Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Z ] / Zaman geldi

Zaman geldi перевод на французский

8,874 параллельный перевод
Tam olarak ne zaman geldi bu fikir aklına?
Et quand l'as-tu eu?
Zamanı geldi.
Le temps est venu.
Bu hikayeye bir son vermemizin zamanı geldi.
C'est l'heure nous clôturons cette histoire.
- Bu olaya bir son vermenin zamanı geldi.
Il est temps de clore ce chapitre.
Duvarı kaldırmanın zamanı geldi.
Et il est temps qu'elle tombe.
Sanırım gerçek bir balayı yapmamızın zamanı geldi.
Il est temps qu'on ait une vraie lune de miel.
Dünyayı görmenin zamanı geldi.
Il est temps pour toi de voir le monde.
Zamanı geldi.
Il est temps.
Zamanı geldi!
C'est l'heure.
Bence artık şehirdeki apartman dairene geri taşınmanın zamanı geldi.
Je pense qu'il est temps que tu retournes vivre dans ton appart en ville.
Artık annene kavuşmanın zamanı geldi.
Il est temps que tu rejoignes maman.
Buna son vermenin zamanı geldi.
Il est temps d'en finir.
Neredeyse babanın sana banyo yaptırma zamanı geldi.
C'est aussi l'heure que papa te fasse prendre ton bain.
Akışına bırakmanın zamanı geldi.
Il est temps que tu lâches prise.
Onlara hadlerini bildirmenin zamanı geldi.
On va leur donner une leçon.
Millet, başlama zamanı geldi.
Le moment est venu.
Şeytan'ın kutsama zamanı geldi.
C'est l'heure de la bénédiction du Malin.
Alyansını alma zamanın geldi.
Il est temps d'aller te chercher une alliance.
Lafı geçmişken, bunu yapmak ne zaman aklına geldi?
Quand avez-vous su que vous feriez ça?
Ama ben de yeterince uzun zamandır bu yalanın bir parçasıyım ve artık bunun benim de sırrım olduğunu kabul etmemin zamanı geldi.
Mais j'ai pris le même bateau. Il est temps que j'accepte que c'est aussi mon secret.
Topluca yaymanın zamanı geldi.
Il est temps de la propager à grande échelle.
Döndürme zamanı geldi.
Tournons-le.
İyi bir fikir de ondan. Artık kenara çekilip sana yol verme zamanım geldi.
Car c'est une bonne idée, et parce qu'il est temps pour moi de me retirer et de te passer les rennes.
İlk dansın zamanı geldi millet.
L'heure de la première danse est arrivée.
Tamam, kardeşim. Gitme zamanın geldi.
Frangin, il est temps pour toi de partir.
Zaman geldi.
C'est l'heure.
- Galiba işe dönme zamanı geldi Sunny.
J'imagine que c'est le moment de retourner travailler, Sunny.
Bu sadece bir masalsa o zaman kolye nereden geldi?
Si c'est juste une histoire, alors d'où vient ce médaillon?
Artık kendime odaklanmamın zamanı geldi.
Il est temps pour moi de me concentrer sur moi même.
- Gitmem gerek, zamanı geldi.
Je dois y aller. C'est l'heure.
- Onu partiye davet etme zamanımız geldi.
Il est temps qu'on l'invite à la fête.
O zaman muhtemelen başka bir yerden geldi.
Ça doit probablement dire qu'elle vient d'autre part, alors.
İddianı ödeme zamanı geldi.
C'est le moment de prendre ton gage.
- O zaman mekanı keşfe geldi.
- Donc il a repéré l'endroit.
Herkesle tanışmasının zamanı geldi.
J'ai pensé qu'il est temps qu'elle rencontre tout le monde
Ama şimdi aile ile tanışmasının zamanı geldi, şunu fark etmemi sağladı...
Mais maintenant elle veut rencontrer la famille. Cela m'a fait réaliser que...
Mona'nın kızı en son ne zaman buraya geldi?
Quelle est la dernière fois que sa fille était là?
Koleksiyoncu dostlarım... Hepinizin beklediği şeyi sunma zamanı geldi.
Compagnons collectionneurs, il est l'heure de dévoiler la pièce que vous attendez tous.
Yine seçim zamanı geldi. Okul-Aile başkanlığı için desteğine güvenebilir miyim?
Je compte sur ton vote pour le conseil de l'école.
Yine seçim zamanı geldi, Okul - Aile Başkanlığı için desteğine güvenebilir miyim?
C'est le moment des élections, donc est-ce que je peux compter sur ton soutien pour le poste d'administratrice scolaire?
Rachel'ın protein testi zamanı geldi, kan ve idrar tahlili falan.
C'est au tour de Rachel pour le test de la protéine. Du sang, un test d'urine.
- Konuşma zamanı neredeyse geldi.
C'est bientôt le moment des discours.
Artık birlikte durma zamanımız geldi!
Il est maintenant temps... que nous nous allions!
Borçlarını ödeme zamanın geldi.
Il est temps de rembourser ta dette.
Dan Logan'ın New York'a dönme zamanı geldi.
C'est le moment pour lui de retourner à New York.
Saygılarımı sun ama uyku zamanım geldi.
Passez-lui mes amitiés, mais je rentre faire dodo.
Arabadan inme zamanı geldi, Bay Blunt.
C'est le moment de descendre de la voiture, M. Blunt.
Hanımlar ve beyler... Korkarım ki veda etmemizin zamanı geldi.
Mesdames et messieurs, j'ai bien peur..
- Ellerimizi kirletmenin ve onu geri almak için ne gerekiyorsa yapmanın zamanı geldi.
- Il est temps de se salir les mains. Et de faire tout ce que l'on peut pour le faire revenir.
Kötüleri sonunda kazanma zamanı geldi.
Il est temps qu'enfin les méchants gagnent.
Televizyon satmayı bırakmanın zamanı geldi.
Il est temps d'arrêter de vendre des télévisions.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]