Salak mı перевод на португальский
1,501 параллельный перевод
Starwars tişörtü giyen, Playstation bağımlısı bir salak mı isterdin yoksa?
Preferia um cromo viciado em jogos com uma camisola da Guerra das Estrelas?
Hemen bozulan sıradan bir arabadaki salak mı olmak isterdin?
Então, preferes andar num carro normal e ser decapitado?
Sen sadece salak mısın yoksa kafan Charlie'nin yatak başlığına biraz fazla mı çarptı? "
"Querida Maníaca. És mesmo estúpida ou bateste com a cabeça na parede muitas vezes?"
Yüce Tanrım, salak mısın nesin, ne yaptığını görmüyor musun?
- Idiota, não percebeu o que ele fez?
Sen salak mısın?
Você é parvo?
- Sen salak mısın?
- És um idiota?
Bunu tamir edebileceğini sanacak kadar salak mısın?
És assim tão estúpido que achas que consegues reparar isto?
Sen beni salak mı sanıyorsun?
Que espécie de parvo achas que eu sou?
Sen beni salak mı zannettin?
Achas que sou estúpido?
- Sence ben salak mıyım?
Achas que sou estúpido?
O kadar salak mı görünüyorum sizce? Anestezisiz böyle bir uygulama yapamam bayım. Ölü eti kesmem lazım.
Seja o T-Bag a tentar encontrar a sua, o Mahone a tentar reencontrar as suas raízes, os irmãos a tentarem fazer o melhor pela sua família...
Evet, salak mısın nesin?
- És o quê, idiota?
Nesin sen, salak mı?
És estúpido?
Salak mısın sen?
Não seja parvalhão.
Sakın yanlış anlama ama sen salak mısın?
Não me leve a mal, mas... é demente?
Bu salak papyona ve kuşağa bakar mısın?
Olha para a porcaria deste laço e desta cinta.
Ben salak filmleri seven adamlardanım.
Sou do tipo que gosta de filmes estúpidos.
Sana artık ihtiyacım yok salak.
Já não preciso de ti.
Kendi köpeğimi tanırım ben, salak.
- Conheço o meu cão, parvo!
Geçen baharda "Salak Kadınlar ve Oğlanlar" da oynamamış mıydın?
Não fizeste o papel principal em Guys and Dolls?
Dur sana bir şey sorayım. O salak zencilere Omar'ın ninesine ateş etmelerini sen mi söyledin?
Diz-me, disseste àqueles pretos para limpar o sebo à avó do Omar?
Kıçımı ye, salak!
Vai-te lixar.
Şimdi salak vatandaşın cebindeki parayı son kuruşuna kadar nasıl iç edeceğimizi konuşalım.
Agora vamos sugar todos os centavos dos robôs comuns.
Ama yapacağız halen ihtiyacımız var yemek, seni salak!
Mas nós... vamos precisar... de comida, idiota!
Bütün bildiğin salak, tüm konferansta takımın 3. olduğu.
Retardada, deveria saber que a equipe de. Varsity esta em primeiro lugar.
Ben zaten o şakayı yaptım salak.
Eu ja zuei isso, retardada.
Trillian ellerinde, yarım beyinli salak herif!
Apanharam a Trillian, idiota desmiolado!
Beni meşhur edeceklerini söylediler ve ben de salak gibi inandım.
Disse que fariam de mim uma estrela, e eu fui uma tonta e acreditei neles.
Enos, seni salak, birisi arabamı mı aldı?
Enos, seu parvalhão, alguém mexeu no meu carro?
Yolunu mu şaşırdın, yoksa salak falan mısın?
Ou são só estúpidos?
- Salak bir numaraya ihtiyacım yok.
- Não necessito de um truque estúpido.
Hangi salak bakmadan adımını atar?
Que espécie de atrasado anda dessa maneira sem prestar atenção?
Her neyse... Sana salak bir şey soracağım açıkçası beni biraz rahatsız eden bir şey var.
De qualquer forma... chamei-te por causa de uma tolice que sinceramente, me deixa um pouco desconfortável.
Pasta yaparım dedim, salak herif kafaya taktı.
Disse que faria um bolo, e o idiota não desiste.
Kampımı kül etmeye yeltenen salak sensin demek.
Então, foi você o idiota que tentou queimar os meus papéis!
Ve o salak klüpleri unutun. Epstein'a Beatles'ı Amerika'da hit yapmasına yardım ettim. Size de edeceğim.
Ajudei os Beatles a estourarem no EUA, e posso fazer o mesmo por vós.
Sana mı sordum salak şey?
Estou a falar contigo, paneleiro?
Gidip tenha limanlarda, uyuşturucu için salak Cezayirli denizcilerle buluşmayı beklemek canımı sıkıyor.
Parece-me uma grande treta, ficar sentado, à espera da porra dos marinheiros argelinos com chapéus verdes, sacos com droga em portos de treta.
Her sorunun ardından tıpkı bir salak gibi kendini sıkıyorsun. - Makine bunu yutuyor. - Oh, Tanrım.
Depois de cada pergunta, se fizermos força como para cagar, enganamos a máquina.
Bugünden sonra istifamı vereceğim... çünkü salakça davrandığımı düşünüyorum... and fron now on would be treated quite rightly... ve bundan sonra da aldatılmış bir salak gibi davranacağım.
Pretendo renunciar ao meu cargo a partir de hoje... porque sinto que me portei como um louco... e que, de agora em diante, me tratariam como tal... com todo o direito.
Catalina'yı sınır dışı ettirdin ve şimdi birkaç salak tacoyu... bana hayatımın aşkına mâl edeceksin.
Fizeste a Catalina ser deportada e queres arriscar o amor da minha vida por um taco.
'O salak kotları giydiğim, uzun saçla dolaştığım zamanlardan utanıyorum'
"Usava aquela roupa estúpida e o cabelo comprido."
Bu bir salak olduğumu ve ne yaptığımın farkında olmadığımı gösterir.
Só prova que fui um parvo por não perceber o que tinha mesmo à minha frente.
Biliyorsun, eğer ben olmasaydım, o salak hastanede olmayacaktın. Bu yüzden...
Sabes, se não fosse por minha causa, não terias ido parar à porcaria do hospital, por isso...
Onu salak bir kız sandım.
Eu pensei que ela era só algum tipo de...
- Bunu yapmak için salak olmak lazım.
- Só um idiota se ofereceria.
Ofisime döneyim ve kişisel kaydından "salak" ve "yetersiz" kelimelerini çıkartayım.
Vou para o meu escritório apagar as palavras "objecto" e "incompetente" do seu registo
E şimdi kendiniz için falcılığın büyük, salak bir aldatmaca olduğunu görmeniz lazım.
Bem, agora já puderam ver por vocês mesmos que a vidência não passa de uma grande vigarice.
Salak mısın sen?
Ainda os tens apertados estupido? Faz isso já.
İnsanlar zor durumda kaldı mı genellikle salak gibi davranır... ama bu kasabada bir daha kimse öldürülmeyecek, rengi ne olursa olsun... ve hiçbir memura saldırılmayacak.
Devido aos problemas, muitas vezes as pessoas agem como idiotas, mas não haverá homicídios de pessoas de nenhuma cor neste acampamento, nem agressões a oficiais de qualquer patente.
Konuşmamızdan sonra, o salak Steve'i aradım... onu azarlayıp davranışları için onu dövdüm.
Depois de termos falado os dois, procurei aquele idiota do Steve... para repreendê-lo e dar-lhe umas bofetadas por ser como é.