Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bir canavar

Bir canavar перевод на португальский

3,666 параллельный перевод
Ben tehlikeli, kalpsiz bir canavarım sen de bu yüzden Mikael'ı beni öldürmek için çağırdın. - İtiraf et.
Sou um monstro perverso e sem coração, então, invocaste o Mikael para me matar.
Ben tehlikeli, kalpsiz bir canavarım sen de bu yüzden Mikael'ı beni öldürmek için çağırdın. - İtiraf et. - Bu doğru değil.
Sou um monstro perverso e sem coração, então, invocaste o Mikael para me matar.
Müvekkilin yaptıklarından dolayı ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya kalan bir canavar.
O seu cliente é um monstro que vai passar o resto da vida na prisão por aquilo que fez.
Bu adam bir canavar!
Este homem é um monstro!
Canavarı yenmenin en iyi yolu daha büyük bir canavar kullanmaktır.
Bem, a única maneira de derrotar um animal é com um animal maior.
Kocam bir canavar, David.
O meu marido é um monstro, David.
O bir canavar.
Ele é um monstro.
Vahşi bir canavar aldın yanına ve beni tımarladın ve beni şımarttın ve beni dizinin dibinde durmam için eğittin, ama bu beni köpek yavrusu yapmaz, Liv.
Apanhaste um monstro selvagem, adestraste-me mimaste-me e treinaste-me para me sentar aos teus pés, mas isso não me torna um filho, Liv.
Bu beni sadık bir canavar yapar.
Isso só me torna, um monstro muito leal.
Bende tüm bu zamanımı suçluluk duyarak geçirdim, birşeyleri bozduğumu ve bir canavar olduğumu düşünerek!
Passei todo este tempo a sentir-me culpado, a sentir-me um monstro, a sentir que eu nos destruí.
Baban bir canavar.
O teu pai é um monstro.
Güzelliğin yalnızca yüzeysel olduğunun ve hepimizin içinde bir canavar yaşadığının kanıtı.
Prova que a beleza é só superficial. E que todos nós temos uma besta cá dentro.
Güzelliğin yalnızca yüzeysel olduğunun ve hepimizin içinde bir canavar yaşadığının kanıtı.
Que prova que a beleza é só superficial. E que temos uma besta dentro de nós.
Nasıl bir canavar böyle bir şey yapar?
Que tipo de monstro faz isso?
Beni nasıl bir canavar yerine koyuyorsun?
Que tipo de monstro pensas que eu sou?
Savaş bir canavar.
A besta é a guerra!
O bir canavar, her şeyi söyler.
Ele é um monstro e diz qualquer coisa.
Ve bu bir canavar yarattı, buradan Sinaloa'ya kadar kan izi bırakan bir yaratık.
E, isso criou um monstro. Um monstro que deixou um rasto de sangue daqui até Sinaloa.
Aynı senin çocuğu vurduğun zaman gibi. Sonra seni bir canavar gibi gösterdiler.
Como daquela vez que disparaste sobre o menino e ele fez-te parecer um monstro.
Hayır, ama siz anahtarı çevirinceye kadar bir canavar da değildi.
Não, mas ele não era um monstro até vocês terem mudado de opinião.
O bir canavar.
Ela é um monstro.
Gerçekten bir canavar yaratmışsınız.
Na verdade fizeste um monstro.
Ben bir canavarım.
Sou um monstro.
Dönüşünün ilk üç gününde benimle birlikte olursa ona bir canavar doğurabileceğimi söyledim.
Disse-lhe que se tivéssemos sexo nos primeiros três dias após o seu regresso, eu carregaria um monstro.
Dönüşünün ilk üç gününde benimle birlikte olursa ona bir canavar doğurabileceğimi söyledim.
Eu disse ao Ragnar que se tivéssemos sexo nos primeiros três dias após o seu regresso, eu iria carregar um monstro.
Bir canavar değilim.
Não sou um monstro.
Burada bir canavar olduğunu söylüyorlar.
Dizem que existe Um monstro.
Buradan geçenlerin etlerini yiyen bir canavar koca bir kabileyi yutan bir canavar.
Um monstro que come a carne de qualquer um que passe Que comeu uma tribo inteira.
