Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Balık mı

Balık mı перевод на португальский

1,711 параллельный перевод
- Balık mı tavuk mu?
Galinha ou peixe?
- Tavuk mu balık mı?
Galinha ou peixe?
- Balık mı çok pişmişti?
- O peixe estava muito passado?
Balık mı?
Peixe?
- Tony bir balık mıydı?
- O Tony era um peixinho dourado?
Tavuk mu balık mı?
Galinha ou peixe?
Pekala, bu örnekte Kandi adam mı, balık mı?
Está bem, nesse exemplo a Kandi é o homem ou o peixe?
Cidden diyorum bakın, kayak takımımdaki çocuk, geçen yaz kampa giden bir kızı tanıyor ve Balıkçıyı görmüşler.
A sério... Um gajo da minha equipa de ski conhece essa miúda que foi acampar no verão passado e eles viram o Pescador.
Aman Tanrım, bir balık yakaladı.
Caramba. Ele apanhou um peixe.
- Balık mı?
- Peixe?
Hemen buraya gel, balık surat, yoksa yatağı ıslatacağım!
Sua cara de peixe, volta aqui, imediatamente,... ou vou mijar na cama!
Biliyorsun Stan CIA beynimi balık vücuduna koymadan önce harika bir aşçıydım.
Um químico? Antes de a CIA colocar o meu cérebro num peixe, eu era um excelente cozinheiro.
Kardeşinin balık çiftliği kurmaya başladığından haberin var mı?
Sabias que o teu irmão vai abrir um viveiro de peixe?
Yalnızca arkadaşın olmak istiyorum, tamam mı? Balık sandviçi gerekiyor.
- Só quero ser tua amiga, sim?
Abigail, senin Warrenla bir ilişkin var mıydı, veya Mavi Balık'ın Yurtdaş 14 ile bir ilişkisi var mıydı?
Abigail, teve uma relação com o Warren Granger? Ou será que a Minnow Azul teve uma relação com o Cidadão 14?
- Bugün balık tutacak mıyız?
- Vai pescar hoje?
Kendi iyiliğimi düşünmeyi bırakıp Doktor Ron'un beni bir balık gibi deşmesine izin vermem gerektiğini düşünmeye başladım.
Comecei a pensar : "Talvez devesse ignorar os meus instintos e deixar o Dr. Ron esventrar-me como um peixe."
Kırmızı balığımız ve büyük büyükannenle birlikte.
E a bisavó.
Evet, daha etkili tarım ve balık avlama yöntemleri konusunda insanları eğiten.
Para ensinar aos habitantes métodos melhores de lavoura e pesca.
Michael bir çocuk. Onu o şeyin önüne oltadaki balık gibi atmayacağım.
Não vou abaná-lo à frente dessa coisa como uma minhoca no anzol.
Tabii bu da biraz sorun oluyor doktor. Çünkü çocuğumla ilgilenemeden bu şeylere bakmam mümkün değil. Belki ancak o zaman balık tutmaya zamanım olur.
É que já começa a ser um problema, Dra, porque se conseguir manter o meu filho na linha e não tiver onde enterrar esta coisa, talvez... talvez tenha bastante tempo para ir aos peixes.
- Algtan anladıgım kadarıyla, oldukça uzun bir süredir balık yemi olmuş.
- Foi comida para peixes durante um tempo.
Balık tutmayacağım. Hayır, hayır, hayır.
Não é para peixe.
Bundan sonra ağzından çıkacak olan kelime balık iskeletine... nasıl geri döneceğimiz hakkında değilse, midene yumruğu basarım.
A menos que a próxima coisa que digas sejam indicações para voltarmos levas um murro na barriga.
- Ölü balık gibi kapalı tutulmak mı?
Tratado como um pescado muerto?
Balık avlamaya mı?
- Pescar?
Balık olmaması mı?
A falta de peixes?
Bu okyanusta da balık olmadığı anlamına mı gelir? Başka bir biyopsi yapabiliriz.
- Podemos repetir a biópsia.
