Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ N ] / Nasıl yani

Nasıl yani перевод на французский

9,371 параллельный перевод
Nasıl yani?
Pourquoi?
- Nasıl yani?
- Ce qui veut dire?
Nasıl yani?
Comme quoi?
Nasıl yani?
Quoi?
Nasıl yani eşimi Taylor mı öldürdü?
Donc TAALR a tué mon mari.
Nasıl yani?
Qu'est-ce que tu veux dire?
Nasıl yani ya?
C'est quoi ce bordel?
- Nasıl yani?
- Comment ça?
Birkaç gün içinde benden SUV boyutunda bir paket bekle. Nasıl yani?
Et dans quelques jours, attends un paquet de la taille d'un 4x4 de ma part.
Nasıl yani?
Comment ca?
Nasıl yani?
Comment ça?
Nasıl yani? Sadece yedi kişiyle mi?
Vous voulez qu'on fasse ça tous seuls?
- Nasıl yani? Göster.
Montrez-moi.
Gil'le iki kere evlendik. Nasıl yani?
Gil et moi nous sommes mariés deux fois.
Nasıl yani? Oluyor işte.
Comment ça?
- Hemen dönerim. - Nasıl yani?
- Je reviens vite.
Nasıl yani?
- Comment ça?
- Nasıl yani?
C'est-à-dire?
Nasıl yani belki?
Comment ça, "peut-être"?
- Nasıl yani?
C'est à dire?
Nasıl yani?
De quoi vous parlez?
- Nasıl yani?
Que veux-tu dire?
Hmm, nasıl yani?
Que veux-tu dire?
Ben de az önce... Nasıl yani?
- Je viens juste de...
Nasıl yani, kamyonu Van Wyck Otoyolun'a öylece parkmı edeceksin?
Alors quoi, tu vas juste garer le camion au milieu de l'autoroute Van Wyck?
Nasıl yani?
Que veux-tu dire?
Nasıl yani?
De quoi est-ce que tu parles?
Nasıl yani?
De quoi est-ce que tu parles, bordel?
- Nasıl yani?
Oui, pourquoi?
- Nasıl yani?
- Quand ça?
- Nasıl yani?
- C'est-à-dire?
Nasıl yani?
Pardon?
Ne? Nasıl yani?
Quoi?
Nasıl yani?
C'est-à-dire?
Yapma, Lyndsey. Yani, arkadaşlarından biri benimle çıkmak isteseydi kendini nasıl hissederdin?
Je veux dire, comment te sentirais-tu si une de tes amies voulaient sortir avec moi?
Yani, bunu daha nasıl açıklayabilirsin?
Je veux dire... Quelle autre explication peux-tu me donner?
- Nasıl bir çılgın yani?
Quel genre de folie?
- Yani, bunu nasıl -
- Je veux dire, comment peux-tu...
Yani ne yaparsan yap nasıl hissedersen hisset korkunç bir hata yapma gafletinde bulunmayacaksın.
Que nous ne pouvons aller aussi loin l'un sans l'autre. Peu importe ce que vous faites ou ressentez, vous êtes sauve de commettre une terrible erreur.
- Yani ondan sonra hayatına nasıl ediyorsun?
Comment est-il possible de tourner la page?
Yani nasıl bir insan karısı yedi yıldır kayıpmış gibi davranır?
Quel genre de personne prétend que sa femme a disparu depuis 7 ans?
- Nasıl yani?
- Que voulez-vous dire?
- Nasıl yani?
Quoi?
Yani, nasıl hissediyorsun?
Comment tu te sens?
Yani, nasıl değiştiğime bakın.
Je veux dire, regardez ce que je suis devenu.
Anlamıyorum, yani nasıl?
Je ne comprends pas, je veux dire, comment...?
- Ama yani nasıl hissettiriyor?
Mais je voulais dire, qu'est-ce que ça fait?
Yani, senin için çalışıyorum ; fakat nasıl oluyorsa sen bana iyilik yapmış oluyorsun öyle mi?
Je vais bosser pour vous, et vous me faites une fleur? Je vous en dois une.
Geçen konuşmamızda helada olduğumu biliyor muydun yani? - Artık biliyorum. - Sunum nasıl geçti?
Il y a 30 ans, mon père a tourné dans une pub locale pour Les Placards Pritchett, et il a toujours été très fier du slogan qu'il avait trouvé.
Vallahi, başsavcıya gittiler, yani yaptığını düşünüyorlar, yani sana bir kez daha soruyorum, dosya odalarına nasıl girdin?
Ils vont aller voir le procureur, ce qui veut dire qu'ils le pensent. Je vais te le demander une fois de plus, comment es-tu entrée dans leur salle des dossiers?
- Nasıl yani elinle?
- Comment ça?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]