Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ C ] / Canavar mı

Canavar mı перевод на португальский

1,636 параллельный перевод
- Yeşil canavar mı? Ejderha mı demek istedin?
Queres dizer um dragão.
Canavar mı var?
Mais hostilidade?
Canavar mı?
Um monstro?
Canavar mı, Dickie?
Um monstro, Dickie?
Bir canavar mı?
Um monstro?
Bir canavar mı, Fred?
Monstros, Fred?
Canavar mı?
Monstro?
- Canavar Vanessa sınırlarımı zorluyor.
- Aquela monstrinha da Vanessa está a deixar-me irritada.
Küçük canavarı Brooke da yatıya kalması için bıraktım bu gece evde sadece ben ve Nathan olacağız.
Acabei de deixar o monstrinho em casa da Brooke para a dormida e sou apenas eu e o Nathan hoje.
- Bu çevredeydim düşündüm ki sen küçük canavarımızı kapmadan bir beş dakikalığına baba-kız birlikte barış görüşmeleri yapmayı deneyebiliriz.
- Estava por perto e pensei numa aproximação pai filha antes que a viesses buscar.
Bu arada Hank, bu lanet canavarı içime soktuğun için sana da koyayım!
- Obrigada por terem vindo. - Claro. A propósito, Hank, maldito sejas por me meteres um monstro no estâmago.
Seni uyarmalıyım, canavarın inine gidecek ve her an tehlikeyle yüz yüze olacağız.
Tenho de te avisar! Vamos para a toca da besta. Perigo em todas as esquinas!
Sarı canavarı üzerime salsan da, gözlerimi yuvalarından söksen de, iç organlarımı çıkarsan, bacaklarımı ve dilimi koparsan da... o kapıyı asla açmayacağım!
Solta a besta amarela. Arranca-me os olhos. Esventra-me, corta-me as pernas e a língua, mas jamais abrirei essa porta.
İnşallah hayatımızın geri kalanı boyunca canavarı tatmaya devam ederiz!
Oxalá saboreemos a besta juntos para o resto das nossas vidas!
Ben bir canavarım!
Sou um monstro!
Karanlıkta canavar avlamayı bıraktım.
Já não persigo monstros no escuro.
Zamanım yoktu. Bir canavar arkamdan koşuyordu.
Não, pois tinha um louco me perseguindo.
Canavar beyin yıkanması mı istiyor?
O monstro quer uma lavagem ao cérebro?
Şimdi Igor'u küçülteceğim ve canavarını çalacağım.
Agora vou encolher o Igor e roubar-lhe o monstro.
Canavarımı aktris yaptın!
Tornaste o meu monstro numa actriz!
Şuan kafamda Igor ve canavarını canlandırdım, kesin ölümcül dövüş manevralarını planlıyorlardır.
Já estou a ver o Igor e o seu monstro neste momento, a prepararem as suas mortais tácticas de combate.
Şeytani Bilimler Panayırına senin canavarınla katılacağım ve kazanacağım.
Entro na Feira de Ciência Maléfica com o teu monstro e ganho.
Sonra canavarı Krala saldırtacağım.
Viro o monstro contra o Rei.
Canavarım.
O monstro.
Bu canavar Sloth'a mı benziyor?
- Aquilo era parecido com o Sloth?
- Canavar, tatlım.
- É a fera, minha querida.
- Canavarı nereye koyayım?
- Onde devo meter o monstro?
- Ve oraya B-52'lerle "halı bombası" gönderip köktencileştirmeyi ılımlaştırma adına ülkenin tüm sivil bölgelerini bombalatmanız, Amerikan karşıtı bir fikir birliğinin oluşmasına ve akabinde Khmer Rouge adında bir canavarın meydana gelip sivil bir savaşın ve soykırımın başlamasına...
E enviando B-52s para bombardear o país, exterminando áreas inteiras de civís, acabou radicalizando quem eram moderado, os unindo em um sentimento anti-americano e criando um monstro chamado Khmer Vermelho que os levaria à guerra civil...
Adını da "Sağlık Canavarı" koyalım.
Chamem-lhe "Monstro da Saúde".
Bir çeşit canavar sanırım ya da onun gibi bir şey.
Ela parece um tipo de monstro.
Ama bizim canavarımız.
Mas é o nosso monstro.
Ben bir canavarım
Sou o monstro
Ben bir canavarım.
Vou apanhar-te.
Scylla altı kafalı bir canavar ve altı askerin feda edilmesi lazım.
Na Odisseia, Cila é um monstro de seis cabeças que exige o sacrifício de seis soldados para a passagem.
Kimmiş canavar? - Siz hâlâ burada mısınız?
- O que ainda estás a fazer aqui?
Önce bir kız gibi davrandım, sonra bana canavar dedin ve sonra bir şey kırdın.
Que me comportei como uma prostituta, e me chamará de asquerosa... e depois partirá alguma coisa.
Tanrım, ne kadar da büyük bir canavar!
E c'um catano, que grande mostrengo!
Sence canavar Sid'i bulacak mı?
Acha que a fera vai encontrar o Sid?
İşte oradaydım, sırtım duvara dayalı, kaçacak yer yok kayıtsızlık bıçağının kenarına tünemiş Büyük Beyaz Canavar'ın gözlerinin içine bakıyordum.
Lá estava eu, de mãos atadas, sem saída, sobre o fio da navalha do esquecimento, encarando os olhos da Grande Fera Branca.
Bilemiyorum, küçükken yatağımın altında canavar olduğunu düşünürdüm.
Confesso que quando era pequenina tinha muito medo de um monstro que eu pensava, se escondia, debaixo da minha cama.
Beni hayatım boyunca asıl rahatsız edecek şey, o canavarın serbest kalması.
Não suporto a ideia daquele monstro se safar.
Canavarının gerçek olduğunu varsayalım.
Supondo que o monstro é verdadeiro.
Canavarı mı?
Um monstro?
Tanrım, şimdi tam da bir canavar filmi görmeye ihtiyacımız vardı.
Bolas, é mesmo o que precisávamos, ver um filme de monstros.
Görelim bakalım, canavarı nasıl hallediyorlar.
Vamos ver como eles apanham o monstro.
Erkek arkadaşımı öldürdün canavar!
Mataste o meu namorado, seu monstro!
Ben bir canavarım, yardım edin.
Sou um monstro.
Şimdi anladım, onu bir canavar gibi lanse edeceksiniz.
- Já estou a ver. Quer fazer dele um monstro.
Ben bir canavarım.
Sou um monstro.
Ben pizza canavarıyım!
Sou o monstro da pizza!
Kardeşini canavarın kucağına mı göndereceksin?
Eras capaz de enviar a tua irmã para enfrentar o monstro?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]