Eğer değilse перевод на португальский
1,875 параллельный перевод
Eğer değilse nerede?
Se não, onde é que ele está?
Eğer değilse, sana hayatının ne kadar kötü olduğunu hatırlatır.
Se não for, faz-nos lembrar como a vida é má.
- Eğer öyle değilse, o zaman...
- Se não é esse o caso, então...
- Eğer acil değilse...
- A não ser que seja urgente.
Eğer parazite neden olan bir pilon değilse.
A não ser que haja uma torre elétrica a causar interferência.
Yani, eğer yanan kendisi değilse, o numarayı yapmaz.
Não ia realizar o truque do fogo se não fosse ele que estivesse a arder.
Çünkü neyi iyi yaparsa yapsın, eğer bir kadın iyi bir anne değilse o başarısız biridir. Değil mi?
Independentemente do que faça, se uma mulher não é uma boa mãe, é um fracasso, não é?
Eğer uranyum değilse, başka bir tür toksin olmalı.
Se não é urânio deve ser outra toxina.
Eğer bu bir hedef saptırma değilse.
A menos que tenha sido uma distração!
Eğer Henry Alonzo değilse, oğlunun nişanlısı değilse o zaman kim? Wesley ikinizi biliyor mu?
Se não é o Henry Alonzo, e não é a noiva do seu filho, então quem?
Eğer kötü şans değilse, buna çokta güzel bir şans diyemeyiz.
Se não fosse má sorte, não tínhamos sorte nenhuma.
Eğer burası cehennem değilse, dostum...
Se não é o inferno, amigo...
Eğer bu hayal değilse, tabağında yiyecek görüyorum!
Estou a ver comida no teu prato em vez de imagens desfocadas.
Eğer menenjit değilse... Hayatını tehlikeye atıyoruz ve ilaçları da boşa harcıyoruz demektir.
Se não for meningite, arrisco a vida dele e desperdiço medicamentos.
Eğer konu bu değilse neden bu "Evimizdeki Tehlike" broşürünü bastırdınız?
Se não é um problema, por que é que distribui panfletos que falam acerca da pedofilia?
Eğer o zaman bir şey değilse, bir şey değildir.
Se não for nada, não é nada.
Eğer senin için sorun değilse... onlarla çalışmaktan mutluluk duyarım.
Sabes, se estiveres disposta a isso, gostaria imenso de trabalhar com eles.
Eğer yalan değilse doğrudur.
Só é verdade se não for mentira.
Yani, eğer bu aşk değilse...
Se isso não é amor...
Eğer o değilse, Sınır Devriyesi'nde çalışan ikizi var demektir.
Se não era ele, então tem um irmão gémeo na Patrulha Fronteiriça.
Eğer yapan o değilse işler iyice arap saçına dönecek.
Decerto que aquilo perturbou algumas pessoas. Se não foi ele que o fez.
Dediğim gibi Walter eğer bu meslek sana uygun değilse çok geç olmadan çık git.
Como eu disse, Walter esta vida não é boa para si. Deixe-a, antes que seja tarde demais.
Eğer Suresh burada değilse muhtemelen laboratuvarındadır.
Se o Suresh não está aqui, deve estar no laboratório.
Eğer o beklediğin kişi değilse, O zaman o senin için kimdi?
Então, se ela não foi a "Tal", o que diabo foi?
Eğer bu ruh değilse, ne olduğunu ben de bilmiyorum.
Se isso não é uma alma, não sei o que seja.
- Eğer bir çete değilse.
- Não se for um gang completo.
Eğer bir cinayet değilse, o zaman neden bana söylemedin?
Se não foi assassinato, por que não me contaste?
Eğer bu aşk değilse.
Se isso não é amor...
Eğer gerçek değilse nasıl kullanılır hatırlıyor musun?
Sabe como usar isto, não é?
Eğer koro çalışması, Asher'ın partisi değilse açıklaman gereken bir şey var.
Bem, a menos que o coro seja a atracção da festa do Asher, tens muito que me explicar.
Ve eğer inancın yeterli değilse, güçlü arkadaşlar edin.
E se a fé não for suficiente, que tenhas amigos poderosos.
Eğer senin arzun bu değilse, lütfen bunu bana bildir.
Se esta não for a tua vontade, então envia-me um sinal.
Eğer katil o değilse, kim?
Se não é ele, então quem é?
Ama, Skipper, eğer Maurice içinde değilse, nerede peki?
Mas Comandante, se o Maurice não está aqui, onde é que ele está?
Eğer baban orada değilse sen de daha iyi oluyorsun ve kanatlanıyorsun senin ifadenle orada olmadıkça.
Que se tu tivesses ficado sozinho, terias aberto as tuas asas também, se ele não estivesse lá. Se ele não estivesse no teu caminho, por assim dizer.
Eğer gerçek değilse, neden Lenu böylesine şeyler söylüyor ki?
Por que a Lenu diria tais coisas se não fossem verdade?
Ona asla Mongo'yu duyurmamalıydım. eğer benim için değilse...
Ele nunca teria ouvido falar de Mongo se não fosse por mim.
Eğer çıplak olan sadece ayakları değilse çok mantıklı.
Até faz, se estivesse todo nu
Şimdi eğer Peder orada değilse bu demektir ki kocanız yalan söylüyor - Ve nedenini bilmek istiyoruz.
Se o Pai não estava lá, significa que o seu marido está a mentir e gostaria de saber porquê.
Pekâlâ, eğer bu Ronon ve Teal'c değilse, o zaman kim dışarıyı çevirdi?
Muito bem, se não são o Ronon e o Teal'c, então quem discou de lá?
Demek istediğim, eğer CA-2 değilse osteopetrosisin bilinen diğer nedenleri tedavi edilemez.
O que eu queria dizer era que se não é AC-2... Bem, nenhuma das outras causas de osteopetrose pode ser tratada.
Peki, eğer onlar değilse, o zaman onları kim aldı?
Bem, se não foram eles, então quem foi? Eu não sei.
Peki, eğer öyle değilse, zamanlaması çok büyük bir rastlantı.
Bem, se não foi ele, foi uma coincidência dos diabos.
Eğer babam orada değilse, her şeyi bir hiç için riske atmış oluruz.
Se o meu pai não estiver lá, arriscámos tudo para nada.
Tamam, pekâlâ, eğer burası kötülüğün barınağına arka kapı değilse, nedir bilemiyorum.
Se esta não é a entrada de serviço de um covil do mal, então não sei o que será.
Eğer tesadüf değilse, çok daha yüksek.
São bastante maiores se não for nenhum acidente.
Eğer bu seni düşmanım yapmaya yeterli değilse, o zaman ne yeterlidir?
Se isso não é suficiente para te fazer meu inimigo, então o que raio é?
Eğer bu vurgun değilse, nedir peki?
- Se não é da descompressão, é o quê?
... ve işe gitmem gerekiyor. Eğer benimle konuşacağın hayat memat meselesi değilse sonra konuşsak olmaz mı?
Já tive um dia longo e tenho que ir trabalhar, por isso se tiveres alguma informação que vá mudar a minha vida e que gostasses de me contar, podias esperar até mais tarde?
Eğer Tate kardeşlerden birisi değilse kim peki?
Se o Tate não é um caloiro, então, quem é ele?
Eğer kimse kilit altında değilse Will'in gerçekten karartmalar esnasında burada olup olmadığını bilemeyiz.
Se nenhum deles estava fechado então, não sabemos se o Will ficou aqui, durante os blackouts.
değilse 32
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer izin verirsen 26
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer mümkünse 45
eğer isterseniz 86
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer mümkünse 45
eğer isterseniz 86