Bir canavar bizi öldürmeye çalıştı.
Um monstro acabou de tentar matar-nos.
Eski bir canavarın kızımdan hoşlanması gerçek olanından iyidir sanırım.
Um ex-monstro a gostar da minha filha é melhor do que um monstro a sério, penso eu.
Ne biçim bir canavar olduğunu öğrenmeyeyim diye mi?
Para eu não descobrir o monstro que ele é?
Her güçlü erkeğin arkasında güçlü, kaltak suratlı, canavar bir cadı vardır.
Atrás de um grande homem, está sempre uma grande bruxa má. JASON FIGUEROA PARA SENADOR DE NOVA IORQUE
İşimden edildim ve bu korkunç insanlar tarafından kilit altına alındım. Benim bir çeşit canavar olduğumu düşünüyorlar.
Fui levada do meu trabalho e presa por aquelas pessoas horríveis, que pensam que sou uma espécie de monstro.
En iyi doktorun salak bir kokain canavarı çıktı.
O teu médico prodígio revelou-se um viciado em cocaína.
O bir balina değil canavar.
Isso não é uma baleia. Isso é um monstro.
O kindar ve aç gözlü bir güç canavarı. Benden daha çok Başkanlığı... -... önemseyen kendisiydi.
Ela é um monstro vingativo e sedento por poder, que se importa mais com a Presidência do que comigo.
- Şunlara bir baksana, canavar bunlar.
- Olha para elas. São monstros.
Rahmindeki canavarı kurtarmanın bir yolu yok.
Não há como salvar essa atrocidade que cresce no teu útero.
Belki de canavar tarafının altında bir yerlerde olabilir ama canavar tarafı çok daha ağır basıyor.
Talvez ele ainda lá esteja, por baixo daquela loucura, mas, a loucura é uma camada bastante espessa.
Arkadaşını kurtarıp ömür boyu o canavar olmadan yaşayabilmek için ödemen gereken sadece küçük bir bedel.
Um pequeno preço a pagar para curar o teu amigo, e viver uma vida livre de um monstro.
Bana bir daha ters düşersen bütün dünya "Alyona Smertelnaya Sterva" adlı canavarın nerede olduğunu öğrenir. Nam-ı diğer ;
Se me trair outra vez, toda a gente saberá onde está o monstro conhecido por "Alyona Smertelnaya Sterva"...
Altın kalpli bir kanun kaçağını ya da iş işten geçene kadar kimsenin dinlemediği bir bilim adamının canavar hikayesini.
Os filmes do Oeste sobre o fora de lei de bom coração ou o filme do monstro sobre cientistas a quem ninguém ouve até ser tarde demais.
Evet, sarhoşlar canavar gibidir fakat bizim canavarımız hasta, acı çeken bir alkolikti.
Sim, os bêbados são monstros, mas o nosso monstro era um doente alcoólico que sofria.
Fakat bizim canavarımız hasta, acı çeken bir alkolikti
Mas o nosso monstro tinha a doença do alcool.
Çünkü canavar olmasının yanında Sam Russell eşsiz bir hekırdır.
Porque além de ser um monstro, o Sam Russell é um "pirata" informático extraordinário.
Sadece canavar kısmında da değil, başka bir şeyden.
E não é só a parte do monstro, há mais qualquer coisa.
Tori, eğer senin canavar olduğunu bilmiyorlarsa o zaman canavarları da bilmiyorlardır. O zaman belki de bunun canavarlarla bir ilgisi yoktur.
Tori, se eles não sabem que és um monstro e não sabem sobre os monstros, talvez isto não tenha nada a ver.
Size Canavar hakkında bir şeyler anlatabiliriz.
Podemos-vos contar uma coisa ou outra acerca d'A Besta.
"Evet, Canavar'la bir uçurumda kavga ettim."
Sim. "Lutei contra A Besta num penhasco."
"Canavar'la bir bataklıkta kavga ettim."
"Lutei contra A Besta num pântano."
"Bir defasında da Canavar'la bir gece kulübünün tuvaletinde kavga ettim."
"Uma vez lutei contra A Besta nas casas de banho de um clube nocturno."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]