Bahse varım mağara adamları bile mağara fahişelerine, ilişki için fazladan balık veriyordu.
Sim. Aposto até que os Cro Magnons costumavam dar às prostitutas das cavernas, tipo, um extra peixe para pagamento.
N'palım battı balık yan gider.
Bem, perdido por cem, perdido por mil.
ben de o Darwin balığını tekrar arabanın arkasına koyduğum için İsa'nın bana kızgın olduğunu sandım.
Batia e eu pensei que Jesus estava zangado por eu pôr o peixe Darwin no carro.
Kızartacak daha büyük bir balığımız olacağını kim düşünürdü?
Quem daqui acha que ainda temos um peixe grande para fritar?
Bir evin içinde, ben, karım, üç küçük kız üç dişi köpek, iki dişi hamster, bir dişi balık var.
Lá em casa moro eu, a minha mulher, as 3 filhas 3 cadelas, 2 ratos fêmeas, 1 peixe fêmea...
Kyle ve ben balığa gittiğimiz zaman yarım düzine fıstık ezmeli ve reçelli sandviç alırdık. Ve krallara layık olduğunu düşünürdük.
Sabe, Kyle e eu costumávamos ir pescar, levávamos meia dúzia de pasta de amendoim e sanduíche de geleia e pensávamos que estávamos vivendo feito reis.
Personel toplantılarında füme balık olmayacak mı, Ari? .
Já não há salmão fumado nas reuniões de pessoal, Ari?
Balık yakalamak için solucan lazım.
Desenterram-se as minhocas para apanhar o peixe graúdo.
Biraz beluga dene. ( Havyar ve balık karışımı pahalı bir yemek, çeviren )
Prova um pouco de caviar.
- Balık tutar mısın?
- E tu pescas?
- Hı, hı. - Karım balık tutmamdan nefret ederdi.
- A minha mulher odiava.
Balık tutmaya hazır mısın?
Pronto para a pescaria?
Evet, balıkçılık yapacağım ama yakalamayacağım.
Sim, muito. Mas apanho pouca coisa.
Yine balık buğulama mı?
Outra vez peixe cozido?
Çünkü aradığım balık geceleri daha uysal oluyor. Tek yapmam gereken bu ateşin devam etmesi için burma borusu ile reçine sarılı bir odun almak. Ve 10-15 Dakika boyunca yanacak.
Já tenho aqui um buraco suficientemente grande que chega até à agua e isto deve servir.
Karides ya da balık avlamak için, meşaleyi suyun üstünde tutuyorum. Bıçağımı sarmaşıklarla, sopaya bağladım.
Fiz um filamento com um bocado de corda para usar como linha, pus aqui alguns ganchos que fiz com algum do arame do meu pára-quedas.
Bunu yapmak için çok uygun bir zaman. Çünkü aradığım balık geceleri daha uysal oluyor.
Esta é uma boa hora para fazer isto já que os peixes que eu estou à procura são muito mais dóceis de noite.
Bu hafta sonu arkadaşım Clint ile balık tutmaya gidiyorum senden önceden birşey duymazsam bir dahaki hafta konuşuruz.
Vou pescar este fim-de-semana com o meu amigo Clint, por isso, se não ouvir nada de ti até lá, falo contigo para a semana.
Bir balığım vardı, ve öldüğünde onu tuvalete attık, tekrar denize dönsün diye.
Eu tive um peixe dourado, e quando ele morreu, nós deitámo-lo pela sanita abaixo, de volta ao mar.
Buzda balık avlamak mı?
- Pescar no gelo?
Ben sadece balık malzemelerini toplamasına yardım ettim.
Tudo o que fiz foi ajudá-lo a preparar o kit de pesca.
Balık tutmaya gidiyor sandım.
Pensei que ele ia pescar.
Ve zeki geçinen ben, kız arkadaşımın arabasında sadece zulamı değil,... ayrıca tuttuğum balıkları da bıraktım.
Que génio. Deixei o equipamento no carro da minha namorada, junto com o peixe morto da minha viagem de pesca. Certo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]