Kızgın перевод на португальский
11,527 параллельный перевод
Cennetin kutsal Tanrı'sı bizi büyük ve kızgın okyanustan geçirip tüm tehlike ve sefaletin arasından buraya ulaştırdın.
Abençoado Senhor do céu, que nos trouxeste pelo imenso e furioso oceano, e nos protegeste dos perigos e misérias do percurso,
Başımıza hastalık yayan, kızgın tanrıları da getiriyorlar.
Trazem deuses furiosos, que espalham doenças entre o nosso povo.
Kızgın gözlerle bakanlar.
Alguns com olhos zangados.
Neden bu kadar kızgınım?
Porque estou tão zangado?
Eminim ona hâlâ kızgın değilsindir.
Decerto já não estarás zangado com ela.
Bilmediğim için kızgınım.
Estou revoltado por não ter sabido.
Delicesine kızgın olduğum anlarda bile başka yerde olmaktansa senin yanında olmayı tercih ederim.
Até quando estou chateado, prefiro estar perto de ti.
Senin iznin olmadan Aurora'ya işkence yaptığım için hala kızgın mısın?
Ainda estás chateado por eu ter torturado a Aurora sem a tua permissão?
Aurora kızgın, çünkü sevgili kardeşi benim elimde.
A Aurora está chateada porque tenho o seu adorado irmão.
Ama bu kadar kızgın olmanı tuhaf buluyorum.
Mas acho interessante ver que estás zangada.
Ağabeyin uyandığında bana kızgın olacak.
O teu irmão vai acordar furioso comigo.
Çok kızgınsın, değil mi?
Estás muito zangado, não estás?
Seni bin yıldır bu kadar kızgın görmedim.
Há mil anos que não te via tão furioso.
Kızgınsın. Kızdığımız zaman bu şeyleri birbirimizi üzmek için söyleriz.
Estás zangado, se estamos zangados, magoamo-nos, estamos apaixonados.
Onu hiç bu kadar kızgın görmemiştim.
Nunca o tinha visto tão furioso.
Kızgın kalmak için sebep arıyorsun.
Estás a procura de motivos para ficar zangado.
Kızgın olduğunu biliyorum oğlum.
Sei que estás chateado, filho.
Vince'e kızgın olan, kıskanan, yerine geçmek isteyen bir sürü kişi var.
Muitas pessoas chateadas com o Vince. Muita inveja no ar, muitas armas em riste.
Sana yaptığım şey için, kızgın olmakta haklısın.
Pelo que fiz podes ficar zangada comigo.
Bu kadar kızgın olman çok normal.
E sentimentos de raiva, sentimentos de mágoa, são todos completamente naturais.
Yada ona bunca zamandır kızgın olduğun için mi böyle davranıyorsun?
Ou por não te dares com ele à tanto tempo, não sabes o que fazer?
Ben Tanrı'ya kızgınım.
Tenho raiva de Deus.
Kızgınım sana.
Estou chateada contigo.
Leonard'ın Kuzey Denizi'nde yaptıklarını bana söylemene ve iki yıl boyunca bunu Penny'den saklamak zorunda olmama kızgınım.
Estou chateada por dizeres-me o que o Leonard fez no Mar do Norte, e louca por ter escondido da Penny durante 2 anos.
Kızgın olduğunu biliyorum. Ben de kızgınım.
Estás furioso, tal como eu.
Kızgınsın.
Estás zangada.
Patronun olduğum için bana kızgın olmayı bırakmanı istiyorum.
Quero que deixes de ficar tão lixada por ser o teu chefe.
Kızgın olduğunu biliyorum ve bunda sonuna kadar haklısın.
Sei que estás passado e tens todo o direito.
Ne yaparsanız yap, iş yerinde kızgın halde olma.
Não importa o motivo, não te podes irritar no trabalho.
Biliyorum bana çok kızgınsın ama önemli olan da bu.
E estás zangada comigo... Mas... esta é a parte importante.
Aslında, bana kızgın değildin.
Não estavas zangada comigo.
Seni görünce kızgın olduğunu düşündüm.
Pensei que estava com raiva por te ver...
Şu anda Bruce Lee'ye biraz kızgınım, ama iyiyim.
Um pouco chateado com o Bruce Lee, mas bem.
Onun için üzgünüm. Ama kızgın olabileceğini biliyorum.
Lamento por ele, mas sei que ele se zanga.
Jorge Lorenzo'nun kızgın parmak sallayışı.
O acenar do dedo por parte e Jorge Lorenzo.
Onların fikirleri bizimkiler gibi değildir. Ve kızgın da olabilir.
Eles têm sempre uma opinião diferente da nossa e ele fica bastante zangado.
Sana kızgın değil.
- Ela não está domada.
Sürekli kızgın.
Está sempre irritada.
Sana kızgın birileri var mı?
Alguém está chateado contigo?
Bana kızgın olan insanlar saymakla bitmez.
Há muita gente irritada comigo.
Kızgın çünkü protein tozunu bitirdim.
Ele está triste porque acabei-lhe com as proteínas em pó, dele.
Kızgın kedi suratı.
Cara de gatinho zangado.
İnsanlar kızgın oldukları içi yanmasına izin vermişler.
As pessoas ficaram irritadas, e por isso deixaram aquilo arder.
Kardeşimin, ölüyken hayatta olduğundan daha baş belası olmasına kızgınım.
Este sou eu furioso porque o meu irmão dá mais trabalho morto do que me deu quando estava vivo.
Birçok kızgın insan var o zaman.
Muito bem, são muitas pessoas zangadas.
Kocanızın, işinden para aklamayla suçlandığını ve birçok kızgın yatırımcı olduğunu biliyoruz.
Sabemos que o seu marido foi acusado de desaparecer com dinheiro do seu negócio, e que há muitos investidores zangados.
- Kes şunu. Sadece kızgınsın.
- Para, para, estás irado...
Kızgındın ve haklıydın.
E tem razão.
Bana kızgın sayılır.
Ela está um bocado lixada comigo.
Tanrı'ya kızgın olmanı anlıyorum.
Percebo que tenhas raiva de Deus.
Beerus-sama çok kızgın.
Não consegues? !