Bu da senin için перевод на португальский
742 параллельный перевод
- Bu da senin için, Pierre.
- E esta é para si, Pierre.
Babamın adı Antonio Andolini'ydi ve bu da senin için!
O meu pai chamava-se Antonio Andolini e isto é para si!
Bu da senin için yeni bir şey değil.
Isso não é nada de novo para ti.
Bu da senin için.
E este é para ti.
Bu senin için, bu da senin için... ve bu da benim için.
Isto é para ti, isto é para ti... e isto é para mim.
- Bu da senin için bir anahtar.
- Isso é uma chave para ti.
Bu da senin için.
E este, para ti.
Pekâlâ, Black Bart, bu da senin için.
Black Bart, agora vais levar o que mereces.
Bu senin kurtuluşun için, ve onun da.
Vai significar a tua salvação, e a dele.
Nedir acaba bu? Bana birçok şey verdin. Ama bunların senin için hiçbir anlamı yoktu.
Claro, você me dá coisas, mas são insignificantes pra você!
Batıda daha iyisini bulamazsın. Onlar bir kaç gün içinde senin için Los Angeles'dan gelene kadar bu seni incitmez.
Não achará que é a melhor no Oeste, mas não lhe fará mal ficar lá uns dias, até virem buscá-lo de L.A.
Annene defalarca söyledim bu sokaklar senin yaşındaki bir kız için uygun değil.
Já disse à tua mãe... que esta rua, não é para jovens da tua idade.
Bir doğruluk varsa bu söylenenlerde ; ki senin için var Macbeth, Neden sana dedikleri çıksın da, bana dedikleri çıkmasın... ve beni umuda kaptırmasın?
Se delas vem a verdade, como brilharam as palavras sobre ti... pois, pela verdade a seu respeito, não podem elas ser meu oráculo... também para acender minhas esperanças?
Belki bu bir strateji, Albay ve belki ben anlamıyorum ama senin bu gece yapacakların için bana ihtiyacın yok.
Pode ser parte da estratégia, coronel, e pode ser que não entenda. Mas não precisa de mim para o que vai fazer esta noite.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
Sou muito velho para me ter ilusões sobre a perseverança das mulheres ou para me preocupar com isso. Mas se as suas intrigas ameaçarem os meus planos, isso é outra história.
Bu civardan hiç kimse senin için agit falan da yakmaz.
Ninguém nas redondezas se importaria com a tua morte.
Bence başına gelen bütün bu şeylerle... senin için önemli olan tanıştığın tüm insanlarla... ya bir parça ölüyorsun ya da bir parça doğuyorsun.
Acho que com cada coisa que te acontece, com cada pessoa que conheces e que é importante para ti, morres um pouco ou nasces um pouco.
Senin hayatın bu. Ve senin için doğru olan da bu.
É toda a tua vida e é aquilo de que precisas.
Olmayacak da, senin için çıldırıyorum, bu yüzden asla başkasına bakamam.
Sou tão louca por si, nunca olharia para mais ninguém.
- İyi ki geldin. Karın buraya geldiğinden beri bu Kongo Kazanovası onun peşindeydi. Senin keyfini kaçırmamak için onu elinden geldiğince uzak tutmayı denedi.
Este reles conquistador anda atrás da sua mulher desde que chegaram, e ela tem sido forte para o evitar e nâo Ihe contar, estragando a viagem.
Erkek ve dişiyi yaratan Doğurganlık Tanrıları, senin kalbini yumuşatmak için bu gece kurbanımız olsun, hatta yağmurlar gönderdiğin yer, zenginlikle yumuşasın.
Oh deuses da fertilidade! Macho e fêmea de toda a criação! Deixe que o sacrifício desta noite, amacie o seu coração.
Tabii... bu senin için büyük fedakarlık demek.
Claro... que isto significaria um grande sacrifício da tua parte.
Ben senin için bu kadar umutlu değilim. Ben harika bir kadın olmak istemiyorum da ondan.
- Eu não quero ser uma grande mulher.
Bu evden, Celia'dan uzaklaşmak, bu evin senin için tuttuğu mutsuz bütün anılardan uzaklaşmak.
Ficar longe desta casa, da Célia, de todas as memórias infelizes que esta casa te impõe.
Bu senin için. Sabâ ülkesinden.
Para você da terra de Sabá.
Bütün bu verdiğin nimetler ve cömertlik için sana şükürler olsun Tanrım. Senin inayetine layık kıl bizi.
Graças Senhor, Pai amado fonte de toda a bondade, por sua generosidade faça-nos dignos da sua bênção, amem.
Korkarım bu buluşma için senin kalmanı isteyemeyeceğim, ama seninle konuşmak bir zevkti.
Infelizmente não posso pedir para que fiques nessa reunião, mas estava a gostar da nossa conversa.
İnci bir kolye maymun için ne kadar değerliyse bu tablolar da senin için o kadar değerli.
Um quadro para ti vale tanto como um colar de pérolas para um macaco.
Sen ve senin sınıfın, demin dediğin gibi boyun eğdiniz... çünkü bu ülkenin dini sizin için bir şey ifade etmiyor.
Vós e os da vossa classe desististes, como dizeis e muito bem, porque a religião deste país nada significa para vós.
Bu iki dünyalı kadının hayatı için sen ve senin hayatın.
