Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Ç ] / Çalıştır

Çalıştır перевод на французский

8,811 параллельный перевод
Üretim yaptığımız bütün fabrikaların, ilgili ülke mevzuatı ve asgari ücret yasalarına uymasını istiyoruz, kadınlara saygılıyız, çocuk işçi çalıştırmıyoruz, zorunlu çalışma hiçbir şekilde yapılmamaktadır,
Nous exigeons des usines où nous produisons qu'elles respectent les lois de salaire minimum, toutes les lois du pays, qu'elles respectent les femmes, qu'elles n'emploient pas d'enfants, pas de travail forcé,
Babam, benzin paramızı kazanalım diye kardeşimle beni yarım gün çalıştırıyor.
Mon père nous fait travailler à temps partagé mon frère et moi pour payer l'essence.
# # motorumu çalıştırıyorsun, çalıştırıyorsun #
♪ ♪ Ooh tu fais ronfler mon moteur, ronfler mon moteur ♪
Vinci çalıştır.
Tourne la manivelle.
Müzik gurubuna ne dersin? Ben onu çalıştırırım, koç. Pekala.
T'as déjà pensé à intégrer la fanfare? Je le ferai travailler, coach.
Hadi ama, kafanı çalıştır.
Allez, réfléchis.
Bu fanus ışıklarını bakır teller çalıştırır.
Le globe s'allume avec un fil de cuivre.
Emma'dan önce almaya çalıştığımız kamyoneti sanırım çalıştırabilirim.
Le pick-up qu'on voulait reprendre, avant qu'Emma... Je pense pouvoir le faire rouler.
- O halde kim çalıştırıyor?
- Alors qui le dirige maintenant?
Arabayı çalıştır.
Démarre la voiture!
Git ve çalıştır.
Mettez-vous en route. Allez!
Yüz tanıma aramasını çalıştırıyorum.
Je lance la reconnaissance faciale.
Hayır, sadece Parisli arkadaşlarını başarılı bir şekilde çalıştırdığına inanamıyorum.
Non, mais tu arrives toujours à parler de tes "amis de Paris"
Şu kamerayı tekrar çalıştır.
Rallume cette caméra.
Arabayı çalıştır, gidelim.
Démarre, allez.
Ana motorlar çalıştırıldı.
Démarrage des moteurs principaux.
- Martinez iticileri çalıştır.
Martinez, déclenche les propulseurs.
Bombayı çalıştır Johanssen.
Johanssen, déclenche la bombe.
Ana motor çalıştırıldı.
Démarrage du moteur principal.
Bütün yedek jeneratörleri çalıştırın.
Je veux que vous m'activiez tous les générateurs auxiliaires.
Eğer haber verirsen alarmı çalıştırırlar.
Ils vont déclencher l'alarme.
Arabayı çalıştır.
Démarre la voiture.
Hatırlatırım o zamanlar hiç kimse Arjantinli aktörleri çalıştırmıyordu.
A l'époque, personne ne recrutait d'acteurs argentins
Şu bataryaları çalıştır.
Raccordez ces batteries.
- Çalıştır şu kıçı.
- Bouge ton cul.
Aslında kalça yanaklarınızı çalıştırıyor.
En fait, formellement ça travaille une partie de tes fesses.
Bugün, dünyada her 6 kişiden birinin moda endüstrisinde çalıştığı tahmin edilmektedir, dolayısıyla bu sektör daha ziyade emek sektörüne bağlıdır.
On estime qu'une personne vivante sur six, dans le monde aujourd'hui, travaille dans un secteur lié à l'industrie de la mode, en faisant l'industrie la plus dépendante de sa main d'œuvre sur Terre.
Arabayı çalıştır.
Bouge.
Hayır, şu anda ne üzerinde çalıştığımı söyleyemem.
- Non, non. Je ne peux pas vous dire sur quoi je travaille en ce moment.
- Burada uzun zamandır çalıştığını duydum.
J'ai entendu dire que vous travaillez ici depuis longtemps.
Kaosun yeniden başlamaması için Birlik sınır bölgelerinde herhangi bir altyapı çalışması yapmamıştır.
Bien que limitrophe avec le Collectif, la Péninsule ne dispose pas des technologies modernes. Le Collectif a établi une patrouille frontalière pour prévenir la résurgence de troubles avec les Déficients.
Buradaki herkes şiddete başvuran, meramını dehşet salarak anlatan bir kaptanın emrinde çalışmıştır.
