Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Büyük bir ev

Büyük bir ev перевод на португальский

372 параллельный перевод
Bu büyük bir ev.
É uma casa grande.
Theresa Teyze, büyük bir eviniz var. Bu koca ev, sadece seninle Marty için.
A senhora e Marty moram sozinhos nesta casa imensa.
Tek başına bunun kadar büyük bir ev istemezsin.
Não vai querer uma casa grande como esta, só para si...
Arkada büyük bir ev, dedi.
- Em uma grande casa, lá adiante.
Hani ağaçlıklı bir yolu olan kırmızı tuğladan büyük bir ev.
Numa casa grande com tijolos vermelhos e com uma estrada com uma biforcação.
Ben İspanya'nın güneyine, Endülüs'e gidip büyük bir ev alacağım. Birinci baskı kitaplarla dolu bir kütüphanem ve ayakkabı odam olacak.
Vou para a Andaluzia, no sul de Espanha, e compro uma casa com biblioteca com 1 as. edições e sala para sapatos.
- Yeteri kadar büyük bir ev bulacağım.
Vou procurar uma casa maior
Daha büyük bir ev mi inşa ediliyor?
São de quê? Ele vai construir uma casa maior?
Sonra Lucy için daha büyük bir ev alabilirim.
Então poderei comprar uma casa maior para Lucy.
Şundan eminim ki bir yerden daha büyük bir ev almak zorunda kalacağız.
Uma coisa é certa. Vamos ter que arranjar uma casa maior.
Ne büyük bir ev.
Que casa tão grande.
Büyük bir ev yaptıracak kadar, param vardı ama ben, nasıl olduğunu anlayamadan kötü bir kaderin kurbanı oldum!
Poderíamos até tocar a lua do telhado. Mas um destino cruel veio ao meu encontro.
Köye taşınalım. Çocukların oynayabileceği geniş arazileri olan büyük bir ev alırız.
Vamos para o Interior podemos comprar uma casa, com um quintal para as crianças.
Ahşap büyük bir ev.
Numa casa grande de madeira.
Ahşap büyük bir ev.
Uma grande casa de madeira.
Burası büyük bir ev, değil mi?
Esta casa é enorme, não é?
Sahilde büyük bir ev almak.
E comprar uma grande casa na praia.
Bir gelirimiz daha olacağına göre daha büyük bir ev bakalım.
Agora que vamos ter mais um salário adoraria procurar uma casa maior.
Bekar bir insan için çok büyük bir ev.
É uma casa grande só para uma pessoa.
Vernon Lodge, Büyük bir ev, Zengin bir adam.
E um homem muito rico.
Burası büyük bir ev.
Bem, a casa é grande.
Oh, ne kadar büyük bir ev.
Oh! Que casa grande!
Ve Mısır'da büyük bir yakarış oldu : Ölüsüz bir ev olmasın diye.
E houve um grande desespero no Egito, pois não havia sequer um lar sem um morto.
Bir ev kadar büyük olmalı.
Olhem para o tamanho da coisa. Deve ser grande como uma casa.
Yeleğindeki küllerin ardında bir ev kadar büyük bir kalbin olduğunu biliyordum.
Sabia que tinha um coração como uma catedral.
Büyük bir ev. İyi geceler efendim.
Boa noite, senhor.
Bir ev kadar büyük.
Grande como a casa.
Ev çok büyük değil ama yine de bir çiftlikdi.
A casa não é grande coisa, mas é terra de primeira para gado.
Çimenliğin ötesinde, büyük gri bir ahşap ev vardı sundurması ve küçük bir bahçeye bakan balkonu vardı hemen yanında da içinde eski el arabaları sıralanmış bir ahır.
Em frente, uma velha casa cinzenta grande, com um alpendre, persianas e varanda, um pequeno jardim e ao lado uma estrebaria com carroças antigas lá dentro.
Ev kadar büyük bir kalbi ve bezelye kadar küçük bir beyni vardı.
Tinha um coração enorme e um cérebro do tamanho de uma ervilha.
Evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki kendini bizden say... kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın...
considera-te parte da mobília não temos muito p'ra dar mas o que temos partilhamos aqui ninguém é mais do que o outro mas há sempre chá p'ra todos e tem o rolo da massa à mão quando o senhorio aparecer considera-te um amigo não queremos confusão já pensámos e podemos afirmar considera-te um de nós. considera-te em casa considera-te da família simpatizámos tanto contigo que se vê que nos vamos entender
kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanımız kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki artık kendini... artık kendini bizden say!
considera-te em casa considera-te da família simpatizámos tanto contigo que se vê que nos vamos entender considera-te instalado como parte da mobília não temos muito p'ra dar mas o que temos partilhamos aqui ninguém é mais do que o outro mas há sempre chá p'ra todos e tem o rolo da massa à mão quando o senhorio aparecer considera-te um amigo não queremos confusão já pensámos e podemos afirmar considera-te... considera-te um de nós!
Eşim büyük bir ev alma konusunda beni kandırdı.
Minha mulher acabou de dizer que quer uma casa maior.
Büyük, yüksek bir ev yapardım...
Eu construiria Uma casa grande e alta
Modern Britanya'da, büyük bir liderin önderliğinde Britanya ev kadınları harekete geçiyor.
Na Grã-Bretanha moderna, unida sob um grande líder são as donas de casa britânicas que fazem mexer as coisas.
Başçavuş Urdoch düşmana büyük miktarda para, iyi bir ev ve sürekli bir iş vererek onları sahte bir güven duygusu ile uyutacak.
Eis o método. Urdoch irá sossegar o inimigo com uma falsa sensação de segurança, dando-lhes grandes quantias de dinheiro, uma boa casa e um trabalho estável.
bize bir ev inşa etmek için gerekli ahşabı almak için. Çiftlik atlarımız olan Pet ve Patty, babamın çayırdaki otları kırpmak için ihtiyacı olan sabanı çekecek kadar büyük değillerdi. Onlardan ayrılmak üzücü olsa da, babam onları Bay Hanson'a bir çift öküz için sattı.
O Pat e a Patty, os nossos cavalos, não eram muito fortes para puxar o arado e alisar a terra, e por muito que pedíssemos que não o fizesse o pai trocou-os por um par de bois com o Sr. Hanson.
Bana böyle büyük, eski bir ev bulmana sevindim.
Fico feliz por ter encontrado uma casa grande e velha para mim.
Bir ev, büyük ve eski, Saat birde dinamitlendi,
P'ra demolir uma casa velha, Dinamite foi explodida.
Kenneth, bu gerçekten büyük bir sürpriz oldu! bana adanın zarif ev sahibi olduğundan bahsettiğinde Daphne Castle olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti!
Kenneth, quando você disse que a proprietária deste hotel era uma velhinha, nunca pensei que era o castelo da Daphne.
Ev kadar büyük bir tane yeter.
Vou mudar para uma do tamanho de uma casa
Bence tek çıkar yol senin arkasında küçük şirin bir ev taşıyan daha büyük bir kamyon alman. İki kişilik.
Só resultaria se comprasses um camião maior com um apartamento confortável atrás, para nós dois.
Bir şeyi düzeltmem gerekiyor. Sana göre bu ev büyük, fakat bunun poposu...
Achas a casa grande, mas o rabo dela...
Büyük beyaz bir ev. Harika bir yer.
É uma casa branca e grande.
Benimki bir ev kadar büyük. "
A minha é enorme. "
Amerika büyük, lüks bir ev diye düşünüyorum... ve bizler Doberman pençeleriyiz.
Acho que a América é como uma grande e luxuosa casa, e nós somos os dobermans.
Sorunu benimle görüştükten sonra ev halkını ilgilendiren bir meselede,... bir dedektife başvurmanın büyük bir aptallık olduğunu anladı.
Após uma conversa entre ambos, " entendeu ser absurdo contratar um detective neste caso.
Büyük bir ev.
É uma casa grande.
Daha büyük bir ev? Hayır.
Não.
Bakalım, belki bu büyük ev bir ayakkabı satıcısınındır.
Talvez esta casa enorme seja de um vendedor de sapatos.
Büyük, beyaz mermerden ışıklarla kaplı bir ev görmüş.
Era uma casa enorme de mármore branco, com muita luz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]