Tu e a tua vida, pelas vidas destas duas mulheres da Terra.
Bu senin için değil. Pierre'e benim için biraz çikolata al.
Com isto, compre bombons ao Pierre da minha parte.
Bu savaş seni memnun etmek için başlatılmadı. Ve bu ordunun da senin için var olmadığından emin olabilirsin.
Esta guerra não se iniciou para a sua satisfação privada e pode ter a certeza de que este Exército também não está a ser comandado para a sua conveniência pessoal.
Vulcanlı olmak senin için bu kadar önemliyse, o halde orada kal, Yıldız Filosu ve Vulcan felsefesinin kurallarından ve yönetmeliklerden bahsederek, babanın ölmesine izin ver. Ve bunun için hayatımın sonuna kadar senden nefret edeceğim.
Se ser Vulcano é mais importante para ti, então vais lá estar, de pé, a citar regras e regulamentos da Frota Estelar e filosofia vulcana, e deixares o teu pai morrer, e... eu odiar-te-ei para resto da minha vida.
Vulcanlı olmak senin için bu kadar önemliyse, o halde orada kal, Yıldız Filosu ve Vulcan felsefesinin kurallarından ve yönetmeliklerden bahsederek, babanın ölmesine izin ver.
Se ser vulcano é mais importante para ti, podes ficar aí, a falar de regras e regulamentos da Frota e da filosofia vulcana, e deixar que o teu pai morra.
Mathmos senin masumiyetinden korunmak için bu köpüğü yarattı. Bu çok güzel.
O "mathmos" criou a bolha para se proteger da tua inocência.
Veya senin belirli kalıba uygun ölmen için bu kadarı yeterli oluyor.
Ou talvez só precisem disto para completar o padrão da nossa morte.
Kendi çıkarım için uğraş verdim, sonucuna da uymak zorundayım. Bunu asla kabul etmeyeceksin, ama bu senin yapmış olduğun bir şey, sen bedenime duyduğun aşk için bunu yaptın.
Ainda que você nunca reconhecerá... que, se alguma coisa fez, para mim... o fez só por amor ao meu corpo.
Bir yandan senin için de üzülüyorum çünkü biliyorum ki, bu ormandan kaçış yok.
Mas a senhora dá-me pena... pois sei que não há saída aqui nesta floresta.
Bu senin için iyi bir şans olmalı.
Isso dá-lhe um tempo.
Ama... Tam da polis peşindeyken bu olay, senin için, bulunmaz bir fırsattı böylece kendini ölmüş gibi gösterebildin!
Mas... a polícia estava atrás de ti por tráfico de ópio... o naufrágio deu-te uma excelente oportunidade... para fingir a tua própria morte!
Bu senin için, bu da benim için.
Esta é para ti e esta é para mim.
Senin için biraz elma aldım... ve peltesi çıkmış gibisin, bu yüzden biraz da bal aldım.
Trouxe maçãs para si. E como está sem geleia, trouxe-lhe um pouco de mel.
Senin için? - Bu da kim?
- Quem é este?
Fransa ve Yugoslavya'da yaşamış senin gibi biri için bu garip değil mi?
Não é estranho alguém como você... passar muitos anos na França e na Iugoslávia?
Bu Gineli, senin gibi kızları kahvaltı için yiyor!
Este homem da Guiné come raparigas frescas como tu ao pequeno almoço.
25 dolar tarla ilaçlamak için, ama senin tarlan yok çünkü sen çiftçi değilsin bu da demektir ki sen fakir değilsin ve bence sen bir sapıksın!
25 dòIares p'ra fumigar um campo, mas nâo tem nenhum, porque nâo è agricultor, o que significa que nâo è pobre e acho que è um pervertido!
Frank, senin, Nola'nın ve bu tatlı çocuğun aynı kalp acılarını yaşadığınızı düşünüyorum da ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.
Talvez nunca tenha admitido que entre nós tudo havia terminado. Ah, Frank, quando penso em ti, na Nola... e nesta linda menina tendo que sofrer o mesmo que nós sofremos... dá-me vontade de chorar.
Peki senin seçtiğin bu kadın da... senin için aynı şeyleri hissediyor mu?
E ela, a tua escolhida, sente o mesmo por ti?
Oh, Tanrım... ışığın oğlunu yok etmek için onu arayanı... ve Karanlıklar Prensini yok etmek için... kutsal amaçta kullanılacak olan... ve senin tarafından bize gönderilen... bu yedi hançeri kutsa.
Ó, Senhor, abençoe estes sete punhais sagrados de Megiddo, que nos foram retornados por sua graça, para que sirvam seu propósito sagrado, e destruam o Príncipe da Escuridão, na sua tentativa de destruir a criança da luz.
Parmak izlerini aldığımız anda, bu bölgedeki tüm araba çalma vakalarında senin için aylar öncesini de kapsayan araştırmalar yapacağız ve bu da çok fazla araba demek!
Assim que tivermos sua impressão, vamos fazer vc pagar por cada roubo de carro feitos neste bairro, de toda sua história, durante meses - e são vários carros!
Bu çiçekler senin için, Tracy'den geliyor.
Flores da Tracy.
bu da ne 2329
bu da senin 34
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu daha kötü 16
bu da demek oluyor ki 33
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384
bu da senin 34
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu daha kötü 16
bu da demek oluyor ki 33
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384