Senden n перевод на французский
10,235 параллельный перевод
Bu da neden senden nefret ettiğini açıklar, Enos'un neden onu kullandığını değil. Sana bir soru sordum.
Cela explique juste pourquoi il vous déteste, pas pourquoi Enos l'utilise.
- Senden n'aber, Jake?
Quoi de neuf, Jake?
Senden bunu istemedim!
Je n'ai pas demandé ça.
Hayatımın bu kısmını senden saklamak zorunda kaldığım için özür dilerim.
"Je suis désolé " J'ai dû te cacher cette part de ma vie,
Ve senden istediğimi yapmazsan Onu tamamen farklı bir nedenden arayanın da bulmasını sağlarım.
Et si tu ne fais pas ce que je demande, je pourrais laisser une autre personne savoir, quelqu'un qui la cherche pour une toute autre raison.
Hiçbir zaman senden hoşlanıyormuş gibi yapmam, Lou.
Je n'ai jamais prétendu t'aimer Lou.
Bu şey, gerçek saldırıların olduğu sapkın bir satranç, Bunda senden daha iyiyim.
Cette chose, ce jeu d'échecs tordu avec de réels enjeux, je suis meilleure que toi.
Ama senden bıktık! Küçük, kötü kalpli, ilgi isteyen bir zavallısın sen.
Tu n'es qu'un petit, homme vicieux avec un besoin d'attention pathétique.
Senden hoşlanacağını düşünmüştüm.
Je croyais vraiment qu'il vous apprécierait.
Senden kanatlarını açmanı istiyorum, bir bakıma.
Je veux vous voir étendre vos ailes.
- Senden istemedim ki, sen polis memuru değilsin.
Je ne vous ai rien demandé, et vous n'êtes pas policière.
Stresi senden uzak tutacak bir yol bulmalısın.
- Tu as raison. Tu dois trouver un moyen de ne pas stresser.
Senden gelecek binlerce öpücük asla çok fazla değildir...
"Un millier de baisers de ta part n'est jamais trop..."
Bu maço saçmalıklarını ondan beklerim, senden değil.
Je ne crois pas à ces conneries de macho, Je l'attends de lui ; pas de toi.
Senden önceki Kappa başkanı Melanie Dorkess'e yaptığın saldırıya ait detaylı polis raporu.
Voici les conclusions de la police sur l'agression de votre ancienne présidente, Melanie Dorkess.
Hemen gitmek zorundasın çünkü senden ayrılıyorum.
Il faut que tu partes maintenant, parce que je romps avec toi.
Ne demek olduğu umrumda değil ve senden laf işitecek değilim.
Je m'en fous de ce que cela veut dire, et je n'ai pas besoin d'une analyse de ta part.
Senden saçını kızıla boyamanı isteyenler nedenini söylediler mi?
Quand ils t'ont demandé de teindre tes cheveux en rouge... ont-ils dit pourquoi?
Biliyorsun, geçen sene kendimi senden uzaklaştırdım, çünkü kendimi senin kurmuş olduğun bu dünyanın içine çekiliyor gibi hissediyordum.
Je me suis éloignée de vous l'année dernière parce que... je m'enfonçais dans ce monde que vous aviez bâti.
Sen ne cüretle senden çaldığım hayatı benden çalmaya çalışırsın?
Comment oses tu essayer de voler la vie que je t'ai volée? !
- Senden bir türlü kurtalamayacağım, değil mi?
Je ne me débarrasserai jamais de toi, n'est-ce pas?
Senden öğrenmek istediğim hiçbir şey yok.
Je n'ai rien à apprendre de vous.
Senden hoşlanıyorum, fakat buraya ilişkimle dalga geçmeye gelmediğine göre, neden geldin?
Je vous aime bien. Mais je sais que vous n'êtes pas là pour moquer ma relation donc, pourquoi être ici?
Senden daha fazla güvenebileceğim kimse yok.
Et il n'y a personne en qui j'ai autant confiance.
Bir eczacının oğlunun bu aileye girmesini senden daha çok istemiyorum.
Je ne veux pas d'un fils d'apothicaire comme gendre.
Benden hoşlanmadığını biliyorum Daisy. Benim senden hoşlandığım gibi.
Vous ne m'aimez pas, Daisy, pas de la même façon que je vous aime.
Ne alakası var. Bir soru sordum ve hala cevap duyamadım senden.
Non, parce que je l'ai dit et vous n'avez toujours pas répondu.
Sevgilinin ilk evliliği bittiğinde ben buradaydım senden ayrıldıktan sonra da burada olacağım.
