Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ C ] / Canlı mı

Canlı mı перевод на португальский

2,673 параллельный перевод
- Canlı mı ölü mü yakalayacağız?
Capturar ou matar?
Oraya canlı olarak bağlanıp Jeremy Thompson'la konuşalım.
Vamos para lá em directo e falar com o Jeremy Thompson.
Onu canlı getireceğim. Onu tutarım. Kafasına mermiyi sen sıkarsın.
Vou trazê-lo vivo, e vou segurá-lo... para que possas enfiar-lhe uma bala na cabeça.
Bu hikayenin anlamadığım tek yanı, o fahişeyi canlı bırakmanızın nedeni.
A parte da história que eu não entendo, porquê é que vocês deixaram a prostituta com vida.
Bugün tepki olarak, Rusya Tarım Bakanı, basın toplantısında canlı yayında hamburger yiyerek Sığır Eti Test Cihazı reklamlarının resmi olarak kaldırılacağını duyurdu.
Em resposta, o ministro russo da alimentação e agricultura comeu um hambúrguer ao vivo na TV, durante uma conferência de imprensa na qual anunciou um repúdio nacional sobre a campanha.
Sinir sistemini hala canlıymış gibi kandırabiliriz sanırım.
Acho que podemos levar o sistema nervoso a pensar que ainda está vivo.
Dışarıda canlı kaldınız mı bir emin olalım.
Certifiquem-se de que se mantêm hidratados.
Canlı olan her şeyle tek bağlantım oydu.
Ela era a minha única ligação com o mundo dos vivos.
Kolumu beline doladım, dedi ki, pek bir tez canlıymışsın delikanlı.
Rodeei-lhe a cintura E ela pediu menos pressa
Medeniyet olarak aslında doğal canlılar olduğumuzu ve doğayla çok derin ilişkilerimizle bağlantılarımız olduğunu unutuyoruz.
Nós, enquanto cultura, esquecemos que somos organismos naturais e que temos uma ligação e um contacto muito profundos com a natureza.
Canlı yayınlanacak finalimizden önce dört yarışmacımızı, kendi kendilerine antrenman yapmaları için evlerine gönderiyoruz. Ama bundan önce, önceki sezon yarışmacılarımızdan bazılarına sürprizimiz olacak.
Enquanto mandamos estes quatro treinar sozinhos antes da nossa grande final alguns dos finalistas das séries anteriores vão ter uma pequena surpresa.
Ona canlı ihtiyacımız var. En kısa zamanda onu bulmalıyız.
Precisamos dela viva e o mais rápido possível.
Oyun canlısıyım.
Sou excêntrico.
- Seni canlı gördüğüme şaşırdım.
Estou admirado em ver-te com vida.
Tarım alanları veya canlı hayvanlara yakın mıydınız?
Você passou perto de qualquer gado? Agricultura?
Sözü daha fazla uzatmayacağım, Dan Geraldo Chiquito'dan canlı bağlanacak.
Dan Geraldo não deverá tardar, espero eu, a juntar-se a nós em direto de Chiquito.
Eğer burdan canlı çıkarsak, hatırlatta ağzına sıçayım senin.
Se sobrevivermos a isto, lembra-me de matar-te depois.
Canlı kanıtıyım.
Sou a prova disso.
Ama iyi ki kazağı giymedim, çünkü oraya vardığımda havaalanından doğruca BBC'deki bir canlı yayına yetişmek zorunda kaldım.
Tive sorte de não usar a camisola porque apenas fui do aeroporto a uma entrevista em directo na BBC.
kendimi çok canlı ve özgür hissettim, iki gün boyunca kostümü çıkarmadım.
Eu me senti tão vivo e livre, eu não tirar a roupa por dois dias.
- Çaktın mı? Bu hayvanlara şans verirsen, seni canlı canlı yer bunlar.
- E vê se entendes, esses animais comem-te vivo se lhes deres uma oportunidade.
Ama biraz daha canlı söylemen lazım.
