Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ K ] / Kalmamış

Kalmamış перевод на португальский

2,748 параллельный перевод
Tamam, ama süper derecede av tutkunuyum Dünyada'da başka hiç biri kalmamış insan ırkının geleceği, sana ve bana kalmış.
Estou super animado por causa da caça, e não existe outro homem no planeta, e cabe a mim e a ti levar a raça humana adiante.
Dolapta hiç kalmamış.
Não há nada no frigorífico.
Eve kımıldamaya mecalim kalmamış halde gelseydim Diane bir şeyler döndüğünü anlardı.
Se chegasse a casa quase sem me poder mexer, a Diane saberia que algo se passava.
- Bu karar sana kalmamış
- Acho que não é nada contigo. - Cala-te.
Hey, üzgünüm hiç tereyağımız kalmamış fakat hemen getirebilirim.
Sinto muito. Estamos sem manteiga mas vou buscar mais muito depressa,
Harika, vuruşum hâlâ iyi gücüm kalmamış ama düzelir.
Óptimo. O jeito continua cá, a força, não. Mas há-de voltar.
Binada hiç adrenalin kalmamış.
Já não há adrenalina no edifício.
Fazla zamanı kalmamış.
Não lhe resta muito tempo de vida.
... ay! Marty, bir şey kalmamış ki.
Marty, passa num ápice.
Artık Praxis burayı kontrol etmediğine göre, dünyanın içinden gelen anormal sürülerinin yüzeye ulaşmasını engelleyecek hiçbir şey kalmamış demektir.
Sem o controlo da Praxis aqui em baixo, nada impedirá a maré de Anómalos da Terra Oca de chegarem à superfície.
Bu hayatta özel bir şey kalmamış olabilir ; ... ama iyi tarafından bak - dünyanın sahipleri biziz.
Talvez esta vida não seja nada especial,... mas olha para o lado bom, somos os donos do mundo.
Bu gördüğünüz kaybedecek bir şeyi kalmamış bir adam.
Isto é um homem que não tem nada a perder.
Görünüşe bakılırsa başını yaslayabileceğin güvenli bir yer kalmamış.
Parece que já não há sítios seguros onde um tipo possa descansar a cabeça.
Demek ki geç kalmamışım.
Então não estou atrasado.
Kız da orada olmalı öyleyse. Çünkü Kaptan Kanca elbiselerini değiştirmekle kalmamış. Özel olarak hazırlanmış.
Então é aí que a rapariga deve estar, porque o Capitão Gancho não mudou simplesmente de roupa, aperaltou-se.
McCann ve Day'in elinde paraları da kalmamış.
McCann e o Day não fugiram com dinheiro, então...
Suda çok kalmamış.
- Não esteve muito tempo na água.
Nasıl kazanacağını bilmiyor çünkü buna hiç mecbur kalmamış.
Não sabe vencer, porque nunca teve de fazê-lo.
Ama kumarhanenin hediye dükkanında kalmamış.
Não tinham isso na loja do Casino.
Sanırım fırının sıcaklığı o kadar yüksekti ki Glock marka silahın polimer dış kaplamasını eritmekle kalmamış ayrıca metal namluyu da yumuşatmış.
Acho que o forno não apenas derreteu o exterior da Glock, mas também amoleceu o cano de metal.
Hiçbir şey kalmamış.
Não há nada lá fora.
- Pek fazla birşey kalmamış.
- Não sobrou muito dele.
Susan ve Madeleine'in gömmeleri için bir şey kalmamış.
Resta pouco para a Susan e Madeleine enterrar.
Melek tozuyla ilgili bana yalan söylemekle kalmamışsın, bir de kardeşimle yatmışsın! Sırada ne var? !
Não só me mentiste acerca do PCP, como fornicaste com o meu irmão!
Herb, onunla hiç yalnız kalmamış onunla zaman geçirmek zorunda olmamıştı.
Herb nunca esteve sozinha com o Nim, e Herb nunca teve de perder tempo com ele.
Funyuns kalmamış!
Yo! Já não tens Funyuns!
Pek bir şey kalmamış.
Não sobrou muita coisa.
Hiçbir şey kalmamış.
Não sobrou nada.
Görünen o ki takımının sana ihtiyacı kalmamış.
Parece que a sua equipa não precisa mais de si.
Kömür kalmamış.
Estão sem carvão.
Bu, yağ ekstraksiyonu yani, gezegendeki en kirli yağlardan... Bu, yağ eldesi için çok yüksek miktarda enerji gerektiği anlamına gelir ve bu yağı çıkarma amacımız yani bu kirlinin daha kirlisi... yağı çıkarma amacımız ortada daha başka petrol kalmamış olmasındandır.
Trata-se de extração de petróleo, que é um dos mais sujos do planeta, o que significa que precisa de mais energia para ser extraído, e a razão para extrairmos este petróleo tão sujo, deve-se ao facto de não termos mais nenhum para extrair.
Normal kimse kalmamış.
Nenhuma pessoa normal.
Kraliçe Sindel ve genç Kitana'yı koruyan kimse kalmamıştı tabii Kral dışında...
A rainha Sindel e a jovem Kitana foram deixadas sem uma protecção adequada. Excepto a do rei...
Guacamole kalmamış.
Não têm guacamole.
Sanki kaybedecek bir şeyi kalmamış gibi.
É como se a vida não tivesse significado.
Şansınıza küsün. Yumurta kalmamış.
Não há ovos.
Bakiyeniz kalmamış.
Parece que a sua conta está a descoberto.
- Ellerinde kalmamış.
- O quê? - Não têm.
Görünüşe göre hiç adamın kalmamış.
Parece que ficaste sem amigos.
Neredeyse hiç esrar kalmamış.
Estamos quase sem erva
Para falan kalmamış lanet olası para nerede?
Não tem dinheiro nenhum... Onde está o maldito dinheiro...
Erik suyu kalmamış.
Sumo de ameixa fresquinho.
Enesserette planına bağlı kalmamış olabilir.
Talvez nem esteja ligado à questão do Enesserette,
Biri onu kilitlediği anda Renny'nin dışarı çıkmasına da imkân kalmamış.
Ao ser colocada, o Renny não teve como escapar.
Aile geçmişinde hiç kan hastalığı yok kan sayımı normal ve kimyasal toksine maruz kalmamış. Bunu bilmiyoruz.
Não há doenças sanguíneas na família, os valores estão normais, e não foi exposta a toxinas químicas.
Burada, sığınakta kalmamız lazım.
Temos que garantir esse bunker.
Yani çok farklı şartlarda hayatta kalmamızı sağlayan olağanüstü bir adaptasyon esnekliğine sahip insan organizmasının belli çevresel gereksinimler veya insani ihtiyaçlar için sıkı sıkıya programlanmış olduğu gerçeğini fark ettiğimizde toplumsal zorunluluk belirmeye başlar.
Portanto : quando reconhecemos o facto de que o organismo humano que tem uma grande flexibilidade adaptativa, que nos permite sobreviver nas mais diversas condições, e também está rigidamente programado para determinados requisitos ambientais ou necessidades humanas, um imperativo social começa a surgir.
Duygusal tarafına ne oldu yani? Eser kalmamış.
Onde está o teu lado sentimental?
Bakiyemiz kalmamış mı?
Como...
Kalmamı istiyor musun? Bölümde farklı bir bakış açısı olması iyi bir şey. House'un kurallarının dışında da kurallar olduğunu bilen birisi.
É bom ter uma perspetiva diferente no departamento, alguém que ainda se lembra que há regras para além das do House.
Donutumuz kalmamış.
- Já não há donuts.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]