J'étais ici avant que son premier mariage n'implose et je serais ici, après qu'elle en ait fini avec vous.
Yani. Postacılığı hallettim sanırım. Ama şef Pridgen'ın hanesinde senden bir öpücük alamadım.
J'aurais pu lui envoyer, mais je n'aurais pas pu te voler un baiser dans la caserne du chef Pridgen.
Senden korkmuyorum.
Je n'ai pas peur de vous.
O masanın senden önceki sahibi Ziva David'in üvey kardeşi vardı.
Ton prédécesseur à ce bureau, Ziva David avait un demi-frère. Ari Haswari.
Senden korkmuyoruz.
Nous n'avons pas peur de vous.
Sadık olduğunu senden cesur mücahitin olmadığını.
Que vous êtes loyal, que vos moudjahidines sont les plus braves.
Sana bir otobüs bileti, biraz fiş ve çantada kadın cesedi vereceğiz. senden toptan bir kerede kurtulacağız. "
Voici un ticket de bus, des jetons, et le corps d'une femme, qu'on se débarrasse de vous. "
Senden rica ediyorum onun hayatını berbat etme.
Je vous en prie... ne gâchez pas sa vie.
Senden bu kadar bahsettiğimiz yeter.
Mais assez parlé de toi. N'est-ce pas?
Yardıma ihtiyacım yok, özellikle senden.
Je n'en veux pas, surtout venant de toi.
Beni bu iş için çağırdın çünkü senden asla şüphelenmeyeceğimi biliyordun.
Tu m'as embauché pour ce boulot parce que tu savait que je ne te suspecterait jamais.
Halkın senden şüphe edecek, alay edecek.
Tes sujets douteront de toi et ils se moqueront de toi.
- Hayır, senden satın almak istemiyoruz ki sadece...
Non, on ne veut pas l'acheter. - On veut te l'emp...
Sen sadece üzüntüden öldürdün yaratıcın tarafından terk edildin. Dünyanın sana sırt çevirdiğini, nefret ettiğini ve senden korktuğunu görünce sevgi veremiyorsam korku salarım dedin.
Vous tuiez seulement par désespoir, car vous aviez été abandonné par votre créateur, car vous croyiez que le monde vous tournait le dos, vous détestait, vous craignait.
Senden hiç kimsenin bunu beklemediği zamanda, nasıl kahraman olunacağı ile ilgili.
Celui-ci explique que devenir un héros est bien plus agréable quand personne n'attendait cela de vous.
Benimle kaçar mısın? Senden bunu istersem?
Tu t'enfuirais avec moi, si je te le demandais?
Saldırı hakkında bilgi toplamak için senden daha iyi konumda olan kimse yok.
Personne n'est mieux placé que toi pour récolter ces informations.
Senden sonra o da gitti. Fotoğrafını çektim.
Il est parti tout de suite après vous.
İstediğin şeyin bu olmadığını biliyorum ama senden rica ediyorum.
Ce n'est pas ce que vous voulez, mais je vous le demande.
Yaptıklarını senden birkaç saat sonra gerçekleştirdi.
Il a agi quelques heures après.
Duyduğu şey senin bu dünyada bana en yakın şey olman ve senden... asla bir şey saklamayacağım. Tek köşeye sıkıştırdığı da ben değilim.
Tu es la personne la plus proche au monde de moi, je ne te cacherai jamais rien, et je ne suis pas le seul dans ce cas là
Paranın senden geldiğini düşünüyor.
Il pense que cet argent vient de toi.
Senden buraya gelmeni istedim ve sen Sean'ı yolladın.
Je t'ai demandé de l'aide, et tu m'envoies Sean.
Rosen'ın senden eğitim almadan Sue'dan kitabın 7.bölümünü istemesine imkan yok.
C'est impossible que Rosen ait l'imagination de demander à Sue des parties du chapitre sept sans un cours de toi avant.
senden nefret ediyorum 468
senden ne haber 103
senden nefret etmiyorum 41
nino 139
noel 762
nasılsın 5362
nasilsin 47
nina 315
nice 54
nate 113
senden ne haber 103
senden nefret etmiyorum 41
nino 139
noel 762
nasılsın 5362
nasilsin 47
nina 315
nice 54
nate 113
napoleon 51
nick 1470
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
native 60
nerdesin 184
normal 211
nada 23
neden 17190
nora 285
nick 1470
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
native 60
nerdesin 184
normal 211
nada 23
neden 17190
nora 285