Vali bey перевод на французский
226 параллельный перевод
Ee, Vali bey beni görmeye mi geldi?
Le gouverneur vient me dire au revoir?
Çıkış bu tarafta Vali bey.
Allons-y, gouverneur.
- Geldik işte. Vali Bey.
Nous y voilà.
Bay Masters kuzenimiz Jane'in hayatta olduğuna ve Mutia kayalığında maymunlarla yaşadığına inanıyoruz. Öyle Vali Bey.
Nous pensons que notre cousine Jane vit sur l'Escarpement de Mutia parmi les grands singes.
Vali Bey? Kafesi getirmek iyi bir fikirmiş.
Nous avons bien fait d'apporter cette cage.
Vali bey. Nasılsınız bu akşam?
M. le Gouverneur, comment allez-vous?
Vali bey ne yapabilirsiniz biliyor musunuz?
M. le Gouverneur... Vous savez ce que vous allez faire...
Her zamanki gibi çok iyi, Vali Bey.
- Bien, comme d'habitude.
Beni bağışlayın Vali Bey.
Excusez-moi, monsieur le maire.
Evet Vali Bey.
Oui, monsieur le maire.
Bir örneği var, Vali Bey. Bakın. Pazarlık yapıyor.
En voilà un exemple, M. le gouverneur.
- Ne? Bu kabul edilemez. - Heyecanlanmayın, Vali Bey.
- Calmez-vous, M. le gouverneur.
- İşte, elinize o şans geçti, Vali Bey.
- c'est l'occasion ou jamais. Bourbeux, debout.
İyi geceler Vali Bey.
Bonne nuit, M. le gouverneur.
Vali bey geldi.
Le gouverneur est venu d'Albany.
Teşekkürler Vali Bey.
Merci, monsieur le gouverneur.
Vali bey...
Mr le Respect, mr le Préfet...
Vali Bey, bir sakıncası yoksa bu duruşmayı ben yürütmek isterim.
Gouverneur, avec votre permission, je voudrais représenter l'accusation dans ce procès.
Vali Bey, itiraz etmek isterim.
Gouverneur, je voudrais objecter.
Vali Bey, sevecen bir hancı.
Gouverneur, un aimable aubergiste.
Vali bey, bu adam savunmasını sunmayı öneriyor.
Gouverneur, cet homme a dit qu'il soumettrait une défense.
Vali bey, müsaadenizle ve de oyun bu denli risk altındayken piyesleri yeniden düzenleyebilir miyim?
Gouverneur, avec votre permission... et il y a tant en jeu, puis-je récapituler les faits?
Vali Bey, bir dakikanızı alabilir miyim, efendim?
Puis-je vous déranger un instant?
Vali Bey!
M. le Gouverneur!
Vali Bey, şükürler olsun.
Gouverneur, mon Dieu.
Bu harika bir şey, Vali Bey. Evet.
C'est agréable á entendre, gouverneur.
Evet, Vali Bey.
Oui, gouverneur.
Merhaba Vali Bey, nasılsınız?
Bonjour, M. Le gouverneur... Bien, très bien...
Vali bey, muhteşem bir konuşmaydı!
Gouverneur! Quel magnifique discours!
Vali bey! Meşgul bir insan olduğunuzu biliyorum, ama ilginizi çekebilecek... bazı eğitim teknikleri üzerine bir araştırma yapıyorum.
Gouverneur, vous êtes un homme occupé mais mon essai sur la formation vous intéressera.
Vali bey, herkes adına konuşuyorum...
Je parle pour tous en disant...
Vali bey, sizi temin ederim... Komutan Mauser bu akademi adına konuşmuyor.
Le Commandant Mauser n'engage pas notre École.
Vali bey, demek istediğim...
Je voulais dire...
Vali bey öğrencileri sosyal bir ortamda değerlendirmenin iyi olacağını düşünüyor.
Le Gouverneur veut voir évoluer les cadets en société.
- İyi şanslar vali bey. - Punç kasesine doğru gidiyoruz.
On est arrivés au punch tropical.
Her şey hazır, vali bey.
Tout est prêt, Gouverneur.
Onu içeri çağırıp teklifi yapın vali bey.
Faites-le entrer, gouverneur, et faites une offre.
Vali bey seçime hile karıştırdığınız doğru mu?
M. Le Maire, est-il vrai que vous avez truqué les élections?
Merak ediyorum Vali bey kendiniz İskoç değilsiniz.
Gouverneur, je suis curieux. Vous n'êtes pas écossais.
Vali bey, iklim kontrollerinde bir dalgalanma olduğunu biliyor muydunuz?
Gouverneur, il y a une fluctuation dans le contrôle climatique.
Vali bey... bana bir lütufta bulunun.
Gouverneur... accordez-moi une faveur.
- Bu harika, Vali Bey. Su yeterince derin.
C'est parfait.
Herkes kampa dönsün. Kalan topları da sahile indirin ve kaleyi tamamlayın. - Evet, Vali Bey.
Retournez décharger les canons... et finissez le fort!
- Peki, Vali Bey.
- Oui, Gouverneur.
1970'lerde... ulusal bir derginin muhabiri biricik eyaletimiz Teksas'ın valisine şunu sordu : " Vali Bey...
Au début des années 70... le reporter d'un magazine national a demandé au gouverneur de notre Etat :
- Vali bey benimle birlikte gelmeniz gerekiyor şimdi
Fred. Nous vous respectons.
- Vali Bey, haksız mıyım yoksa? - Bakmayı kesin de, işinize bakın.
Monsieur le maire, est-ce que c'est vrai?
Hoşça kal, Vali bey.
Au revoir, monsieur.
Adamlar adına vali yardımcısına ve size ifade etmek istediğim şey, müdür bey, ve öğretmene, ve diğer seçkin konuklara... ve oradaki tüm yasalara sadık insanlara... bütün bunların biz buradkiler için ne çok şey ifade ettiği.
Au nom de tous, j'aimerais dire au gouverneur, et au directeur, ainsi qu'au professeur et aux autres invites, et a tous les citoyens respectueux de la loi, ce que tout cela signifie pour nous, en prison.
- Vali'de orda Kabil'den gelen bir subay. Osman Bay da onlarla...
- Avec lui, le Gouverneur... un officiel de Kaboul, et ton maître Osman Bey...
Elbette olur. sabırlı olun, anlatacağım. Meymene'nin özü sözü doğru bay kişisi benim dostum Osman Bay, en sevdiği oğlunu evlendiriyordu Üç Türk ilinin vali ve paşalarını ağırlıyor, binlerce insanı konuk ediyordu...
C'était dans la province de Maimana... sous les auspices de mon vieil ami Osman Bey... un grand Seigneur du Nord.
beyefendi 782
beyaz 290
beyler 4544
beyazlar 25
beyim 187
beyin 112
beyaz saray 195
beyaz adam 58
beyinsiz 40
beyaz diş 24
beyaz 290
beyler 4544
beyazlar 25
beyim 187
beyin 112
beyaz saray 195
beyaz adam 58
beyinsiz 40
beyaz diş 24
beyaz çocuk 22
beyzbol 41
beyaz şarap 29
beyfendi 31
beyaz mı 31
beyefendiler 51
beyrut 53
beysbol 33
beytüllahim 20
beyzbol 41
beyaz şarap 29
beyfendi 31
beyaz mı 31
beyefendiler 51
beyrut 53
beysbol 33
beytüllahim 20