Vous voyez, tous les hommes ici ont servi un capitaine qui utilisait la violence pour arriver à ses fins. Pour terroriser, et faire passer un message.
Bana sahip çıkmaya çalıştığının farkındayım. Ama asıl mevzuyu kaçırıyorsun.
Je comprends que tu essaies de veiller sur moi, mais regarde la vue d'ensemble.
Sanırım size şunu söylerek başlamalıyım... Berkeley'de sosyal hizmet okudum 20'li yaşlarımda kar amacı gütmeden çalıştım fakat çocuklarıma konsantre olabilmek için beklemeye aldım....... ki bu harika oldu.
Je pense que je commencerais par vous dire que j'ai étudié le métier d'assistante sociale à Berkeley, et j'ai travaillé pour des ONG ensuite, mais j'ai mis tout en attente pour avoir mes enfants,
Belki de Adam süper çalılığını iğrenç götlü tuluma dayamıştır.
Peut-être qu'il a repéré sa super touffe à travers cette combinaison qui lui fait un cul horrible.
- Bak, yemek yapmak sadece bilinmeyen korkuların üstesinden gelmek için sakince bir uğraşıdır. Üstesinden gelmeye çalıştığın kuralların ve bilgilerin bir sonucu.
Ecoutes, cuisiner c'est juste à propos de surmonter ta peur de l'inconnu par la mise en oeuvre calmement des règles et des connaissances de ce qu'il faut pour accomplir un résultat.
Parisli arkadaşlarım, Emil ve Dex ; Toni'nin orada çalıştığı zamanlarda tüm şirkete "Doq" u zorla prova ettirdiğini hem de bunu çırılçıplak yaptırdığını söylediler.
Mes potes parisiens, Emil et Dex, m'ont dit que quand Toni bossait ici, toute la compagnie a répété Don Q complètement à poil.
Travis Ricky'nin ateş ettiğini öğrenmiş, muhtemelen onu rakip uyuşturucu satıcısı sanmıştır ya da bir şekilde onun alanına zorla girmeye çalışan daha büyük bir dağıtıcı sanmış ve ona bir mesaj göndermeye çalışmıştır.
Travis devait savoir que Ricky était le tueur, croyant qu'il était un dealer rival, ou quelqu'un qui était lié à un plus gros fournisseur qui essayait de s'immiscer dans son territoire. Il essayait - d'envoyer un message.
Birkaç yerde çalıştım belki daha önce karşılaşmışızdır.
J'ai travaillé dans diverses maisons, nous nous sommes peut-être croisés.
Bir an için hafta sonu çalıştığına dair beni kandırıyordun.
Et me voici humilié, pensant que tu travaillais les weekends.
En azından ortadan dışarı doğru sıkıştırmasını çalışır hâlde yapan tek grup olduğumuzu bilerek işe dönebiliriz.
Désormais ont peut se remettre au boulot sachant que nous sommes les seules à proposer la fonctionnalité de compression middle-out.
45'i çalıştır.
Lumière, attention...
Ve uğruna çalıştığımız her şeyi son 500 yıldır kurduğum her şeyi kaybederiz.
Et nous perdrons tout ce pour quoi nous avons travaillé, tout ce que nous avons bâti ces cinq cent dernières années.
Bebek yapmaya çalışıyoruz. Sanırım anlatmıştım.
On essaie d'avoir un autre enfant, je vous l'ai dit.
Ayrıca beni sağır etmeye çalıştın.
Tu as aussi essayé de me rendre sourde.
- Hayır, ekibim o senaryoya çalıştı.
Non, mon équipe a étudié ce scénario.
Bahse girerim bunu Hardeen Houdini'yle çalışırken çalmıştır.
Il a dû les voler quand il travaillait avec Hardeen Houdini.
- Muhtemelen çalınmıştır.
Sûrement volée.
Sayın Vali Knope'un fahri doktorasına ilaveten Indiana halkı için yaptığı çalışmalardan ötürü adının kampüs kütüphanesine verilmesi kararlaştırılmıştır.
A l'occasion de doctorat honorifique du gouverneur Knope de l'ecole de Politique Publique, et en reconnaissance de tous ce qu'elle a fait pour l'état d'Indiana, la bibliothèque du campus sera dorénavant nommé en son honneur.
Kırık kalbi için hastaneye gitmeye çalıştı.
Il est allé a l'hopital pour son coeur brisé.
Eğer birlikte çalıştığımızı öğrenirlerse beni ortadan kaldırırlar.
S'ils apprennent qu'on collabore, ils m'élimineront.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]