tu ne sais pas est qu'ils m'ont mis à l'isolement pendant 36h.
Çünkü o hapiste, sen de iddianameyle karşı karşıyasın bu da en zayıf noktamızı o yapıyor.
Parce qu'il est incarcéré, et que vous allez être mis en examen, ce qui fait de lui votre talon d'Achille.
Olacak olan şey, o zamana kadar zaten yeniden toparlanmış olmak.
Ce qui se passe, c'est que nous aurons remonté la pente entretemps, donc au lieu de me blâmer pour la position dans laquelle Sutter t'a mis,
Sonra beni dövmeye başladı. Dalga mı geçiyorsun?
Je lui ai dit que j'informais sur lui et il s'est mis à me tabasser.
Gemide bir kadınla seyahat ettikleri için deniz tanrılarını öfkelendiklerine inandılar.
Ils pensaient avoir mis les dieux en colère en voyageant avec une femme.
Yani, açıkçası ataerkillik bir kenara kaldırılmıştı.
Que, franchement, notre société patriarcale a mis de côté.
Daha çok kişiyiz ve Sidney evin her yerine kamera koydu.
On est plusieurs, et Sidney a mis... des caméras partout.
Kasap'ın ne yaptığını görmüş, o adama domuz kafası takıp diri diri pişirdiğini.
Il a vu ce que la Bouchère faisait. Quand elle a mis une tête de porc sur un homme et l'a brûlé vivant.
İntikamımı alıp, Gabe'i sakatlayan çeteyi yok edersem gider sandım ama gitmedi.
J'ai cru que si je remettais les pendules à l'heure, si je descendais les voyous qui ont mis Gabe en fauteuil, il partirait. Pas de chance.
Bir varlık ne zaman yer değiştirse, otomatik olarak güncelleniyor.
Et chaque fois qu'un atout bouge, c'est automatiquement mis à jour. - Ils l'ont trouvée grâce à ça.
Bu işle bağlantısı olan diğer adamla konuşamam çünkü onu komaya soktun.
Je ne peux pas parler à la seule autre personne liée à cette affaire parce que tu l'as mis dans le coma.
Kafama bir silah doğrultmuştun zaten.
Tu as déjà mis un pistolet sur ma tête. On s'occupe de ça ensemble maintenant.
Patronunu hak ettiği için dövdüğünü söyledin.
Que tu as mis une raclée à ton patron, qu'il le méritait.
Onu komaya soktun.
Tu l'as mis dans le coma.
- Kocasını komaya sokan oydu değil mi?
Il a mis son mari dans le coma, non?
Viyana'daki bombalı saldırı sırasında insanların hayatını kurtarmak için kendini tehlikeye attı.
Il a mis sa vie de coté pour sauver celles des autres durant le bombardement de l'ONU à Vienne.
Birkaç yıl önce iki erkek kardeş, daha çocuklar mahallenin çevresinde takılıyorlardı. Fifth street çılgınları gelip ikisine de kurşun yağdırdı. Arabayı ateşe verip, onları ölüme terk ettiler.
Il y a quelques années de cela deux frères des enfants traversaient leur quartier les Fous de la Cinquième Rue ont déboulé les ont criblés de balles ont mis le feu à leur voiture et les ont laissé pour mort.
Yüzüme kapattı. Simmons'a izleme cihazı yerleştirdiğinizi söyleyin.
Elle a raccrochée, dites-moi que vous avez mis un traceur sur Simmons.
Koridoru ateşe veren şey o muydu?
C'est ce qui a mis feu au hall d'entrée?
Direktör seni basının önünde ön plana aldığı için üzgünüm.
Je suis désolé que le Directeur t'ait mis sous les projecteurs ainsi devant toute la presse.
Çocuklarını kilere mi kapattın?
Vous avez mis vos enfants dans un cellier?
Wi-fi şifresi koydum.
J'ai seulement mis un mot de passe tournant sur le Wi-Fi.
- Uh-huh. Yani, ben sadece üstüme geçirdim.
- J'ai mis ça vite fait.
Temeli attığımız için memnun oldum.
Je suis content d'avoir mis un cadre en place.
Jerry Ortega saatine küçük bir şey koymuş.
Jerry Ortega a mis un petit quelque chose dans votre montre.
Kurbanlar Lynelle'i temsil ediyorsa ve tedavi sayesinde hiper cinsellik düzeldiyse şüpheli niye aniden cinayetlere başladı?
Si ce sont des substituts de Lynelle et qu'elle n'a plus une hyper-sexualité grâce au traitement, pourquoi le suspect se serait mis soudain à tuer?
Adli Tıp, maktul listesini güncelledi.
Le labo a mis à jour la liste des décès confirmés.
Amerika halkının sabrını sınayacak bir süreci başlattın.
Ce que vous avez mis en branle testera la patience des Américains.
Hiçbir hazırlık yapmadan evet dedi ve gitti.
Sans hésitation, ni préparation, il a accepté et s'est mis en route.
Alo, günaydin, bakin biri ortaligi dagitmis, ayrica kilitli bir kapi var.
Bonjour, écoutez... quelqu'un a mis le bazar et la porte est fermée.
Polis hepimizi evin disina çikardi. Meredith'in kapisini kirdi.
La police nous a tous mis dehors et a enfoncé la porte de Meredith.
Medya üzerimizde baski olusturdu ve bunun sonucunda, derhal kesin bir cevap isteyen bir sehre karsi kendimizi sorumlu hissettik.
La presse nous a mis la pression, et nous nous devions donc de trouver une réponse très vite.
Ve Amanda... Ona kanca atti.
Elle lui avait mis le grappin dessus.
Elbette. Ama, sahadan alınmalı mı?
Mais devrait-t-il être mis à l'écart?
Bu adamlar uzaylı teknolojisini nasıl kullanabiliyor?
Comment ces types ont mis la main sur une technologie alien?
NOB araştırmaya gidene kadar hükümet tüm alanı karantinaya aldı.
Le gouvernement a mis le site en quarantaine en attendant le DOE.
L'Corp'tan çıkartılacak olursa bizi uyaracak bir program kurmuştum.
J'ai mis en place un programme pour nous alerter s'il y a déjà été déplacé de la réserve de L-Corp, et...
İki yıl. İki yıl boyunca senin için kendimi ateşe attım ve sen bana neden vurulduğumu söyleyemez misin?
Je me suis mis sur le front pendant 2 ans pour toi, et tu peux pas me dire pourquoi on m'a tiré dessus?
Raimy için termometre ve Tylenol hazırladım.
J'ai mis un thermomètre et du Tylenol dans le sac de Raimy.
Bu geceyi dört yıl önceden planladım ve... benim kaderimi onaylamaya kalkışma, ya da...
J'ai mis ça en place il y a près de quatre ans, et ne soumettez pas mon destin à votre approbation, ni...
Buraya koymuştuk.
- Le gâteau? On l'avait mis juste ici.
Tezgâhta senin yerine koymuştuk ve pasta şimdi yerinde yok.
Nous l'avons mis de ton côté du meuble et maintenant il a disparu.
misato 53
mısır 305
misafir 27
misafirim ol 16
mischa 21
misafirin var 17
miss marin 17
miss gordon 17
misafirimiz var 71
misal 20
mısır 305
misafir 27
misafirim ol 16
mischa 21
misafirin var 17
miss marin 17
miss gordon 17
misafirimiz var 71
misal 20