Bu senin görevin перевод на португальский
212 параллельный перевод
Bu senin görevin.
É aí que tu entras.
Bu senin görevin.
É o teu trabalho.
Bu senin görevin olmalı, değil mi koca adam.
Isso já é contigo. Não é, meu caro?
Bir subay olarak bu senin görevin Colby.
É seu dever de oficial, Colby.
Bu senin görevin.
É o teu trabalho!
Bu senin görevin.
É o vosso dever.
Bu senin görevin değil mi, Nobby?
Não é o teu serviço, Nobby?
Bu senin görevin!
És um Sargento. É o teu dever.
Çünkü bu senin görevin.
- Porque é o teu género. - O quê?
Evet, bu senin görevin.
Sim, é o teu género de atitude.
Bir ninja olarak bu senin görevin.
É o teu dever, como ninja.
Bir görevde olduğumuzu hatırlatırım. Bu senin görevin!
Lembro-te que temos uma missão Este é o teu compromisso!
Bu senin görevin olsun.
Quem o substitui é assunto seu.
Sev sevme bu senin görevin.
Chegue a qualquer conclusão que quiser, mas é só.
Bu senin görevin gerizekalı.
Isso é a tua função, idiota.
- Bu senin görevin değil.
- Não é seu trabalho.
Bu senin görevin.
É o teu papel.
- Bu senin görevin değil. - Ne zaman görevimi tamamlamadım?
Vamos reunir com o L.T. Passo rápido.
- Bu iş senin görevin, biliyorsun.
- Mostra-lhe que és tu que mandas.
Bu, senin ilk görevin olacak.
Esta será sua primeira tarefa.
Bu daha çok senin görevin.
Esse é seu trabalho.
Hal, bu görevin belki de en büyük sorumluluğu senin üzerinde.
Hal, tens uma responsabilidade enorme nesta missão talvez a maior responsabilidade de que qualquer outro elemento.
senin görevin burada biter gibi Peki, Albay Pembroke, bu görünüyor. Kendi adına konuş.
Escuta atentamente, Pembroke a tua missão terminou aqui.
İyi bak Arthur..... çünkü senin kutsal görevin bu kaseyi aramak.
Observa-o bem, Artur... pois é tens a missão sagrada de encontrar este Cálice.
- Şey Efendim... Bir memur olarak senin görevin bu yuvayı korumak.
Sua obrigação como policial é proteger este refúgio.
Bu senin görevin.
Esse é o teu departamento.
Senin görevin bu. Biliyorum burada yenisin ama bu günden itibaren bilmelisin ki...
Sei que é novo aqui, mas já devia saber.
Bu gece senin görevin ne çocuk?
Qual é a tua tarefa esta noite aqui, rapaz?
- Pislik biri olmakta senin görevin değil.Ama bu seni durduruyor görünmüyor.
Também não é seu trabalho ser um cachorro, mas isto não o está detendo!
Bu Nestor olarak senin ilk görevin bu yüzden belki de sana bu mahkemeye hitap etme hakkın olmadığını belirtmek zorundayım.
É a primeira vez que age como nestor, por isso, devo explicar que não tem autoridade para se dirigir ao tribunal.
Bu görüşmelere katılmak senin görevin.
Estas negociações são suas.
Sana göre, şayet insanlarımı dövüşmeden senin ellerine teslim edersem bu senin ilk gerçek görevin olacak.
Se acha que lhe vou entregar os meus homens sem dar luta, então, deve ser mesmo a sua primeira missão.
Bu senin Dominyon dışındaki ilk görevin değil, değil mi?
Não é a sua primeira missão fora do Dominion, pois não?
Bu görevin, senin çalışma yeteneğini aşmadığını biliyordum.
Sabia que esta tarefa não iria exceder suas capacidades operacionais.
Bu huhuk firmasına dair bilgi yaymak senin görevin değil.
Não te cabe dar quaisquer informações relativamente a esta firma.
Ben yokken senin görevin ; işte bu.
Essa é a tua missão.
Senin görevin bu.
É esse o teu trabalho.
Onu bu işten ve tehlikeden uzak tutmak senin görevin.
Tem de o afastar doutros agentes e do perigo. Entendido?
Bundan sonra bu senin görevin olacak.
De agora em diante, esta será a tua tarefa.
Senin görevin bu salondaki bütün koltuklara bilet satmak.
O teu trabalho é assegurar que vendemos todos os lugares nesta casa.
Senin görevin bu bebek, biz ve sahip olacağımız ailemiz.
A tua missao e este bebe nos os dois, e o nosso potencial como familia.
Bu senin son görevin mi paralı asker?
Esta é sua última missão como mercenário?
... gibi görüyorsun, bir ceset gibi, çünkü bu senin işin, görevin.
Como um cadáver. Porque é a sua função, o seu dever.
Senin esas görevin başkası yapmadan bu işi bitirmek.
O que te diz respeito é acabar este trabalho antes que determinada pessoa abra a boca.
Anladığıma göre, bu senin ilk önemli görevin olacak.
Sei que esta vai ser a tua primeira missão secreta.
Bu görevin planlanması senin işin değil, 494.
Não estás a chefiar esta missão, 494.
Bu senin ilk görevin.
Esta e a sua primeira missao.
Senin görevin bu.
Mais nada.
Senin görevin bu, değil mi?
É a tua função, não é?
Bu senin bir numaralı görevin.
Essa é a tua principal prioridade.
Senin görevin Bilgi-Kürenin içine sızmak ve bu kuantum etkili bombayı yerleştirerek onları dönüşü olmayan bir alternatif evrene göndermek.
A sua missão é infiltrares-te na Info-Esfera, e colocar esta bomba quântica, explodindo-os para um universo paralelo, de onde não há retorno.
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26