Bir cinayet перевод на португальский
5,813 параллельный перевод
- Bir cinayet işlendi.
- Porquê? - Houve um homicídio.
Bir cinayet işledi bile. Biliminizin de umurunda olacağını zannetmiyorum.
Já matou uma vez, e acho que se está nas tintas para a sua ciência.
Bir cinayet işledi bile.
Já matou antes.
Ve bir cinayet soruşturmasının ortasında olduğumuzdan onun tarafından gösterilecek biraz anlayışı takdir edeceğiz. Bu saçmalık.
E já que estamos no meio de uma investigação de homicídio, alguma flexibilidade da parte dela seria muito bem-vinda.
Tamam, o bir cinayet şüphelisi. Bizim davamızda.
Ela é suspeita de assassinato, no nosso caso.
Bu turnuvayla ilgili bir cinayet mi?
Um homicídio ligado ao festival?
Bir çatalı bile zor kaldırdığını ve bir cinayet işleyemeyeceğini de.
E sabia que ele mal levantaria um garfo, muito menos cometer um assassinato.
- Belki de bu bir cinayet değildi.
- Talvez não tenha sido.
Birkaç ay önce, New York'un doğusunda gerçekleşen bir cinayet üzerinde çalışıyordum.
Alguns meses atrás, eu investiguei um homicídio, na parte leste da cidade
Küçük bir cinayet çok olasılık dışı gözükmüyor.
Mas o Adam Peer deu-se a muito trabalho para esconder a sua verdadeira identidade. Um pequeno assassinato dificilmente está fora de hipótese.
Karanlık ve gizemli bir tarikatın bağlantılı olduğu imkansız bir cinayet.
Um assassinato impossível conectado com um culto sombrio e misterioso.
Alakası, bir cinayet soruşturmasında bağlantısı olmasıdır.
A relevância é ele estar ligado a uma investigação de assassinato.
Benim siz de takıldığım nokta ise bir cinayet dedektifinin çalışanınız hakkında neden böyle sorular sorduğunu hiç merak etmemeniz.
Sabe, eu estou a ser afectado pela sua falta de curiosidade para saber porque uma Detective pergunta sobre o seu empregado.
Ayrıca bu çocuk tanıdığınız biri, çünkü başka bir cinayet davasına tanıklık ettiğini biliyorsunuz.
Com 5 milhões de dólares na sua frente. Alguém que encontraste porque já conhecias como testemunha noutro caso.
Ve son olarak, makul şüphe sayılmayacak şekilde bu olayın bir cinayet olduğunu kanıtlayabildi mi?
E por último, ele ao menos provou sob nenhuma dúvida razoável que foi cometido algum assassínio?
Bu bir cinayet soruşturması.
É uma investigação de homicídio.
Büyük bir adım tabii. Arabalara girip, tecavüz edip cinayet işlemek.
É um grande passo, porém, a arrombar carros, violar e matar.
Elimizde evinizin arkasındaki çöpte bulduğumuz üzeri kanla kaplı bir çift ayakkabı var. Ve eminim ki onları test ettiğimizde cinayet yerinde bıraktığınız ayakkabı izleriyle eşleşecektir.
Temos um par de sapatos que encontramos no lixo atrás da sua casa, com sangue e tenho a certeza de que quando os testarmos, eles vão combinar com a pegada que deixou na cena do crime.
Ortadan kaldırma işlemi için hazırlanmış bir araba bulduk ama içinde hiç cinayet silahı yoktu.
Encontramos o carro preparado para se livrar de um corpo, mas, nenhuma arma na cena.
Evet, bir şeyler onu cinayet planlamaya sevk etmiş olmalı.
Algo que o levou a planear um homicídio.
Ben kızı için cinayet işlemeyi göze almış bir babayım. Sen ise kurşun yemek için eğitilmiş bir Gizli Servis ajanısın.
Sou um homem que anseia matar pela minha filha, e você, é um Agente Secreto treinado para ser atingido.
Düşündüğün cinayet, sana bir milyona dolara patlar.
O assassinato que tem em mente vai custar-lhe um milhão de dólares.
Bak, cinayet çok yanlış bir şey tabii ama... Kardeşin ve sen o kadar parayı nasıl harcıyorsunuz?
Olha, é óbvio que homicídio é... errado, mas... como é que tu e o teu irmão gastam o dinheiro?
Aslında, o zamandan beri bir sürü cinayet mahallinde bulundu. Babanın araştırdığı bir dava dahil.
Mas por acaso, foi encontrada várias vezes, incluindo num dos casos do seu pai.
Evli bir çift aradığımızı sanıyoruz. 1994'ten beri 13 cinayet atfedebildiğimiz bir çift.
Acreditamos que andamos à procura de um casal, ao qual podemos atribuir, pelo menos, 13 mortes desde 1994.
Cinayet silahı yok. Ama başka bir kurbanımız daha var.
Sem a arma do crime, mas, parece que temos outra vítima.
Başka bir cinayet daha oldu.
