Eğer o olmasaydı перевод на португальский
756 параллельный перевод
Eğer o olmasaydı uzun zaman önce kaçardım ama hep bana engel oldu.
Se não fosse por ele, já tinha partido. Mas ele impede-me de ir.
Eğer o olmasaydı, ben- -
Ora, se não fosse por ele, eu...
Eğer o olmasaydı...
Se não fosse ele...
Eğer o olmasaydı...
Se não tivesse sido...
- Eğer o olmasaydı bende burda olmazdım.
- Não queria estar aqui, se isto importa.
Biliyorsun, eğer o olmasaydı... seninle asla tanışamazdım.
Sabes, se não fosse ele, nunca te teria conhecido.
Bunların hepsi Marty'nin fikriydi. Eğer o olmasaydı, defterlere sahip olamazdın.
Se não fosse ele, não teria os livros.
Eğer panik içinde olmasaydı, yaşlı kadının parasını bulurdu. Bir yatağın içine güzelce saklanmış 1.500 ruble. İşinin ehli ve zeki bir suçlunun ilk bakacağı yer orası olurdu.
Se não tivesse entrado em pânico, teria encontrado o dinheiro da velhota, 1.500 rublos bem enfiados num colchão, o primeiro lugar que um criminoso competente e com cabeça teria visto.
Eğer o işi gerçekten sen yapmış olmasaydın, çoktan polise giderdin.
Se não o tivesse feito, teria ido à polícia.
Eğer doğru şekilde olmasaydı bozabilirdin.
Só se pode anular quando algo está errado desde o principio.
Eğer Constance Petersen, buzdan yapılmış insan ve gerçeğin ateşli... -... savunucusu olmasaydın derdim ki...
Se fosse outra pessoa que não Constance Petersen, o glaciar humano... a zeladora da verdade, eu diria...
Tek sorun, eğer dedektif olmasaydın çok eğlenebilirdik.
O problema é que nós... Nos podíamos divertir, se você não fosse detective.
Eğer ben olmasaydım, O çoktan buralardan gitmiş olurdu.
Se não fosse por mim ele já teria partido há muito.
Eğer olmasaydı, o zavallı kör adamla evlenmezdi.
E uma pessoa que não fosse simpática não se teria casado com aquele pobre cego.
Eğer trafik olmasaydı, yarım saat önce burada olabilirdim.
Se não fosse o trânsito, ja ca estava.
Eğer şu rüzgar olmasaydı, o adamı öldürmeyecektim.
Se não fosse por aquele vento, eu não o teria matado.
bunu asla unutmayacağım. eğer geleceğin hakkında bu kadar çok düşünüyor olmasaydım... seninle bu tarz konuşmazdım.
Não me teria intrometido, se não estivesse tão preocupado com o seu futuro.
Eğer o bu filmde olmasaydı, sen de bitecektin.
Se ela não participasse, também estavas acabada.
O'da istiyordu. Eğer sen olmasaydın.
E ela também queria, se não tivesse sido você.
Eğer Mark Williams için olmasaydı bile, yapacak bir şey hatta bir iş bile bulabilirdim.
Se não fosse o Mark, eu não teria o meu trabalho, nem sequer um emprego.
Eğer o mantarlı tabanca gerçek olsaydı ve benim bie silahım olmasaydı, o da bir tür Tanrı olurdu ve yaşamamı isteseydim, üzerinde yürüdüğü yere kapanırdım ve ona hayatım için yarım milyon dolar öderdim.
Se não tivesse a arma, você nunca me teria falado. Nem sequer teria olhado para mim. Mas, graças à arma, você vai-se lembrar de mim enquanto viver.
Eğer Curt olmasaydı bu çiftlik olmazdı.
Não haveria rancho nenhum se não fosse o Curt.
Eğer Johnny Hawks olmasaydı öldürülebilirdim doğrusu.
Teria sido se não fosse aqui o Johnny Hawks.
Eğer Stride olmasaydı Silver'dan yirmi mil uzakta hala çamurda olurduk.
Se não fosse o Stride, continuaríamos enterrados na lama... a 20 milhas de Silver.
Eğer Morley burada olmasaydı, burada o içkiyi yudumlayamazdın.
Se não fosse por Morley, não estaria bebendo esse uísque.
Eğer beyin hasarlı olmasaydı, çalışmam bilimsel bir başarı olacaktı.
Se o cerebro não fosse danificado, a minha obra teria sido a maior criação da ciencia.
Eğer destek vermeseydiniz ve onun dışişleri bakanı olmasaydınız Başkan Wilson ne Beyaz Saraya girebilirdi ne de savaşı kazanabilirdi.
O presidente Wilson jamais teria chegado à Casa Branca se não fosse o seu apoio dado durante a guerra e o seu desempenho como secretário de Estado.
- Eğer senin yolun üstünde olmasaydı, Mary, treni durdurmadan onu atacaktım.
Se dependesse dele Mary, o comboio teria feito a viagem sem paragens.
Eğer Monsewer olmasaydı, kafaderilerimiz bazı Comanche çadırlarında sallanacaktı ve bu bebek asla Texas'da büyüyemiyecekti.
Se não fosse por ele, nossos escalpos estariam enfeitando as tendas comanches e ele não cresceria para mentir sobre o Texas.
