Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Yaşlı bir kadın

Yaşlı bir kadın перевод на французский

1,252 параллельный перевод
Kendi şerefsizliğini örtbas etmek için yaşlı bir kadını öldürecek misin?
Tu tuerais une vieille femme pour couvrir ton déshonneur?
Yolun yukarısında yaşayan yaşlı bir kadın.
Une vieille dame qui habite un peu plus haut.
Ben yaşlı bir kadınım. O benim herşeyim. Ona zarar verme, duydun mu?
Il est tout pour moi, ne lui faites pas de mal!
Artık yaşlı bir kadınım.
Je suis une vieille dame à présent.
Ben sadece yaşlı bir kadınım.
Je suis vieille.
Yaşlı bir kadın vardı.
J'ai eu une vieille folle.
Demek istediğim, o yaşlı bir kadın.
C'est une vieille femme.
Yaşlı bir kadın büyük anneyi ziyarete geldi. Ee ne olmuş?
Une vieille dame est venue rendre visite á grand-mére.
Yaşlı bir kadın olarak.
De vieillesse.
Efendim, bir cinayet işlendi. - Yaşlı bir kadın vurulmuş.
Voilà, Capitaine... d'un crime, une vieille dame tuée par balle.
Size bir şey daha söyleyeyim. Yaşlı bir kadın olması onu kurtaracak değildi.
Et puis, rien que d'être ici, elle agressait les gens.
Yaşlı bir kadın onu görürse... Onu bana aynı şey için mi getirdin?
Si ça avait été une vieille vous l'auriez ramenée aussi?
Yaşlı bir kadın arabana çarptı.
- De l'assurance. Accident de voiture.
Kütüphanecilerin daha yaşlı bir kadın olduğu zamanı hatırlıyorum.
Je me souviens d'une bibliothécaire plus âgée.
Bakarsın yaşlı bir kadın aslında sana lazım olan şeydir.
Je sais pas, peut-être qu'il te faut une femme mature.
Tam önünde zavallı yaşlı bir kadın!
Vieille dame sans défense à douze heures!
Bankacı yaşlı bir kadınla, mı takılacaksın?
Tu regarderas la télé?
Beni şaşırtmaktan asla vaz geçmiyor. Lanet olası yaşlı bir kadının boğazını kesen bir zenciye Doris Day gibi bir tahliye memuru verilirken senin gibi birinin aldığı tahliye memuruna bak.
Tu sais, c'est un truc de dingue, un chimpanzé égorge une vieille pour vingt-cinq cents, il a Doris Day comme contrôleur judiciaire
"Büyükanne" dediği, yaşlı bir kadın ve bir ARM üyesi. Richard, soyadı bilinmiyor.
Une vieille qu'elle appelle "Grand-mère"... et un membre du MDI, Richard...
Yaşlı bir kadın.
Une vieille femme.
Büyükannen hala seninle birlikte yaşamak istiyor, ama artık yaşlı bir kadın o.
Ta grand-mère veut que tu vives avec elle... mais elle est plus toute jeune.
Ben yaşlı bir kadınım. Gürültüyü sevmem.
Je suis vieille, je n'aime pas le bruit.
Bazı sabahlar, kafamda yaşlı bir kadın imgesiyle uyanıyorum.
Certains matins, je me réveille avec l'image d'une vieille femme dans la tête.
- Yaşlı bir kadın tartaklanır mı?
- Malmener une vieille femme! - La ferme.
Sen kesinlikle yaşlı bir kadın değilsin.
Tu n'es pas une vieille dame.
Bazen aynada uzanmış... yakalamak için beni bekleyen yaşlı bir kadın görüyorum.
Parfois, dans mon miroir, je vois une vieille femme qui rôde, prête à m'attraper.
En sonunculardan birinde, seninle beraber dışarı çıkmıştık, geziniyorduk ve sen yaşlı bir kadının yanına gidip onun manevi hayatı hakkında beynini yemeye başlamıştın.
La dernière fois qu'on s'est baladés ensemble, tu as abordé une vieille dame et tu t'es mis à la sermonner sur sa vie spirituelle.
İki sokak ötede klozetinde oturan yaşlı bir kadını.
Une vieille dame sur sa chaise percée, à deux rues de là.
Ben yaşlı bir kadınım, ama aklım yerinde.
Étant une vieille femme, j'y suis autorisé.