Mas tens de ser um pouco mais energético.
Bu adama canlı ihtiyacımız var.
Queremos o homem vivo!
Bayan Bagchi, Shridhar'a canlı ihtiyacımız vardı.
Sra. Bagchi, queremos o Shridhar vivo.
Ben genç, şımarık, tez canlı ve Amerikalıyım.
Sou nova, mimada, impetuosa e americana.
Canlı yayınla intihar mı? Ayrıca Nico-dou sitesinin admini de o yayından sonra intihar etmiş. Aynen.
O directo de um suicídio?
Vaha'daki o inatçı canlıları bezdirmek için aylarca uğraştım...
Maldição! Desperdicei meses a expulsar aquelas teimosas criaturas do Billabong.
- Canlı çıktığımıza dua et!
- Foi sorte conseguirmos sair.
Çocuğa canlı olarak ihtiyacımız var.
Precisamos do miúdo vivo.
Cesedi haftalarca canlı tutacağım.
Vou manter o cadáver vivo por semana...
Tekrar ortalama ailenin evinde arkadaş canlısı ve sıradan matematikten hiç çakmayan Rafa'ya yardım ediyorum.
De regresso à casa da família normal, ajudei outra vez o Rapha, o meu camarada banal e simpático, que não percebe nada de matemática.
- Baban arkadaş canlısı mıdır?
- O teu pai é simpático.
Oradaki talihsizleri canlı tutmak zorundaydım.
Tinha de manter vivos os desgraçados que o eram.
Sanırım 9 canlıyım.
Pois, parece que tenho nove vidas.
- Bana tabutumu geri getir yoksa onu canlı canlı yakarım.
Agora traz-me o meu caixão de volta antes que o queime vivo.
Neredeyse canlı canlı gömüldükten sonra mı demek istedin?
Queres dizer, depois de quase ter sido enterrada viva?
O zaman neden o nehirden canlı çıktım?
Então porque saí daquele rio?
Edgar, canlı bağlantı hazır mı?
Edgar, aquela transmissão ao vivo já está operacional?
Velev ki bu doğru olsun. O hâlde birer canlı kukla mı oluyoruz?
Se isso for verdade, somos apenas bonecos de pano?
Canlı yayında mıyız?
Oh, é em directo.
Costello ben olacağım, Abbott'ı da canlı bir puma oynayacak.
Eu vou fazer de Costello, e a Abbott vai ser interpretada por um puma de carne e osso.
- Onlar canlı larva mı?
São larvas vivas?
Fişi takılı, canlı birine ihtiyacımız var.
Precisamos de alguém com ligações.
Ben FBI'da kontratlı olarak canlı ve sıvı uzmanıyım.
Eu sou um perito em insetos e lama com contrato com o FBI.
Çünkü basında onu canlı göstererek yıllık milyonlarca dolarlık dış yardım alıyorlar.
Mantê-lo vivo nos jornais e na imprensa garante-lhes milhares de milhões de dólares por ano em ajuda externa.
Senin de buraya canlı bir Özgürlük Heykeli ile geldiğini hatırlatayım mı?
E lembro-te : aqui é o centro da liberdade nova-iorquina.
Evet, bilgisayarından canlı bağlantım vardı ama görüntülemeyi durdurdum.
Sim, monitorizo o seu computador mas parei de ver.
Bakalım herhangi bir canlılık belirtisi var mı?
Vejamos se ainda dá para salvar. Já o fiz.
Eylem Soyluer, Kurtuluş son durak Saadet Apartmanında direnişe katılan kadınların sözcüsü birazdan canlı yayında tek tek sorularımızı yanıtlayacak.
Eylem Soyluer, em Kurtulus, Saadet Apartments, é a porta-voz da resistência. Ela irá responder às minhas perguntas daqui a nada.
Bana canlı lazım.
Eu preciso dos vivos.
Canlı yayına çıkman lazım.
Tenho que te pôr de voltar no ar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]