Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Sebebi yok

Sebebi yok перевод на французский

734 параллельный перевод
- Bir sebebi yok.
- Sans raison.
- Neden? - Bir sebebi yok.
- Pourquoi?
McCord, hukuk okudum çünkü adalet peşinde koşmak istiyordum.. ... bunun başka bir sebebi yok.
McCord, j'ai fait des études de droit car je suis du côté de la justice.
Sebebi yok.
Pour rien.
Sebebi yok.
Pour rien, mon Pépé.
- Sebebi yok- -
- Il n'y a pas de raison...
Özel bir sebebi yok. Belki birşeyler içeriz.
Pour boire quelque chose, peut-être?
Belli bir sebebi yok. Çok hoş bir insansınız.
Pour quelque obscure raison, je vous trouve très sympathique.
- Bir sebebi yok.
Pourquoi? - Aucune raison.
Oh, sebebi yok.
Pourquoi le ferait-elle?
- Bir sebebi yok.
- Je n'en mange pas.
Sebebi yok.
Pourquoi?
Bunu yapması için hiçbir sebebi yok.
Il n'avait aucune raison.
Başka sebebi yok mu?
Pas d'autre raison?
Sebebi yok ama benden hızlı silah kullanıyormuşsun diyorlar.
Non. Paraît que tu tires plus vite que moi.
Bir sebebi yok.
Je n'ai aucune raison pour ça.
Sebebi yok, Bay Stubb, ben emrediyorum.
M. Stubb, je donne seulement des ordres.
Sebebi yok.
Pourquoi cette question?
- Özel bir sebebi yok.
- Sans raison particulière.
Sebebi yok. Yalnız Philly'de tanıdığım bir kumarbazı getirdi aklıma.
Pour rien, mais... ça me rappelle ce joueur à Philly.
- Başkaca bir sebebi yok.
C'est la seule raison.
Başka bir sebebi yok.
Pour aucune autre raison.
- Sebebi yok.
- Oh, rien de particulier.
Hiç bir sebebi yok. Paragraf sonu da değil. Beni etkileyen de bu.
Il n'y a aucune raison pour ça et ce n'est pas la fin du paragraphe, c'est ce qui m'a frappé.
Bize aygıtı vermek için bir sebebi yok, gitmemizi istemek içinse her sebebi var.
Elle n'a aucune raison de la rendre et toutes les raisons de nous voir partir.
Yalan söylemek için bir sebebi yok.
C'est donc vrai.
Özel bir sebebi yok.
Eh bien, pour rien.
Belli bir sebebi yok. Yaşlanıyoruz işte baba.
- Je vieillis papa.
Yun Hanım, bir sebebi yok
Mlle Yun, il n'y a aucune raison.
Sebebi yok, eğlence için sadece.
C'est comme ça. C'est tellement amusant.
Bir sebebi yok.
Il n'y a pas de raison.
Bence hiçbirimizin Maddox'u kasabadan kovmak için geçerli sebebi yok.
Mais personne ne me donne de raison d'interdire la ville à Maddox.
Özel bir sebebi yok. Sizlerle konuşmak istediğim bir şey var.
Comme ça, pour vous dire quelque chose.
Ama pek çok insan böyle, bunun bir sebebi yok.
C'est plus fréquent qu'on ne le croie. Rien d'inquiétant.
- Başka bir sebebi yok.
- Ce n'est pas tout.
Bunun sebebi yok.
II n'y a pas de raison.
Bir sebebi yok.
Sans raison.
Bir sebebi yok.
Pour rien.
... bir sebebi yok.
Sans raison.
- Sebebi yok.
Aucune raison.
Başka bir sebebi yok mu?
Sans autre raison?
Gelmenin sebebi... beni yok etmek...
Maintenant je comprends pourquoi vous êtes venus. Pour me détruire.
- Elbette. Size göre ölüm sebebi hakkında şüpheniz yok değil mi?
Selon vous, il ne fait aucun doute que son cœur a lâché?
Sebebi konusunda bir fikirleri yok mu?
Ils ne savent pas comment c'est arrivé?
Dinle, vaktim yok. Buraya gelmemin sebebi acaba sen bana...
Je suis passé voir si je pouvais...
Yani bunun belli bir sebebi de yok. Bütün konser boyunca da hep birlikte takılmamız gerekmiyor.
Ça ne veut pas dire qu'on sera ensemble tout le temps.
Olsa bile kanıt ya da itiraf yok, insanların ona Katil Kanbei demelerinin bir sebebi olmalı.
Même s'il n'y a aucune preuve ou aveu, il doit bien y avoir une raison pour que les gens l'appellent Kanbei "le tueur".
Hiç bir sebebi yok.
Pour rien.
Bir sebebi yok.
Trois personnes furent assassinées, c'est tout.
Edecektin. Onun bununla hiçbir alakası yok, bunun sebebi benim!
Elle n'a rien avoir avec ça.
Çok fazla vaktimiz yok, Mr.Prince. Hemen uğramanızı istememin sebebi de buydu zaten.
C'est pour cela que je vous ai demandé de venir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]