Eğer onları geri çağıramıyor olmasaydım O zaman Size onları imha etmenizde yardımcı olacağız.
Se não os fizermos regressar acho que vamos ter de ajudar-vos a destruí-los.
Eğer burası... tanrının evi olmasaydı, tükürürdüm.
Eu faltaria com o respeito, se não estivesse na casa de Deus.
Eğer Sezar olmasaydı, Roma'nın en büyük gladyatörü olurdu. Evet!
Se ele não fosse César, seria o maior Gladiador de Roma!
Eğer Tanrı O'nun içinde olmasaydı, görmemi sağlayamayacağına inanıyorum.
Acredito que se Deus não estivesse nele... não teria sido capaz de fazer-me enxergar.
Eğer orda olmasaydım ve o su kanalı olmasaydı, üstesinden gelirdi.
Se eu não estivesse lá... Se não fosse isso, ele teria conseguido. .
Ya, eğer biz Zira ve ben burda olmasaydık, o o hala burada olacaktı, iki arkadaşıyla birlikte Zaius müzesi büyük salonunda, doldurulmuş bir örnek olarak.
Se não fosse aqui a Zira, ele ainda cá estava, embalsamado na grande sala do Museu Zaius junto aos seus 2 amigos.
Eğer o senin kızılderili olmasaydı...
Se não tivesse sido por aquela tua índia...
- Eğer adın Chadwick olmasaydı... - ve bütün bunlara sahip olmasaydın... - Yani, gerçekten Peter Hamiltonın sana bir değer vereceğini düşünür müydün?
Se o teu apelido não fosse Chadwick e se não tivesses tudo isto achas mesmo que o Peter Hamilton olharia duas vezes para ti?
Eğer Luther olmasaydı, hala Gianelli'de tilt oynuyor olurdum.
Se não fosse o Luther, ainda estava a dar golpes fáceis.
Eğer bu tuhaf kıyafetleri olmasaydı patronum olabilirlerdi.
Eles podiam até ser o meu conselho de directores se não fosse pelas roupas extravagantes.
Eğer Nora'ya aşık olmasaydı... ve Yüzbaşı Quin'in yüzüne şarap atmasaydı... Barry'nin kaderi ne kadar da farklı olabilirdi.
Como teria sido diferente o destino de Barry... não se tivesse ele apaixonado por Nora... ou lançado o vinho à cara do Capitão Quin.
Evlilik yaparak Sejanus'un ailesiyle akraba oluşum hayatıma mal olabilirdi, annemin oğlu olmasaydım eğer.
"A minha aliança por casamento com a família de Sejano " poderia ter-me custado a vida não fosse o facto de ser filho de minha mãe.
Eğer doğrudan haneye tecavüzle bir ilgisi olmasaydı, peşinden gitmezlerdi.
Não tocam em nada que não esteja ligado com o assalto.
Ve eğer sen o kadar budala olmasaydın... bu haberi senin kendi güvenliğin için bizim yaydığımızı anlardın.
Saberia que planejamos isso para protegê-lo.
Eğer kasabadaki tek doktor olmasaydım, sosyal hayata vaktim olurdu.
Se não fosse o único médico da cidade, até teria muito tempo para visitas.
Eğer ortada o polis olmasaydı, sana devam etmeni söylerdim.
Se não fosse por aquele polícia, dizia-te para ires em frente.
Biliyorsun doktor, eğer Billy'nin öldüğünden emin olmasaydım...
Sabe uma coisa? Se eu não tivesse a certeza de que o Billy estava morto...
Eğer ben tekrar hayatlarına girmiş olmasaydım Billy'nin ringlere yine de geri döneceğini sanmıyorum.
Não, eu acho que o Billy nunca voltaria ao ringues... se eu não tivesse aparecido.
Eğer sıcak bir takipte olmasaydım, o sefil herifi ve Sukiyaki bisikletini yolun ters tarafını kullanmaktan kodese tıkardım.
Se não estivesse numa perseguição, agarrava naquele vagabundo e na sua bicicleta Sukiyaki e colocava-o na prisão por conduzir em contramão.
Eğer sen olmasaydın Copper asla iyi bir av köpeği olamazdı.
Sem ti, o Dentuça não seria um bom cão de caça.
Eğer siz, bu talihsiz olayla doğrudan ilgili olmasaydınız evinizde durumdan habersiz oturuyor olacaktınız.
Se não estivesse pessoalmente envolvido neste lamentável incidente estaria feliz em sua casa, complacente, sem nem saber o que estava acontecendo.
Eğer Aaron küçük olmasaydı, babası vatandaşlığa geçecekti, bu durumda teknik olarak Aaron vatandaş değil.
Se o Aaron não fosse um menor na altura em que o pai foi naturalizado, então Aaron não era, tecnicamente, um cidadão. Nunca foi um.
eğer öyleyse 172
eğer o 55
eğer öyle olsaydı 20
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer olmazsa 16
eğer olsaydı 17
eğer öyle diyorsan 21
eğer ölürsen 18
eğer ölürse 18
eğer o 55
eğer öyle olsaydı 20
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer olmazsa 16
eğer olsaydı 17
eğer öyle diyorsan 21
eğer ölürsen 18
eğer ölürse 18
o olmasaydı 39
eğer istersen 206
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer yanılmıyorsam 39
eğer istersen 206
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer yanılmıyorsam 39