Sadece bir kere перевод на французский
1,021 параллельный перевод
Ne yazık ki savaştan beri, yılda sadece bir kere gelebiliyorum.
Malheureusement, depuis la guerre, je n'ai pu venir qu'une fois par an.
Onu sadece bir kere gördüm, o da 10 yıl önce.
Je ne l'ai vu qu'une fois, il y a des années.
Ve sadece bir kere düşürmüştüm seni. Yemin ederim bu balıklar onları besleyeceğin zamanı anlıyorlar.
La toute première Addams Family, c'est Morticia et Gomez, le 6 août 1938.
Sadece bir kere yazdı.
Il ne m'a écrit qu'une fois.
- Sadece bir kere.
- Une seule.
Sadece bir kere olsun bizimle kalmasını dilerdim, hepsi bu.
J'aurais juste souhaité qu'il reste avec nous pour une fois, c'est tout.
Rahat bırak. Hayatında sadece bir kere evleneceksin.
Laisse-le, on ne se marie qu'une fois.
- Sadece bir kere daha...
- Encore un...
Postayla aldım. Sadece bir kere gördüm.
J'l'ai acheté par correspondance Je ne l'ai vu qu'une fois.
Eddie, sadece bir kere... Bir kereliğine, anlat her şeyi.
Eddie, dis-le-moi.
Aslında görüşürüm, ama yılda sadece bir kere o da Noel'de.
Enfin si, mais juste une fois par an. A Noël.
Sadece bir kere biriyle ayrıIdı. - Peki adı? Praglı adam.
Un soir, elle a suivi un homme.
- Bu sadece bir kere olur. 5 bin dolar.
- 5 000 dollars sont en jeu.
Hatta çocukluğum boyunca sadece bir kere vurdular.
Ils ne m'ont frappé qu'une fois de toute mon enfance.
- Söylemedi. Onunla sadece bir kere Y'de karşılaştım.
Je l'ai vu qu'une fois.
Ağrısı tekrar başlayacak, fakat onu sadece bir kere kullanabilirim.
Mais la douleur va revenir, et je ne peux lui en donner qu'une fois.
Sadece bir kere.
Une seule fois.
Haydi ama, sadece bir kere.
Une seule fois.
Sadece bir kere söyleyeceğim, Earl Williams yanımda.
Je ne le dirai qu'une fois : Earl Williams est avec moi.
Sadece bir kere gördüm, Alman yıldırım harbinde!
Une seule fois, pendant le Blitz.
Sadece bir kere şuna tokadı basmak isterdim.
Je le cognerais encore pour le plaisir.
O eyalette kazanmasının ayrı bir önemi olacak çünkü Tennessee son 50 yılda sadece bir kere kazanamayan adaya oy verdi.
Une victoire dans cet état serait extrêmement significative parce que le Tennessee n'a pas voté une seule fois depuis 50 ans pour le futur vainqueur de la présidentielle.
O zavallı kız ajansa sadece bir kere geldi.
Cette pauvre fille est venue ici - une seule fois.
Evet, sadece bir kere.
- Une seule, en effet.
Evet, onu sadece bir kere kaybettim.
Oui, je ne l'ai perdue qu'une seule fois.
- Sadece bir kere ölebilirim.
- On ne meurt qu'une fois.
Sadece bir kere Sam.
Juste cette fois, Sam.
Sadece bir kere ona tokat at.
Gifle le une seule fois.
Tanrıya yemin ederim ki, bunu bir kere söyleyeceğim, sadece bir kere sabah olmadan hepiniz bir hendekte ölü olarak yatacaksınız.
Je n'aurais qu'à murmurer, vous seriez morts dans un fossé avant le jour.
Kim o diye sorduğunda sadece "benim!" diye cevap verirler. Ne kadar yabancı olsalar bile... Ya da sadece bir kere görüşmüş olsanız bile.
Ils viennent toujours en "amis" bien qu'on ne les connaissent pas.
Bütün gün sadece bir kere yemek yedim.
Je n'ai eu qu'une tranche de pain.
Dünyaya sadece bir kere gelirsin.
On ne vit qu'une fois sur cette terre.
Orada sadece katillerin bulunmasını istiyorum... Sadece bir kere cinayet işlemiş katiller.
Je ne veux que des meurtriers.
Sam, sadece bir kere soracağım.
Je ne te le demanderai qu'une fois.
Sadece bir kere yaptık.
On ne l'a fait qu'une fois.
Onunla yıllar önce sadece bir kere çıktık.
- On s'est vus une fois!
Sorun şu ki, sadece bir kere görüyorlar.
Le problème, c'est qu'elles n'arrivent à le voir qu'une fois.
Sadece bir kere.
Juste 5 mn.
Dikkatli dinleyin, sadece bir kere söyleyeceğim.
Ecoutez très attentivement, je ne le dirai qu'une fois.
Dikkatli dinle, sadece bir kere söyleyeceğim.
Ecoutez très attentivement, je ne le dirai qu'une fois.
Sadece bir kere, tamam mı?
Une dernière fois.
- Sadece bir kere bakmak istiyorum.
Je veux juste jeter un coup d'œil.
Neden, sadece bu ismi bir kere kullandım.
je le vois seulement en tête à tête pour la pose.
Hayata sadece bir kere geliyorsun.
Dans les granges.
Bir kere şunu bilin : Ben onları görevliyken vurdum ve sadece 60'ı öldü. Nefsi müdafa veya firar nedeniyle.
Soyons clairs juge, seuls 60 sont morts alors que j'étais en service ou en légitime défense ou s'ils fuyaient.
Lütfen, sadece bir kere.
Alors...
Sadece bir kere olsa, belki.
Si ce n'était qu'une fois.
Neden bir kere olsun sadece dediğimi yapmıyorsun?
Tu pourrais pas m'écouter juste une fois?
Bir kere Bombeli'yle ben sadece dışarıda yelleniriz. Kendimizi tutmayı biliriz.
D'abord, Le Bombé et moi, on ne pète que dehors on sait se tenir...
Sadece size bir kere yazabildim.
Même à vous, j'ai écrit qu'une fois.
Sadece bir kere, birkaç sene önce.
Une fois, il y a des années.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169