Bu duyguyu tarif edemem ama annesi olarak anladığım yaşlı bir kadın vardı.
Je ne saurais vous expliquer. Il y avait une vieille femme. Sa mère, je crois.
Sadece bir kere yaşlı bir kadının bütün parasını biriktirip.. .. falcıya gitmesini görmek isterdim. İçeri girdiğinde kadın şöyle diyecek :
J'aimerais qu'une petite vieille économise ses sous... pour aller voir une voyante, toute contente.
Sanırım bu hep garip bir şekilde ölmek üzere olan.. .. çok yaşlı bir kadınmışım gibi hissetmem yüzünden. Yani hayatım sadece..
Ça doit être parce que j'ai l'étrange impression... d'être une vieille femme au bord de la mort... et que ma vie... n'est faite que de souvenirs.
Bu akşam yaşlı bir kadın geldi. Torununun Florida'da idam cezasına çarptırıldığını söyledi.
J'ai vu une vieille dame dont le petit-fils va être exécuté en Floride.
Sen de vardın, bir de biraz daha yaşlı bir kadın.
Tu étais là. Avec une autre femme, plus âgée.
Sadece yaşlı bir kadın tarifi biliyor ve o da bana hiç güvenmiyor.
Seule une vieille femme connaît la formule et elle se méfie de moi.
Bunların hepsi, huzurevine koymak yerine yaşlı bir kadını dadı olarak tutman yüzünden oldu.
Tout ça, parce que tu as voulu une vieille femme pour la garder... - au lieu d'une maison de retraite.
Olay yerinden kaçarken yaşlı bir kadın onu biçmiş.
Une petite vieille l'a fauché alors qu'il s'enfuyait.
Ama sonra, bir kış gecesi şatoya, yaşlı bir dilenci kadın gelmiş, prense bir tek gül verip, karşılığında soğuktan korunacak bir yer istemiş.
Mais un soir d'hiver, une vieille mendiante se présenta au château et lui offrit une rose pour son hospitalité par cette nuit glaciale.
Prens kadını tekrar kovduğunda, yaşlı kadının çirkinliği kaybolmuş, ve güzel bir cadıya dönüşüvermiş.
Lorsqu'il refusa de nouveau, la laideur de la vieille femme s'évanouit pour révéler une belle enchanteresse.
Yaşlı bir Yahudi kadın, makineli tüfeği var.
Une vieille juive sympa avec un PM, OK?
Bu bir imaj değil. Kadın yaşlı bir öğretmendi.
Ce n'est pas une image, c'était une vieille institutrice!
Yaşlı, evli bir kadın olmadan oyun oynamak için son şansın bu.
C'est ta dernière chance avant d'être une vieille dame mariée.
Dede, tavsiyen lazım. Daha yaşlı bir kadından hoşlandın mı hiç?
Grand-père, j'ai besoin d'un conseil.
Kadınlarsa hiçbir şey... Bize yalnızca bir salak bir kilolu ve orta yaşlı adam, ve bilimle ilgilenen inek bir tip veriliyor. - Yani- -
Les femmes n'ont rien, un gars d'âge mûr, obèse, du genre geek.
O yaşlı bir kadın.
Elle est vieille.
Yaşlı geveze annem bile, bir gözü mezara bakarken kadın haklarından bahsediyor diğer gözüyle de kitaplarda hayatın sırrını arıyor.
Ma vieille perruche de mère radote sur les Droits des Femmes... avec un œil sur sa tombe et l'autre qui déchiffre le secret de la vie...
Bana acıyorlar : "Zavallı kadın, yaşlı bir adamla evlendi."
On a pitié de moi : "La pauvre, avec un mari si vieux!"
Aşağıdaki yaşlı kadın sana farklı bir tablo çizebilir Doğu Teksas.
Il y a une vieille femme qui te dirait autre chose, Texas.
Abagail Ana olduğunu söyleyen yaşlı zenci bir kadını da. Kasaba gerçek.
Une vieille femme noire qui s'appelle Mère Abagail.
Yani, rüyanda yaşlı zenci bir kadın mı görüyorsun?
Tu as des visions d'une vieille femme noire?
Deli yaşlı kadın. Babam, Durjan Singh, onlara öyle bir ölüm verdi ki Tanrıdan bile daha fazla. 10 kez buraya gelmezler.
Mon père, Durjan Singh, leur a donné une mort si épouvantable que même Dieu pensera 10 fois avant de les envoyer ici!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]