Salak перевод на французский

Tanrım, ne salak adam ya.

Oh mon dieu, quel idiot. Je suis désolé, il y a un problème ici? Salut.

Salak bir hayvanı nasıl hizaya sokarsınız, biliyor musunuz?

Vous savez comment faire pour qu'un stupide animal obéisse?

Çayırlarda dolaşıp o salak şiirlerini salak ineklere okuyalım mı?

Nous errerions dans les pâturages et déclamerions votre foutue poésie aux foutues vaches?

O yüzden bu kadar salak ve hiçbir şeyden anlamıyor.

C'est pourquoi il est si bête.... et ne sait rien!

- Salak mı sandınız beni?

Est-ce que j'ai l'air d'un idiot?

Bir şey bildiğin yok salak ucube.

Tu ne connais rien à rien, espèce de monstre.

Sen de beni bütün gün salak gibi oturttun.

Et vous m'avez laissée attendre là... comme une imbécile, toute la journée?

Selam Elijah, salak gibi telefonumu evde unuttum.

J'ai oublié mon téléphone comme une idiote.

Salak bir kahverengi ördek değilim.

Je suis pas un canard marron.

Salak Zhang Bo kendini yakalattırdı.

Cet idiot de Zhang Bo s'est fait coffrer.

Belki de Bettielere... Salak gibi davranıldığı içindir.

C'est peut-être parce qu'on prend trop les blondes pour des connes.

Şu salak isim etiketini çıkar.

Et ôtez-moi cette étiquette stupide.

Bu şekilde yakalanırsın. Adliyede bu konu hakkında konuşacak kadar salak gibi davranırsan.

Tu es folle de parler de ça dans un tribunal?

Philip niye salak söyleyeyim mi?

Tu veux savoir pourquoi Philip est un idiot?

- Kendimizi çok salak hissettik.

- On se sent un peu bêtes.

Kalbimi salak bir köylü ile paylaşmışım.

J'ai partagé mon cœur avec l'idiot du village.

Ama senin aklın fikrin bu salak lokantada. Buraya taşınmamızın sebebi de buydu!

Mais tu n'es préoccupé que par ton stupide restaurant, qui est la seule raison pour laquelle j'ai accepté de venir ici.

- Ona kaka yedirdim. Seni salak!

Je leur ai fait croire qu'ils allaient dans une autre dimension.

Salak bir şakaydı sadece.

C'était une blague.

Kapının çalınması kazara olabilir ya da belki sarhoş bir salak?

Les coups sur la porte, ça peut être une erreur ou un ivrogne, non?

Bu salak gemiyi tahliye etmek ne kadar zaman alır?

Combien de temps ça va prendre pour débarquer ce maudit bateau?

Hayır, bu salak oyun için cüzdanımı göstermeyeceğim.

Non, je ne vais pas participer à ce jeu ridicule

1. isim : Salak insan 3. argo :

1. nom : drogue consommée illégalement dans un but récréatif 2. nom : personne stupide

Tam bir salak!

Quel parfait imbécile!

Neyse, ben de bu iki salak, o kaykay numarasını Bayan Kettleman'a yaparsa gidip kadını kurtarabilirim diye düşündüm.

De toute façon, je pensais que si ces deux là utilisaient leur petit skateboard pour percuter Mme Kettleman, J'aurais pu, vous voyez, la secourir.

Salonlar uzun zamandır salak saçma bir şey mi yoksa süper kahramanlardan bahsedilerek salak saçmalaştırılan enteresan bir şey mi?

Les salons : un vieux truc dépassé, ou un truc intéressant rendu stupide par une discussion sur les super-héros?

Kral James Fransa'da değil İtalya'da, seni salak.

Le roi James est en Italie, abruti, pas en France.

- Salak gibi konusuyorum.

- Je passe pour un idiot. - Non, pas du tout.

- Salak gibi hissediyorum ama...

C'est idiot.

Ben salak degilim.

Je suis pas complètement con.

Hergele falan değil o, seni salak!

Ce n'est pas un vaurien, imbécile.

Doğru ama silahlı on askerle dalaşacak kadar da salak değil.

Il n'est pas assez idiot pour chercher la bagarre à 10 soldats armés.

- Salak olduğumu mu sanıyorsun?

Vous pensez que je suis conne?

- Jimmy. Evet, o salak örgü kravatından tutup etrafta dolaştırmak istiyorum.

Je le choperais bien par sa cravate en tricot pour le faire valser.

Hayır, seni salak. Ben sen oluyorum.

Non, imbécile... je suis toi.

Hayır. Salak mısın sen?

T'as perdu la tête?

Ne kadar salak olduklarını söylediğim şaka.

Celle où je leur dit que ce sont des trous du cul.

Doğduğun günden beri annene senin ne kadar salak olduğunu söyledim durdum.

J'avais dit à ta mère, le jour où tu es née à quel point tu étais stupide.

Salak değilim ben, tamam mı Will?

Je ne suis pas bête, Will.

Canavarlar, ama bu onlariı aynı zamanda salak yapar, ve onlar salak değil.

Ce sont des monstres, mais cela ferrait aussi d'eux des idiots, et ce ne sont pas des idiots. Et bien, tu penses à quoi?

Birçok salak seni kışkırtıp internete çıkmaya çalışacak.

Il y a plein d'idiots qui vont vouloir te tester et mettre les vidéos sur internet.

Özellikle kötü ve salak olanlarla.

En particulier les méchantes, les stupides.

Öbür tarafta uyuşturucu kullanan çocuklar olucak, Çünkü sen gerçek bir okulun gerçek bir müdürü olmak için çok salak ve tembelsin.

Des gamines se droguent de l'autre coté, parce que vous êtes trop stupide et laxiste pour être une vraie principale dans une vraie école.

Salak lanet olası ben.

Je suis un imbécile.

Dün gece şu salak eski erkek arkadaşım aradı, sarhoş.

Mon connard d'ex m'a appelée bourré hier soir.

Yeni birkaç salak kız bulmuş.

Il se tape une autre fille.

Bu salak yargıcın bize dayatmaya çalıştığının Bronx'u mahvedişini izledim.

Le Bronx est mort du mal que ce juge nous impose.

Ne salak bir şırfıntıdır.

Ok.

Sevdiğin fahişeler böyle mi? Bunun gibi salak fahişeler?

C'est le genre de pute qui te plaît?

Ne yapıyorsun? Seni salak!

Qu'est-ce que vous...?

Ben salak biriyimdir.

Je suis un vieux con, d'accord?