Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ E ] / Eğer olmazsa

Eğer olmazsa перевод на португальский

866 параллельный перевод
Eğer olmazsa, ona buradan taşınacağımızı söyleriz.
Se não concordar, diremos que vamos sair desta casa.
Eğer olmazsa...
Caso contrário... bem...
Eğer olmazsa, Starbuck sevdiği herşeyden vazgeçecek
Se não for, o Starbuck abandonará tudo o que ama.
Eğer olmazsa kelleler uçar yardımcıların kellesi.
Caso contrário, irão rolar cabeças. Cabeças de assistente, pelo menos.
Eğer çok kişisel olmazsa, parayı nasıl toparlayacaksın, sorabilir miyim?
Se não é indiscrição, como vai arranjar o dinheiro?
- Eğer senin yerini almak üzere orada olmazsa, öğlen seni öldürecekti.
- Ias morrer ao meio dia, se ele não estivesse ali para tomar o seu lugar, 529 00 : 59 : 17,868 - - 00 : 59 : 21,504 Que classe de mulher é você, para os ladrões te libertaram?
Eğer dediğim gibi olmazsa... eğer istemediğiniz bir şeyi yapmanızı söylersem, Tony'nin dediği gibi benimle bozuşabilirsiniz.
Se não for assim, e acharem... que estou querendo passá-los para trás, como Tony disse... podem deixar-me caído como uma batata quente.
Eğer sorun olmazsa içeri kendim girmek istiyorum.
Se não importa, preferiria entrar sozinho.
Eğer sorun olmazsa seni bizzat buldum ve bizzat teslim edeceğim.
Eu o encontrei e o entregarei pessoalmente.
Eğer sizin için sorun olmazsa, sizinle birlikte o gecenin üzerinden bir daha geçmek istiyorum.
Se não se importa, Latour, gostaria de rever aquela noite.
Biraz suyla bir bardak viski alırım, eğer sorun olmazsa.
Preferia um uísque com muita agua.
Eğer rekabet olmazsa basın özgürlüğünden bahsedemeyiz.
Sem concorrência, não há liberdade de imprensa.
Profesör, eğer sorun olmazsa, aşağı inmenizi, ve Kaptan Farragut ile tanışmanızı istiyorum.
Gostava de o apresentar ao capitão Farragut.
Eğer Rotenon'un etkisinden kurtulursa ve su dışında bunca süre kalmakla bir şey olmazsa kurtulur.
Se sobreviver ao rotenone e a estar fora da água tanto tempo.
Eğer siyah olmazsa.
A menos que ele seja negro.
Eğer benim için olmazsa, vadi de olmaz, depo da olmaz.
Se não fosse por mim, não haveria vale nem gado.
Eğer sorun olmazsa.
Isso se você não se importar.
Eğer başarısız olmazsa.
A não ser que tenha falhado.
Eğer ihtiyacını karşılayacak yeteri kadar şey olmazsa, biraz daha yatırım yapacağız.
E se não houverem escândalos suficientes, inventaremos outros.
Senin ihtiyara, benim ihtiyarın ne dediğini söyleyeyim. Eğer bu baskı elinde olmazsa bu binayı havaya uçururmuş.
O meu diz que se não tem a película fará voar este edifício.
- Eğer o olmazsa, kurtulamayız.
- Se não, morreremos.
Eğer sizin için sorun olmazsa yüzmeye gideceğim.
Se não se importa, gostaria de ir dá um mergulho no lago.
Eğer size yük olmazsa, Bana biraz lolipop almanızı rica edecektim.
Se não for muito trabalho, podia comprar-me alguns doces para mim?
Eğer yakında bir şeyler olmazsa, buradan kurtulamazsak, buna daha fazla dayanamam.
Se algo não acontecer logo, se não sairmos daqui... Não vou agüentar muito mais tempo.
Eğer savaş olmazsa.
- Se não há uma guerra.
Eğer şafağa kadar bir değişiklik olmazsa yaşayacak.
Se não houver alterações nas próximas horas, o doutor pensa ele resiste.
Eğer senin aşkın olmazsa hiçbir şey olmaz.
"Se nosso amor é impossível,"' "Ninguém poderá substituí-lo."
Sizi yaşatan, bu. Eğer bir cinayet, bir suç olmazsa, işsiz kalırsınız!