Houve um novo assassinato.
Birkaç yıl önce bir çifte cinayet olayı üzerinde çalışmıştım.
Trabalhei num duplo homicídio neste quarteirão há um par de anos.
Bir dakika, sen idare binden fazla cinayet kendiniz bir yıl mı?
- Só eu. Espere lá, você trata de milhares de assassinatos por ano sozinho?
Tamam, senin bir polis olduğunu, Cinayet Masası'ndan olduğunu biliyorum.
Respeito que sejas policia, e da área criminal.
Cinayet Masası bize, bir yere girmeden önce orayı iyice ve dikkatlice araştırmamızı öğretti.
Na área criminal somos treinados para analisar, cuidadosamente um lugar antes de entrar.
Hindistan'da her 8 dakikada bir çocuk kayboluyor. Ulusal Cinayet Kayıtları Bürosu.
A cada oito minutos uma criança desaparece na Índia.
Parrish'i cinayet mahallinde gören Archie Akama adında buralı bir inşaat işçisi.
Um tipo da construção local chamado Archie Akama, que colocou o Parrish no local do homicídio.
Müvekklinizi bir üçlü cinayet hakkında sorguluyoruz.
- Não é assédio. Estamos a interrogar o seu cliente em relação a um homicídio triplo.
Cinayet suçlaması bir şirketin başını işinden edebilir, ama bu oldukça uzun bir yol.
Eu sei que incriminar o dono de uma empresa por assassinato pode causar problemas ao seu plano de negócios, mas é um longo caminho até lá chegar.
Belki cinayet hakkında okuduğunuz bir yazı ya da televizyonda gördüğünüz bir şey.
Podem ter lido um artigo, visto na televisão sobre o assassinato.
Çünkü bir ölüyle konuşacaksan, onu öldüren cinayet silahına ve katiline ihtiyacın var.
Bem, porque para o fazer, é preciso a arma do crime e... o assassino.
- Düşünsene. Bir haftada iki cinayet.
- Dois crimes numa semana.
Ben sadece söylüyorum. İki cinayet, bir ortak payda...
Só comentei duas mortes, e um denominador comum.
Anlaşmanın bir parçası olarak gizlilik sözleşmesi imzaladım ama bilmelisin ki bu adamın cinayet işleyebilitesi var ve bunu ilk elden duyuyorsun.
Assinei um acordo de confidencialidade. Mas tens de saber que este homem, é perfeitamente capaz de assassínio. Estás a ouvir de quem passou por isso.
Genç ceo iddiaya göre yerel bir spor salonunda antrenman yaparken bu akşam erken saatlerde San Fransico cinayet masası memurları tarafından tutuklandı.
O jovem director foi preso pelos inspectores da polícia esta noite, enquanto treinava no ginásio.
Üç tane üst düzey cinayet masası dedektifine mi? yoksa önüne 5 milyonluk bir çek atılmış 12 yaşındaki çocuğa mı?
Três inspectores experientes de homicídios ou um delinquente de 12 anos?
Peki, Bay Blunt'un iki cinayet soruşturmasında da şüpheli kişi olması ama her iki ölümle de ilgisi olmaması sizce de bir tesadüf değil mi?
- Então... Não acha coincidência que o Sr. Blunt, ser o principal suspeito em duas investigações, mas não estar envolvido em nenhumas das mortes?
Cinayet başka bir yerde işlenmiş.
Ela foi morta noutro sitio.
- Şöyle yapacağız. Bir polis yüzbaşısına cinayet teşebbüsünden tutuklanacaksın.
É assim que vai funcionar, vais ser preso pela tentativa de assassínio do Capitão de Polícia.
Bir federal savcı, ne diye çoktan çözülmüş yerel cinayet dosyalarına bakar?
Porque é que uma Procuradora Federal andaria a analisar um conjunto de crimes locais que já tinham sido resolvidos?
Birkaç yıl önce, yakınlarında cinayet işlenmiş bir içki dükkanını soyarken yakaladı beni.
Há uns anos atrás, ele apanhou-me a roubar uma loja de bebidas perto de onde houve um homicídio.
Yeni bir Koothrappali cinayet gizemi yemeğine hoş geldiniz.
Bem-vindos a mais um jantar de assassínio mistério clássico do Koothrappali!
Onların cinayet serileri, Carroll'un mirasına bir saygı duruşu niteliğindeydi ama Lily Gray, kendi mirasını yaratıyor.
A sua vaga de crimes tem sido um tributo ao legado de Carroll. Mas a Lily Gray está a criar o seu próprio legado.
Cinayet çok ciddi bir suçtur.
Homicídio é um crime grave.
Castle, ne oldu? Bir Ninja, cinayet silahını çaldı.
Um... ninja...
bir cinayet işlendi 18
cinayet 342
cinayet mi 95
cinayetler 19
cinayetten 20
cinayet masası 86
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53
cinayet 342
cinayet mi 95
cinayetler 19
cinayetten 20
cinayet masası 86
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53