Sem assassinatos estariam no desemprego.
Eğer bir Colt'um olmazsa kendimi çıplak hissederim.
- Não são tolices. Eu sem uma Colt, sinto-me nú.
Bay Anderson, eğer sen bu savaşın ortasında kalır ve sana bir şey olmazsa, seni kutlarım.
Sr. Anderson, se consegue estar no meio desta guerra sem ser incomodado, dou-lhe os parabéns.
Eğer zahmet olmazsa biraz su içebilirmiyim.
Só um golo da sua água, se não se importar.
Eğer 5 dakika içinde burada olmazsa, onu firari olarak rapor edeceğim.
Se ele não chegar dentro de cinco minutos, considero-o desertor!
Eğer 7'den önce burada olmazsa çok geç olacaktır. Akşamdan önce emirleri almalıyım.
Tenho que conseguir esta ordem antes que anoiteça.
Eğer paran olmazsa...
- Se não tiveres dinheiro... - "Dinheiro?"
Eğer sistemimizi gösterirsek, fakat bir referans noktası da olmazsa, bir şey öğrenemeyecek.
Se mostrarmos o nosso sistema, se não tiver um ponto de referência, não saberá de nada.
Yıl sonuna dek kesinti olmazsa, bir tekrar ücreti alıyoruz. Önceki veya sonraki yıla vergi indirimi için eklenebiliyor eğer yeni dizi yoksa.
Se não houver interrupção até ao fim do ano, recebemos um suplemento que pode ser somado ao ano anterior ou ao seguinte, para fins de impostos, se não houver uma nova série.
Eğer hatasız olmazsa, Birisi kafana kurşunu. sıkacak Şimdi getir!
E se não ser exato, alguém vai te colocar uma bala... na cabeça. Vamos!
Eğer rötar olmazsa sabah Buffalo'ya varmış olacağız.
Se não houver atraso, devemos chegar a Búfalo pela manhã.
- Fakat ya olmazsa? - Ya eğer senin gitmene izin vermezlerse?
- Mas e se não te soltarem?
Eğer kader bizden yana olmazsa...
Se o destino não nos sorrir, leve esta mensagem à Alma.
Siz eğer istemiyorsanız, hiç olmazsa nazik davranın.
Se não quer ser "puxada", então pelo menos mostre-nos alguma cortesia.
Eğer artık senin tutkularını harekete geçiremiyorsam hiç olmazsa bana biraz saygı ve sadakat gösterseydin.
Se não consegues desenvolver uma paixão de outono por mim, o mínimo que eu exijo é respeito e lealdade!
Eğer onlar, gitmiş olmazsa, ve tarih bırakılmazsa.
Não tem importância. - Sim, Sr.
Ona, eğer bir inek almış olsaydı hiç olmazsa elinde post ve donyağı kalacağını söyledim!
Eu disse-lhe se ele tivesse comprado uma vaca.. ... pelo menos teria a pele e a gordura!
Eğer George kalfa olmazsa, belki sahip isi bilen birini bulur.
Se o George não for o capataz, talvez o mestre arranja alguém que saiba ser.
Eğer sorun olmazsa bayanla dans etmek istiyorum.
Gostaria de dançar com a senhora, se não se importar.
Biz sizin geçmişinizi affetmek zorundayız, siz de bizim bu günümüzü. Eğer birlikte bir geleceğimiz olmazsa, beyaz adam, geleceğimiz olmaz.
Temos que perdoar-vos pelo passado e vocês têm de nos perdoar o presente se não tivermos um futuro juntos, não teremos futuro.
Eğer sorun olmazsa sizinle gelebilir miyim Kaptan?
Alerta-me se tiver problemas?
Hoparlörlerden anons edip diyin ki eğer Braun'un katili 48 saat içinde teslim olmazsa Karya halkından on kişi daha kurşuna dizilecek.
- Já. E comunique isto pelos altifalantes. Se o assassino do tenente Braun não se entrega durante as próximas outros dez cidadãos de Kariai serão executados.
Şey, özel bir soru olmazsa eğer, bakire misiniz?
Bom, se não é uma pergunta pessoal, és virgem?
Eğer rötar olmazsa St. Thomas'a varış saatimiz...
Se estiver no horário, nós devíamos estar a chegar a St. Thomas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]